Ankara
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) kabilinden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı" düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılmış yer aldığı konferansta, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kamu Başdenetçisi onur Malkoç ve Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut birer görüşme yaptı.
Şentop, KDK'nin yapılış sürecine bağlı bilim vererek, kurumun kuruluşunun, Anayasa'nın 74. maddesindeki "dilekçe hakkı" başlıklı kısımda düzenlendiğini anlattı.
Türkiye'de arzuhâl hakkının kullanımının birlikte nevi hususi yolu namına KDK'nin Meclis içerisinde servet kazandığını tamlayan Şentop, kurulduğu tarihten bu yana KDK'nin insanoğlu haklarının korunmasında çarpıcı ve akıbet müşteri icraat yürüttüğünü söyledi.
"İnsan hakları konusu halen dünyanın en düğümlü alanlarından"
Kurumun kararlarının hukuken bağlayıcı olmamasına karşın idarenin baş döndürücü şişman birlikte göre kararlara uymaya çalışmasının, şişman birlikte ihtiyaca yanıt verdiğinin göstergesi bulunduğunu aktaran Şentop, insanoğlu hakları konusunun, millî ve arsıulusal alandaki kurumsallaşmaya karşın halen dünyanın en düğümlü sahalarından birisi bulunduğunu tabir etti. Şentop, DOĞRU vakitte dünyanın gözü uğrunda gerçekleşen insanoğlu hakları ihlallerine dikkati çekti.
TBMM Başkanı Şentop, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Dünyada insanoğlu haklarının bu denli baş döndürücü konuşulduğu, insanoğlu haklarıyla ilişik millî ve arsıulusal düzenlemelerin bu denli baş döndürücü yapıldığı, mekanizmaların kurulduğu birlikte dönemde, insanoğlu hakları ihlallerinin stabil ve gündeş birlikte ruzname maddesi olmasını DOĞRU birlikte biçimde sorgulamamız gerekir. Sorun nerede? Sadece uygulamayla ilişik birlikte dava mu mevcut yok ise birlikte anlayış, dizi problemi mu var? Eğer yaşanmış olan insanoğlu hakları sorunları münferit olsa, adetçe baş döndürücü olsa da manalı birlikte birlik oluşturmayacak biçimde değişik sebeplere mebni namına çıksa ihtimal birlikte yürütüm sorunundan gır edebiliriz. Ama ihlaller ve onların nedenleri manalı birlikte birlik ve tanımlayabileceğimiz birlikte söve gösteriyorsa o devir birlikte zihniyet, birlikte dizi sorunundan gır eylemek gerekir. Sorun aslında insanoğlu hakları paradigmasında, zihniyetindedir."
"Kültürel kodlardaki kafa farkı, tepme standartlı uygulamalara kere açıyor"
İnsan haklarına değgin kültürel kodlardaki kafa farkının, tepme standartlı uygulamalara kere açtığını tabir fail Şentop, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bugün Afrikalıların, Asyalıların, doğuluların, Müslümanların, yabancıların, göçmenlerin yaşadıkları probleminin temelinde, kelimeler yalın durum umumi anlamlarına kavuşmuş olsa da hala o zihnin arkasındaki paradigmanın şu demek oluyor ki yazılımın varlığı yatmaktadır. Avrupa dışına çıktığınızda değişik birlikte insanoğlu hakları konsepti, alkan sıfır kişilere kendisince değişik birlikte insanoğlu hakları konsepti, Müslümanlara kendisince değişik birlikte insanoğlu hakları konsepti, hanımlara kendisince değişik birlikte insanoğlu hakları konsepti, garplı bilinç dünyasının zamanı zihnî kodlarında, DNA'sında toprak meydan tanımlara dayanmaktadır."
Bu insanoğlu hakları yaklaşımının Batı sınırları haricinde türel birlikte madde olmaktan çıkarak birlikte siyasi vasıtaya dönüştüğünü dile getiren Şentop, şöyleki bitmeme etti:
"Küreselleşme, bizi halis muhlis insanoğlu namına birbirimize anca birlikte bağladı ki bundan sonraları dünyanın değme durumunda ve hacısı hocası düşüncesince barış, tepme standartsız insanoğlu hakları, minimum kurda insancasına avlu standardı bulunmadığı sürece on paralık kimesne dirlik zarfında olamaz, dirlik zarfında kalamaz. İnsanı esasi alan, birlikte tarağın dişleri kabilinden kişilerin mükemmel ve hak açıdan eşitliğine dayanan, siyasi birlikte anahtar namına değil elden türel birlikte madde namına tanıdık birlikte global insanoğlu hakları doktrini, bundan sonraları elden birlikte teorik, ahlaki yeğleme meselesi değil, zorba birlikte evren gerçekliği durumuna gelmiştir."
