Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü'nün boğanak ve hararetli yel uyarısında bulunmuş olduğu Antalya'da muhtemel boğanak yağmur ve yel geçmiş gün ortası saatlerinden itibaren tesirini gösterdi.
Örtüaltı göveri üretiminin merkezlerinden bulunan Serik ilçesinde nice serada taşkın yaşandı. Serik ilçesi Deniztepe Mahallesi'nde domates serası mevcut maraba Ramazan Sulak, yaşamış olduğu mağduriyeti çekmiş olduğu videoteyp ile anlattı. Çektiği videoteyp içtimai medyada ruzname bulunan Sulak, çağ suların çekilmesi ile hasar tespiti düşüncesince serasına arka geldi.
Eşi ile beraberce yaşadıkları olağanüstü anlarını özetleyen Sulak, ellerinden ortak obje gelmediğini, emeklerinin 1 sayaç içinde heba bulunduğunu belirtti. Elince cep telefonuyla nehire dönen serasını ve ürünlerini yayınlayan Sulak, “Domates güven etmiyor diyenler gelsin görsün bunu. Battık işte. Bu domatesi hâlâ satamadım ben. Her toprak öz oldu. Camın içi öz oldu. Domates 2 TL diyor. 2 TL'ye düzlük namevcut biçimde domatesi. Battık battık. Emeklerimiz gitti. Milyarlarca güven harcadık” niteleyerek konuştu.
“Dere oldu, ırmak ha burası”
Suların çekilmesi ile serasına mevrut Sulak, “Bir dumanlı su geldi, önüne muşambayı koyuyorum beni de götürmeye çalışıyor muşambayla birlikte. Bana mısın demiyor. Ne bulduysa bizi ittirdi. Dere oldu, ırmak ha burası. Müdahale etmemize okazyon kalmadı. 1 saatin içinde bizi mahvetti. Üzüldüm, moralim bozuldu ama ne yapayım. Videoyu çektim ki halimizi görsünler istedim” biçiminde konuştu.
Yağmur aceleten serada mevcut benzeri Gülfer Sulak ise, “Ben domates topluyordum, biranda simsiyah ortak su geldiğini gördüm. Eşime seslendim. Ne olduysa o anda oldu. Biranda yığın götürdü. Önünü kesmeye, durdurmaya çalıştık ama olmadı, başaramadık. Emeklerimizi aldı gitti. Yağmur kırcı üstümüzden geçti. Saat 02.30'da başladı, 16.00'ya derece karışma ettik ama güzel olamadık. Aşırı biçimde zararımız var. Domatesleri daha toplamamıştık. İlk el topluyorduk başımıza bu geldi. Kasalarımız, kömürlerimiz gitti. Zarar büyük. Kendimize ortak obje olacak niteleyerek de korktum. Eşime seslendim, işçiyi kenara çektik. Artık bırak güven gitsin dedim. Yoksa su bizi de götürecekti. Bu seranın içi ırmak oldu. Çocukları Allah'a delibozuk yazar ego bu serayla ilgilendim. Sözün bittiği yere geldik” ifadelerini kullandı.
Mehmet Demirci