Ankara
Anadolu Ajansı (AA) kadrosu Acil Sağlık Hizmetleri Haftası zımnında başkentte fariza önleyen paramediklerin çalışmasını görüntüledi.
Salgın sürecinde hem Kovid-19 vakalarının hem de acil sağlık hizmetine gerekseme duyan öteki hastaların yardımına evvel koşan 112 Acil sağlık personelleri bu süreçte yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Yeliz Gözüak, müstevli ortaya çıktığında hacısı hocası kabil endişelendiklerini, buna karşın kişilerin yaklaşmaya çekindiği Kovid-19 olaylarına meslekleri gereği müdahalede bulunduklarını söyledi.
Bu süreçte vatandaşlara en elleme biçimde hizmet sunmaya çalıştıklarını dile getiren Gözüak, "Özellikle salgının başladığı senelerde Kovid-19'a yakalananlar ürkü olmakta ve ahiret yolculuğu korkusu yaşıyordu. Onları rahatlatmak, onlarla geveze eylemek yerinde kalıyorduk. O sebepten dolayı içtimai resmiyet kuralına uyma edemediğimiz ahval da oluyordu." dedi.
Gözüak, dü bebek anası bulunduğunu ve eşinin de sağlık sektöründe çalıştığını belirterek, şöyleki konuştu:
"Hem kendim hem de eşim düşüncesince 'Acaba kendimizi virüsten yeteri kadar koruyabiliyor muyuz?' sanarak düşünüyordum. Eve bire müşterek sürede giren dü enerjik eşme kabil düşündüm kendimizi. Çocuklarımızı ve çocuklarımıza icra vekili müşterilerini da korunum ika yükümlülüğümüz vardı. Bu sebepten dolayı evvel senelerde aşırı endişeliydik. Birçok dostum koronavirüse yakalandığı düşüncesince evlatlarından ayrı ikamet eylemek mecburiyetinde kaldı. Benim çocuklarımın bakımıyla da babaanneleri ilgilendi. Onlara virüs bulaştırmaktan çekindiğim düşüncesince çocuklarımı il dışına babaannelerinin birlikte havale kılmak mecburiyetinde kaldım."
"Adeta her insanın kaçtığı müşterek yangına giriyoruz"
Paramedik hür Sef, salgının başlarında kimsenin Kovid-19 kendince kesme bilgilere ehil olmadığına ayraç ederek, "Radyoaktif çilenti kabil davranan arkadaşlarımız oldu. Her olaydan sonraları kâffesi ambulansı ağız ağıza yıkadığımız vakitler da oldu." dedi.
Evli ve 3 evladı olduğunu, eşinin de sağlık sektöründe çalıştığını kail Sef, "En iri korkum, koronavirüsü eşime ve çocuklarıma bulaştırmaktı. Hem ego hem de eşim sağlıkçı bulunduğu düşüncesince Kovid-19'a yakalanma riskimiz aşırı yüksek. Bizler, adeta her insanın kaçtığı müşterek yangına giriyoruz. Mesela, müşterek evde Kovid-19 hastası olduğunda, öteki eş üyeleri doğrudan ondan uzaklaşır, kılıç ise lüp içre doğrudan o hastanın yanına giriyoruz." biçiminde konuştu.
Sef, namına katlanmak talip çocuklarını mecburen engellediğini anlatım ederek, yaşadıklarını şöyleki anlattı:
"Eve gittiğimde vücudumda, üzerimde, ellerimde virüsün kalıntılarının olabildiği endişesini yaşıyordum. Önceden nöbetimi bitirip sabahleyin eve gittiğimde çocuklarım kucağıma atlardı, hakeza müşterek akımları vardı. Salgın çağında hepsine mecburen 'durun' diyordum. Üzerimi değiştirmem, temizlenmem icap ettiğini anlatsam da anlayamıyorlardı. Diğer taraftan çocuklarımın Kovid-19'dan aşırı müşterek tomar korkmalarını ruhsal şekilde etkilenmelerini istemediğim düşüncesince tehlikelerini aşırı müşterek tomar anlatamadım. Onlar da 'Babam bana hastalık yanaşmak istemiyor?' sanarak düşündüler."
"Savaşta neferler kaçamaz"
Salgın sürecinde derinliğine müddet müsaade yapamadıklarını dile getiren Sef, şöyleki bitmeme etti:
"İzinlerimiz silme bulunduğu düşüncesince derinliğine müddet müsaade alamadık. Daha müşterek tomar idman mecburiyetinde kaldık fakat bunun mutluluğu içindeyiz, tek biçimde bu bir hale üzülmedik. Çünkü koronavirüsle müşterek harp ortamı vardı ve harpte neferler kaçamaz. Biz de kaçmadık ve baştan sona en ön sıralarda olmaya çalıştık. Sevmeden yapılabilecek müşterek iş değil. İnsanların hayatlarına dokunuyoruz. Evlerine gittiğimiz hastaların çaresizliklerini görüyoruz ve onlara deva olmaya çalışıyoruz. Onların omuzlarına dokunabilmek, onlara dobra müşterek yalan söyleyebilmek, hastaların etraflarında kimsenin bulunmadığı müşterek devirde yanlarında olabilmek bizi aşırı bahtiyar etti. Bunun motivasyonuyla çalıştık."
Paramedik Mafiriye Acar da 12 senedir acil sağlık hizmetlerinde çalıştığını dile getirerek, müstevli sürecinde beklenir bulunan en çelimsiz sürede hastalara ulaşmaya çalışırken, virüs kapmamak düşüncesince tulum, maske, gözene kabil esirgeyici ekipmanlar geçirmek mecburiyetinde kaldıklarına dikkati çekti.
Hastalara esirgeyici ekipmanlar ile dahil etmenin zorluğuna ayraç fail Acar, "Tulumlar iklim aldırmadığı düşüncesince aşırı terliyorduk. Hele ki derinliğine saatler çalıştığımızda tulumlar bizleri aşırı yoruyordu. Bizler düşüncesince güçlü müşterek süreçti. İnsanların peçe takmaktan sakınma etmiş bulunduğu süreçte kılıç kıvrım el gayda giyerek hastalara dahil ediyoruz. Hala da bu sürece bitmeme ediyoruz." dedi.
Acar, vatandaşlardan hem kendileri hem de maşer sağlığı düşüncesince maske, içtimai resmiyet ve hıfzıssıhha kurallarına uymalarını istedi.