Konya
Mehmet Hanife Yapıcı Anadolu Lisesi 10. dershane talebesi 15 yaşındaki Pınar, yüzdelik 100 rüyet engeliyle dünyaya geldikten sonra, ailesinin yardımı ile farklılığının üstesinden gelmiş şekilde taayyüş dört elle tutundu.
Eğitimin kendisini yaşama bağladığını tamlayan Pınar, AA muhabirine, çocukluğundan bu yana okulu, öğrenmeyi, kitapları aşırı sevdiğini söyledi.
Edebiyata hususi ortak dikkat duyduğunu dile getiren Pınar, "Şiirler, kitaplar benim iç dünyam. Hafif geniş türkü yazmaya başladım fakat ruh bilimci iktisap kılmak istiyorum. İnsanları anlamayı ve dinlemeyi seviyorum. Hem insanlardan öğüt almaya aynı zamanda onlara ulama sağlamaya çalışacağım. Ayrıca ruhiyat hesabına faziletkâr lisans ve doktora emek harcamaları da gerçekleştirmek istiyorum. Bunun düşüncesince şimdiden şahsi hisse senedi kitapları okuyorum." ifadelerini kullandı.
"Mutluluğu öz ellerimizle durduruyoruz"
Pınar, ruh bilimci şekilde hayatında sorunlar canlı kişilere iane etmeyi amaçladığını belirterek, şöyleki bitmeme etti:
"İnsanlar ortak nebzecik ortak sorunda güçlü endişelenebiliyor. İnsanların bu endişelerini deşmek istiyorum. Onlara iane kılmak istiyorum. Aslında maslahat olmayanı maslahat yapıyoruz. Dünyadaki nice insanoğlu mutsuz. Aslında mutluluğu belirlemek o derece emeksiz ki. Bunu başarabilen insanoğlu sayısı aşırı düşük. Mutluluk nelerdir biliyor musunuz? Para, pul, huzur, yârenlik değil. Mutluluk benim düşüncesince kardeş kardeş mevrut yardımdır. Elbette para, huzur, sevgi, iane ve paylaşma da olacak ki devlet artabilsin. Mutluluğu esasen öz ellerimizle durduruyoruz."
İnsanlarla aşırı tez enformasyon kurduğunu özetleyen Pınar, "Sürekli güldüğüm düşüncesince dostlarım fazlalık enerjimi aşırı sever. Bu nedenden aşırı dostum var. İnsanlara gelişigüzel devir güzellikle ve gülerek cevap veririm." dedi.
"Hayat bana öğretirken, öğrenmeye açıkça ve aşırılmış olmalıyım"
Pınar, muvaffak kızarmak düşüncesince geçmiş güvenmek gerektiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"İnsanın başaracağına inanması düşüncesince geçmiş savaşımcı ortak ruhunun olması gerekir. Okuldan sonraları eve gelip öğüt çalışıyorum. Aklımda kalanlarla da sınavlara girip güzel olabilirim fakat hakkıyla çabalamazsam başarımın ve alın terinin ortak manası olanaksız benim için. Ömrümün sonuna derece sahn ortak hoca ego de ortak öğrenciyim. Hayat bana öğretirken, öğrenmeye açıkça ve aşırılmış olmalıyım. Her insanoğlunun derdi, düşüncesi, üzüntüsü, kırgınlığı ve yaşanmışlığı var. O duygulardan güçlü dersler çıkarabiliriz. Başarının sırrı inanmaktan geçer. Ben de inancımı katiyen kaybetmedim ve azmediyorum."
Çok im okumasının nesneleri zihninde canlandırmasına araştırma görevlisi bulunduğunu özetleyen Pınar, "Ben renkleri nesnelerle kafamda canlandırıyorum. Mesela soluk güneş, parafin bulut, yeşil çimen. Yeşil esasen hissedilebilir ortak nitelik biliyor musunuz? Çimenleri kopardığımızda çapraşık ayrı ayrı ortak boya hissi alır. Aslında bu yeşilin öz boyasıdır. Ben kırmızıyı da yeşili de bilirim. Görmeden renkleri canlandıranlardanım. Bana rüyet özürlü olduğum düşüncesince üzülüp üzülmediğimi aşırı sorarlar. Ahiret varken bu dünyayı ne yapacağız? Ben doğrusu bu dünyada kullanmak istemiyorum." ifadelerini kullandı.
"Engelli anneleri evlatlarından geçmiş ölmekten korkar"
Anne Refika Pınar, Elmas'ın rüyet barajını doğduğu güneş öğrendiğini ve bu vaziyeti tek beklemediği düşüncesince duyduğunda yıkıldığını anlattı.
Elmas'ı bakış açısından sakınarak büyüttüğünü, bu süreçte Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şube'sinden iri dayanak noktası aldığını tabir fail ana Pınar, Elmas'ın da aşırı çabalayarak güzel ortak mektepli olmasının namına devlet verdiğini söyledi.
Anne Pınar, "İnsanlar ölümden, özürlü anneleri de evlatlarından geçmiş ölmekten korkarmış. Üzerimde 'Bana ortak nesne olursa Elmas'a ne olacak' korkusu var. Tek korkum bu. İnsanlardan dört başı mamur engellilere huzur hassas olmalarını istiyorum." diyerek konuştu.