Tuzla Tersanesi'nde 13 Şubat 1997 haset tanker patlaması sonucunda yangın çıkmıştı. Yangın sönüm emekleri esnasında dü itfaiyeci ölmüş, 27 ad ise yaralanmıştı. Yangında, gazetecileri tankerden indiren İtfaiye Grup Amiri Celil Dağ, yaşamını kaybetmişti. Dağ ailesinin hukuk mücadelesi bu trajik vakadan sonradan başladı.
Şehit itfaiyeci Celil Dağ'ın benzeri Songül Dağ, sorun sürecine müteallik kendisi ve o devre 1 yaşlarında olan, babasını kaybeden kızı Zeynep hesabına avukat Zekeriya Şerbetçioğlu'na vekalet verdi. Avukat Şerbetçioğlu ise 1998 senesinde İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sorun dilekçesi sunarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB), yanan tanker firmasına ve gemilik sahibi şirkete sorun açtı.
Dava süreci böylecene mahkeme, salahiyetsizlik ve görevsizlik sonucunda verdi. Mahkeme kararında, İBB düşüncesince İdari Mahkemede, tanker ve gemilik sahibi firmalara da Tuzla kazasının müteallik bulunduğu Pendik Adliyesi'nde sorun açılması icap ettiğini aktardı.
Karar üstünde avukat Şerbetçioğlu, Pendik Asliye Mahkemesi'ne sorun açtı fakat davayı kaybetti. Ailenin, 2000 senesinde İstanbul yönetim Mahkemesi'ne İBB'ye açmış bulunduğu sorun ise, müddet aşımı zımnında reddedildi.
Aile avukata sorun açtı
Şehit itfaiyecinin benzeri Songül Dağ, davaların sona ermesinin peşi sıra avukatının vazifesini alegori getirmediği iddiasıyla zarara uğradıklarını öne sürerek avukat Zekeriya Şerbetçioğlu'na manevi ödence açtı. Dava dilekçesinde, bire birlikte kazada yaşamını kaybeden ve ya vurulan öbür itfaiyecilerin ailelerinin açtıkları davaları kazandıklarını aktarıldı. Avukat Şerbetçioğlu ise, Dağ ailesinin kendisini karaladıklarını kanıt ederek aileye dirlik manevi ödence açarak, davanın devir aşımına uğradığını, sorun açım süresini kaçırmadığını kanıt etti. Olaydan sonradan 5 yıl zarfında manevi ödence açılabileceğini, müddet aşımı zımnında maruz kararın hata bulunduğunu öne devam eden avukat Şerbetçioğlu dilekçesinde, Songül Dağ'ın namına emir vermediğini, sorun açması düşüncesince müstelzim masraf harcamasını da 2000 yılının 6'ncı ve 7'nci ayında ödediğini aktardı. Dilekçede, avukat Şerbetçioğlu, vakada ölen itfaiyecinin eşine ve çocuğuna aylık bağlanıp yardımlar yapıldığını, İBB'nin aileye ev verdiğini ve ailenin rastgele birlikte zarara uğramadığını öne sürdü.
Yargıtay sonucunda bozdu
Davayı inceleyici Yargıtay İBB'nin aileye iane öze verdiği habbe ödence alegori sayılmayacağını belirterek, avukat lehine maruz sonucunda bozdu. Kararın bozulmasının peşi sıra aile ile avukatın aykırı ödence davası, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmeye bitmeme ediyor.
“Bir biricik tığ ödence alamadık”
Adliye uğrunda sorun sürecine müteallik mütekellim itfaiyeci Celil Dağ'ın 72 yaşındaki kayınvalidesi Ayşe Kurt, “26 yıldır devam eden birlikte sorun lakin etraflı el âlem tazminatlarını aldılar birlikte biricik tığ alamadık. Neden? Sebebini öğrenemedik, 26 yıldır sürüyor. Tuzla yangınında gemide patlama oldu, orada yanarak hayatını kaybetti dü itfaiyeci. İki kişiydi bunlar, ikisi de amirdi. İkisi çıktılar geminin üstüne, gazetecileri azaltmak için. Gazetecileri indiriyor, oradan birlikte patlama oluyor. Biri geminin içerisine düşüyor yanıyor, biride patlayınca denize düşüyor damadım. Bütün yananlar tazminatını aldılar, birlikte biricik tığ alamadık, benim kızım alamadı. Benim kızım da bana noterden mezuniyet verdi ego ilgileniyorum” ifadelerini kullandı.
“Cenazeye Cumhurbaşkanı geldi, Belediye Başkanımızdı o zamanlar”
Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın itfaiyecilerin cenazesine katıldığını tamlayan Kurt, “Cenazeye Cumhurbaşkanı geldi, etraflı bakanlar geldi itfaiyeciler, buyurucular bütünü geldiler. Belediye Başkanımızdı o zamanlar, ayrıca kendisi koydu mezara, ‘Beni kimesne ağlatamadı, ağlatmadı dedi bu vakte kadar, bu bebek beni ağlattı' dedi ve ağladı. Kendisi koydu mezara onu, baş döndürücü üzüldü. Benim kızımı da aldılar İbrahim Koray'ın evine gittiler. Ramazan ayıydı, bizim evimiz küçüktü. Cumhurbaşkanım, benim kızımı da aldılar oraya gittiler. Orada iftara gittiler lakin 26 yıldır ego hakeza sürünüyorum, babasız torunumun hakkını alabilmek düşüncesince uğraşıyorum. Şimdi ego mahkemenin bitmesini, adaletin yerini bulmasını istiyorum. Benim babasız torunumun hakkını, tazminatını vermelerini istiyorum. 25 senedir, ego 73 yaşındayım mahkemelerde sürünüyorum. Yani kâfi artık, hak yerini bulsun” halinde konuştu.
İrem Demir - Sema Demir