İstanbul
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu, kırat piyasasındaki hareketliliği gitmek kıl oranı hususi gündemle toplandı.
DEİK Yönetim Kurulu, toplantının arkası sıra kayıtlı müşterek izah yaptı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“DEİK Yönetim Kurulu olarak, kırat piyasasında yaşanmış bulunan aşkın çabukluk ve bunun ekonomimize zararlı etkilerini gitmek kıl oranı toplandık. Yaşanan ortamdan iş dünyasının etkilenmemesi olası değildir. Olayın seyrini ve bulunan iktisadi verilerimizi baş başa ele aldığımızda, bu hareketliliğin, hemen ürem indirimine ve meydana getirilen açıklamalara bağlanmasının olası olmadığını, sığ ve ölçülü sıfır gelişmelerle piyasada iri ve iktisadi gerçekliliklerle bağdaşmayan müşterek hareketliliğin oluşturulduğunu değerlendirdik."
Zorlukların bulunduğu vurgulanan açıklamada, "Bunları görmezden gelemeyiz. İş dünyası olarak, elan müşterek tomar envestisman ve tecim düşüncesince ne faziletkâr ürem ne de faziletkâr kırat düzeyini istek ederiz. Arzumuz, öngörülebilir müşterek tablonun olmasıdır. Beklentimiz, bu hareketliliğin endamsız vadede kalması, itidalli ve derinliğine vadede ise; büyümenin, üretimin, ihracatın ve istihdamın öngörülebilir müşterek halde devamının sağlanmasıdır." ifadeleri kullanıldı.
DEİK açıklamasında, 2018’de de benzeri müşterek durumun yaşandığı hatırlatılarak, "Yaşadığımız benzeri tablodan sonraları bulunduğu gibi, akıllıca müşterek süreçte durumun arama dibine alınıp alışılagelen seviyelerine getirilebileceğine ve dengeye kavuşacağına inanıyoruz. Bu tespitlerin devamında, görmezden gelemeyeceğimiz ve kurdaki aşkın hareketliliği doğrulamayan aşkın kemiksiz müspet iktisadi göstergelerimiz var. Devletimizin olanakları çerçevesinde sağlamış bulunduğu desteklerin de sayesinde, müstevli koşullarına karşın işini askıya almayan Türk iş dünyasının gayretiyle, bugüne denli ki sürecin bulunmaz müşterek halde yönetildiği hepimizin malumu." değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada, kâffesi dünyanın aşkın güç müşterek süreçten geçmiş bulunduğu bu dönemde, Türkiye'de yapılanlara ilişkin, şunlar kaydedildi:
"Tedarik zincirlerimizi tek kopartmadan içeride ve dışarıda piyasaların talebini karşıladık ve hem piyasa payımızı aynı zamanda muhataplarımızda güvenimizi artırdık. Kapasite faydalanma oranımız akıbet 3 senenin en faziletkâr seviyesi bulunan yüzdelik 80’lere ulaştı. Yılın ön yarısında endüstri üretimimizdeki repo yüzdelik 25’e ulaştı. GSYH içerisindeki endüstri üretiminin oranı yüzdelik 21 seviyesine geldi. Yılın ön yarısında kemiksiz aut tecim ve yatırım, büyümenin yarısından fazlasını oluşturdu. Turizm alanında, hayattaki zararlı tabloya karşın yaşanmış bulunan müspet gelişmeler hepimizin yüzünü güldürüyor. Salgına karşın ön 10 ayda mevrut gezgin sayısı 25 milyona yaklaştı. Salgın koşullarına karşın ekonomimiz istihdam yaratmaya bitmeme etmektedir. Son 4 çeyrektir araba ve donatı yatırımları yüzdelik 30’un üstünde salname repo gösterdi. Bu, alakanın arttığını ve bundan ahir günlerde de üretimimizin artacağının göstergesidir. İhracatımızdaki üstün dereceli artışlarla, ihracatın ithalatı gelecek oranı yüzdelik 83’e yükseldi. Bu veriler ışığında hepimize düşen, bu performansı sürdürülebilir etmek ve elan fevk seviyelere taşımaktır."
İletişimin, hem tutum politikalarının oluşturulmasında ve uygulanmasında aynı zamanda envestisman ve istihlak kararlarında en ehemmiyetli anahtar bulunduğu tamlanan açıklamada, ekonominin yarısının kurallardan, yarısının ise ümit yönetiminden oluştuğu aktarıldı. DEİK açıklamasında, efrat ve kurumların beklentilerine gereğince harcama, envestisman yahut artırım bitirdikleri kaydedilerek, şu ifadelere arazi verildi:
"Piyasaların ihtiyacı; bulunan tablonun gerçekliğini yansıtan, ileriye müteveccih beklenen tabloyu da ölçülü halde ortaya koyan kez haritaları ile her insanın gereksinim duyan güvenin verilmesidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin (TKBB) müşterek araya gelmiş olarak mevzuyu danışma etmeleri ve proaktif teşrikimesai mesajı vermelerini kıymetli buluyoruz. Türkiye ekonomisi, ülke dışı ile bütünleşmiş müşterek yapıda bulunduğu için, ülke içerisindeki gelişimleri ülke dışındaki gelişmelerle bu arada yorum gereği de vardır. Bugün kâffesi dünyada enflasyon, beklentilerin ve eski on yıllardaki trendin aşkın ilerisinde artmaktadır. Buna rağmen, nedenleri ve herhangi müşterek ülkenin koşulları özlük süresince değişik olsa da; Suudi Arabistan, Endonezya ve Çin haricindeki önde mevrut ülkelerin, zararlı gerçek ürem verdiğini de cankulağı çözümleme etmemiz gereklidir. Sonuç olarak, eskiden bulunduğu gibi, birlikteliğimiz ve başa çıkacak kabiliyetimizle gine ve baştan üstesinden geleceğimize inanıyoruz.”