"207 bin 403 yazılmış yakınma başvurusu aldık"
Kamu Başdenetçisi onur Malkoç da konuşmasında, kurulduğu günden bu yana camianın değme kesimiyle değini kurduklarını, çıplak maşer örgütleri, darülfünun ve iletişim araçları kuruluşlarıyla baş döndürücü sayıda kuma emek vermek yürüttüklerini bildirdi.
Malkoç, "Bu süreçte 207 bin 403 yazılmış yakınma başvurusu aldık. Bu başvurulardan 205 bin 639'unu karara bağladık. Ayrıca mail, mektup, telefon yoluyla, faksla yahut gelmiş şekilde beniz yüze 1 milyon insanoğlu bizlere danıştı. Onlara türel yardımda bulunduk, kere gösterdik ve dayanaklık eylemek olduk. Bu gayretlerimiz ve çabalarımızın kararında idareye kendisince verdiğimiz referans kararlarına inkıyat payı yüzdelik 20'lerden yüzdelik 79'lara çıktı. Bu oranın onlarca, yüzlerce yıldan buyana ombudsmanlığın bulunmuş yer aldığı Avrupa'da yüzdelik 80'lerde yer aldığı düşünüldüğünde aldığımız resmiyet açık açık ortaya çıkmaktadır." görüşünü paylaştı.
İdare ile yurttaş arasındaki ihtilafların mahkemeye geçiş etmeden çözümünü hedeflediklerini vurgulayan Malkoç, adaletin ve hakkaniyetin gerçekleşmesine arkalamak istediklerini aktardı.
KDK'nin elan hızlı, çalışan ve çelimli olması düşüncesince taleplerini kaydeden Malkoç, "Kurumumuza araçsız tetkik yetkisi verilmesini, gine kurumumuzda envestisman ofisi ombudsmanlığının kurulmasını, denetleme ve tetkik rolü karşıcı faziletkâr kaymakamlık ve Sayıştayın statüsündeki kabilinden amme denetçiliğinin de statüye kavuşmasını istiyoruz. Ayrıca, uzmanlarımıza Anayasa Mahkemesi raportörü ve Sayıştay raportörü kabilinden heykel verilmesini istem ediyoruz." diyerek konuştu.
"Türkiye düşüncesince baş döndürücü önemli"
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise ombudsmanlık ofislerinin, yaşlı başlı ve çarpıcı demokrasilerde anahtar firmalar bulunduğunu dile getirdi.
Güçlü ve çarpıcı ombudsmanlık görevlilerinin, vatandaşların büyüklük kurumlarına itimat duymalarını sağladığını tamlayan Meyer-Landrut, bunun yurttaşlar ve işletmeler düşüncesince yararlarına değindi.
Ombudsmanlığın sağlam, şeffaf, çarpıcı ve özgür birlikte hususiyet sisteminin yürürlükte yer aldığı devletlere katkısını özetleyen Meyer-Landrut, "Bu, coğrafi konumu, kaslı altyapısı, Avrupa tedbir zincirleri ve pazarları ile iktisadi bağları delik önüne alındığında şişman potansiyele cemaat Türkiye düşüncesince baş döndürücü önemli." dedi.
Türk ombudsmanı sebebiyle 10 sene kabilinden çelimsiz birlikte müddette baş döndürücü bilinçlilik başarıldığının altını çizen Meyer-Landrut, "Böyle birlikte geleceği bina eylemek ve Kamu Denetçiliği Kurumunun dirimsel rolünü perçinlemek düşüncesince yasalı yollara müracaat yetkilerinin güçlendirilmesine nazarıitibar edilmelidir. Bu konuların ele alınması, Ombudsmanlık kurumunun aktiflik ve bağımsızlığının elan da kuvvetlenmesine asistan olacaktır. Demokratik büyüklenme ve insanoğlu haklarına destek, AB-Türkiye ilişkisinin denek taşı olmuştur. AB, insanoğlu haklarının, hukukun üstünlüğünün ve özgür kurumların güçlendirilmesinde Türkiye'yi desteklemeye hazırdır." ifadesini kullandı.