Berlin
Irkçılığın kınanması ve benzeri saldırıların unutturulmaması şartıyla planlı programa, katliamda karı fertlerini kaybeden Arslan ailesi, Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz, Kültürden Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth, Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaeper, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkan Yardımcısı Abdülhadi Turus, Hamburg Başkonsolosu Emine Derya Kara ve aşkın sayıda Möllnlü katıldı.
Resmi tören, kundaklanan lüp önüne çelenk bırakılmasıyla başladı. Buradan Ratzeburger Caddesi'ne gidilerek kundaklanan lüp hesabına meydana getirilen abidenin uğrunda hürmet duruşunda bulunuldu.
Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz, Quellenhof Oteli'ndeki anma etkinliğinde icra ettiği konuşmada, Mölln katliamının Almanya'da acemi borda bordaya devri de baş başa getirdiğini belirterek, "Kendi çevremizde gürbüz bunların tesirini yaşadık. Mesela birileri rastgele borda bordaya saldırıda evlerinden uzaklaşmak düşüncesince evlerine camekân aldılar. Bu, şahısların ne denli etkilendiğinin göstergesi." dedi.
Mölln'ün arkası sıra Solingen kundaklamalarının Almanya'da neşeli muhacir kökenlilerin sert bir fazla düşüncesince biberli donör borda bordaya çağa ayraç ettiğini anlatım fail Özoğuz, "Ne efsus ki NSU cinayetleri, sığınmacı yurtlarına müteveccih sayımsız atılım yada Hanau ve Halle'deki saldırılar, aşkın sağcı hız ve terörün, zamanımızda hala esas borda bordaya muhatara bulunduğunu açık açık ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
Almanya'da ırkçılığın ve ecnebi düşmanlığının noktayı olmadığının açık açık gösterilmesinin aşkın ehemmiyetli olduğuna ayraç fail Özoğuz, "Son 30 yılda sert aşkın tedenni yaşadık, fakat devir hin imge ışıkları da gördük. 2015'ten 2018'e denli ve deminden de Ukrayna'dan gelenlerle, sığınmacılara iane ika mevzusundaki güvenilmez isteklilik, Almanya'daki şahısların şişman çoğunluğunun kökenleri ve dinleri ne olursa olsun birbirlerine arkalamak istediklerini göstermektedir." halinde konuştu.
"Mölln, Solingen ve Hanau saldırılarını, NSU cinayetlerini unutamayız"
Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Mölln faciasında yaşanmış olan acının, çabucak Arslan ve Yılmaz ailelerinin değil, Almanya'daki Türk camiasının eş acısı bulunduğunu söyledi.
Almanya'da neşeli Türklerin, borda bordaya taraftan süresince yaşadıkları, ekmeklerini kazandıkları ve "ikinci vatan" adına adlandırdıkları bu ülkeye ahenk sağlamaya, çıkarlarını onama ettirmeye hız ederken, borda bordaya taraftan nice sorunla ve sınamayla da karşılaştıklarını vurgulayan Şen, şunları kaydetti:
"Bugün 30. sene dönümünü adlandırmak düşüncesince borda bordaya araya geldiğimiz facianın da biberli borda bordaya halde ortaya koyduğu üzere, ırkçılık, ecnebi düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve ayrımcılık bu sınamaların başlangıcında gelmektedir. Vatandaşlarımıza gönül rahatlığı meydana getirilen adamlık dışı rasist saldırılar, hatıralarımızda yoğun yaralar açmıştır. Üzerinden ne denli devir geçerse geçsin, Mölln, Solingen ve Hanau saldırılarını, NSU cinayetlerini unutamayız."
Almanya'daki Türklere müteveccih saldırıları anmanın ve hafızalarda deli dolu tutmanın, benzeri korkulu hadiselerin yaşanmasına gönül rahatlığı ehemmiyetli borda bordaya hazırlık bulunduğunu aktaran Şen, "Mölln'den sonra, Solingen faciasının (29 Mayıs 1993) DOĞRU 30. sene dönümünü da ayrımsız hassasiyetle anacağız. Bu faciaları unutturmamaya ve rasizm tehlikesine gelişigüzel devir erdemli sesle ilgi çekmeye kararlıyız." sanarak konuştu.
"Yabancı kini ve ayrımcılığın demokratik toplumlarda noktayı yoktur"
Sadece Türk ve Müslüman oldukları düşüncesince Almanya'daki Türklerin, evlerinin, iş yerlerinin, camilerinin hala saldırılara ve hakaretlere uğruyor olmasının, ülkede ırkçılığa gönül rahatlığı mücadelenin kararlılıkla bitmeme ettirilmesi icap ettiğini gösterdiğini anlatım fail Şen, "Yabancı kini ve ayrımcılığın demokratik toplumlarda noktayı yoktur. Bu cins sakat eğilimlere gönül rahatlığı çelimli borda bordaya dayanım kültürü oluşturulması; nefret, rasizm ve ayrımcılığın gelişigüzel türüyle, kâffesi olanaklar kullanılarak, topyekün savaş edilmesi gerekmektedir. Bu mevzuda Federal Hükümetin çabalarını destekliyor, arttırma adımların da atılmasını bekliyoruz." dedi.
Almanya'da sabık hafta "NSU 2.0" davasında tahsil edilen mahkumiyet kararını da kıvançla karşıladıklarını tamlayan Şen, bu cins bedel kararların rasist motiflere cemaat insanların istedikleri denli eyleme geçmelerine gönül rahatlığı caydırıcılık sağlaması itibarıyla şişman ehemmiyet taşıdığını dile getirdi.
Şen, Alman medyasında arazi meydan nice çav ve programda İslamofobi ve ecnebi düşmanlığına mefruşat hazırlayan önyargılı ifadelerin arazi aldığına ayraç ederek, her insanın bu cins yaklaşımlara gönül rahatlığı titiz olması icap ettiğini kaydetti.
Meydana mevrut faciaların borda bordaya elan yaşanmaması için, ırkçılık, ecnebi kini ve İslam düşmanlığıyla Türk ve Alman her insanın savaş etmesinin vazgeçilmez bulunduğunu dile getiren Şen, şunları söyledi:
"Toplumun kâffesi kesimlerinin, gelişigüzel çeşitli düşünüm ayrılığını borda bordaya kenara bırakarak, bu gaye çevresinde birleşmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak, Almanya'daki insanlarımızın doğruluk ettikleri halde huzur, esenlik, zenginlik içinde, Alman toplumuyla ahenk bünyesinde yaşamaları ve ülkelerimize kalburüstü katkılar sunmayı sürdürmeleri düşüncesince Alman makamlarıyla iş birliğini önemsiyoruz. Almanya Türk toplumuna daima baş başa cemaat çıkmalıyız."
Anma etkinlikleri çerçevesinde Fatih Camisi'nde Kur'an-ı Kerim okundu. Camiden sonraları kiliseye geçilerek yaşamını kaybeden 3 ad düşüncesince afsun edildi. Kundaklanan lüp önüne çelenk ve çiçekler bırakıldı.
25 sene geçmiş kundaklanan lüp önüne mevrut birtakımı yurttaşlar da buraya çiçek bırakarak yaşamını kaybedenleri andı. Bu tam birtakımı Almanların gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
Mölln'de 23 Kasım 1992'de kundaklanan evde 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ve 51 yaşındaki Bahide Arslan yaşamını yitirmişti. Saldırıyı oluşturan dü Neonazi, yaşam boyu hapishane cezası almalarına karşın 15 sene cezaevinde tutulduktan sonraları başıboş kalmışlardı.
