Kayseri
.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}İhraç ürünü ahşap oyuncakları toy nesillere öğretiyorlarKayseri'de dü canlı girişimci, atölyelerinde ürettikleri anadan görme ve çağdaş ahşap oyuncakları hem diyar dışına ihraç ediyor bununla beraber Osmanlı devri oyuncakların yapımını hususi evlat yuvası ve anne okullarında küçüklere öğretiyor.
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü mezunu Serdar Çıraklı ile yalıtım elektronik mühendisi Ahmet Köseoğlu, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının (KOSGEB) 100 bin teklik otomobil ve donatı desteği ile tahminî 2 sene önce Affan Dede Oyuncak Atölyesi'ni kurdu.
Oyuncaklara dil sağlayan dü mühendis, Osmanlı devrinde "Eyüp Oyuncakçılığı" diyerek bildik ahşaptan mamul anadan görme oyuncakları baştan tasarlayıp CNC tezgahlarda üretiyor.
Genç mühendisler, ok, nağme ağacı, hacı yatmaz kabil ürünleri Almanya, Fransa, İngiltere ve Kanada'nın da ortamında bulunmuş olduğu 15'e andıran ülkeye ihraç ediyor.
Girişimci Serdar Çıraklı, AA muhabirine, darülfünun okurken Ankara'da önceki kere ahşap oyuncakları gördüğünü ve bunların örneklerinin Kayseri'de bulunmadığını ayırt ettiğini söyledi.
Ortağı Köseoğlu ile senelerce ayrıntılar düşüncesince tiyatrolar düzenlediklerini ve evlatları baş döndürücü sevdiklerini özetleyen Çıraklı, Ankara'dan önceki oyuncak örneklerini alarak ortak okulda işlik emek harcaması yaptıklarını ve bu eğitimin küçüklere tesirini bebek gelişimcilerle değerlendirerek ahşap oyuncak atölyesi kurmaya değişmeyen verdiklerini aktardı.
KOSGEB desteğiyle, tasarladıkları makineleri aldıklarını tamlayan Çıraklı, "Biz oyuncağa ve oyuncağın evlatların gelişimindeki etkisine dil verdik. Japonya'da 3 yaşından itibaren evlatların eline tahta, başlı ve çekiç veriyorlar. Çocuklar üretime müteveccih öğrenimden geçiyor. Üniversiteye denli arama kalemini, tornavidayı elimize almamıştık. Buradaki açığı doldurmaya çalışıyoruz, bunu da evlatların en sevilmiş olduğu obje bulunan oyuncakla hazırlamaya çalışıyoruz." diyerek konuştu
Oyuncaklar çabucak sayaç geçirsin diyerek yapılmamış
Çıraklı, Türkiye'deki oyuncakçılığın geçmişini incelediklerini, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden birtakımı bilgilere ulaştıklarını dile getirerek, şöyleki bitmeme etti:
"Affan Dede, Osmanlı periyodunun akıbet oyuncak ustası. 1600'lü zamanlarda Eyüp yöresinde 300 oyuncak dükkanı olduğu için lakırtı ediliyor. Osmanlı padişahları şişman sünnet törenleri gerçekleştiriyor, törenden sonraları da küçüklere oyuncak dağıtıyorlar. Bir ahşap oyuncak sahası var. Biz de buradan mevrut oyuncak örneklerini çocuklarımıza öğretiyoruz. Oyuncağın tarihimizdeki yerini küçüklere hikayeleriyle aktarmaya çalışıyoruz. Mesela 'kaynana zırıltısı' diyerek ortak oyuncak var. Anneler bu oyuncağı sokaktaki çocuğuna veriyor. Ses uzaklaştıkça evlatların evden uzaklaştığını anlıyorlar. Amaca müteveccih oyuncaklar var, çabucak sayaç geçirsin diyerek değil eğitimsel yanı bulunan oyuncaklar varmış zamanında."
Şehzade oyuncakları
"Şehzade oyuncakları" yerine bildik oyuncaklar da üretildiğini özetleyen Çıraklı, bunların mekanik bulunduğunu tabir etti.
Ahşap oyuncakları atölyede kesip zımparasını yaptıktan sonraları küçüklere verdiklerini tamlayan Çıraklı, onların da müeddep zımparasını yapmış olup boyadıklarını ve modüler ise gözyaşı gruplarına layıkıyla montajladıklarını kaydetti.
Çocukların hazırdan mavera zat el emekleriyle ortak şeyler yapmalarını sağladıklarını vurgulayan Çıraklı, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Geçen ay 2 bine andıran öğrenciye ulaştık. Oyuncakçıdan tahsil edilen oyuncak şimdi iyi güçlü olsa çocuklar, zat yaptıklarını şimdi baş döndürücü seviyor. Bunun nedeni hem bitirdikleri oyuncakların ortak hikayesi olması bununla beraber evlatların kendilerinin yapması. Üretimimizi baştan sona kendimiz yapıyoruz, makineleri de kendimiz tasarlayıp yaptık. Türkiye'de ortak ahşap oyuncak sahası oluşmamış olsa da diyar dışından iri istem var."
Çocuk gelişimi uzmanı Fatma Nur Yılmaz da evlatların bu eğitimlerde "ben yaptım" duygusunu yaşadığına ayraç ederek, "Gerçekten ortak şeyler başardıklarını görüyorlar. Biz de gelişimlerini gördükçe bahtiyar oluyoruz." dedi.