İstanbul
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılımıyla İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 8. Gıda Güvenliği ve Tarımsal Kalkınmadan Sorumlu Bakanlar Konferansı gerçekleştirildi.
Bir esbak toplantının başkanlığını örümcek Kazakistan’ı temsilen Kazakistan Tarım Bakan Yardımcısı Jenis Oserbay, İİT 8. Gıda Güvenliği ve Tarımsal Kalkınmadan Sorumlu Bakanlar Konferansı’nın başkanlığını Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye devretti.
Konferansın açılışında mütekellim Pakdemirli, toplantının bu seneki temasının “Gıda güvenliğinin tesisi düşüncesince besin sistemlerinin geliştirilmesi” bulunduğunu bildirdi.
Bu derinti yardımıyla levent boylu vadeli vizyonları görüşüp sürdürülebilir hal önerileri sunabilme olanağı bulduklarını aktaran Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Umuyorum ki bu derinti ülkelerimiz düşüncesince hayır olur, başta de global dayanışmanın önemini ayırt ettiğimiz şu zamanlarda. İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam dünyasının kuma sesi kazanmak şartıyla sulh ve kalkınma düşüncesince kurulmuştur. Bugün evren nüfusunun kısaca dörtte birisini gerçekleştiren Müslümanlar, ne efsus ki potansiyellerine koşut yerine siyasi, ekonomik, içtimai ve kültürel gelişmişlik düzeyinde adalet etmiş bulunduğu yerde değildirler. İnsanlığın bugünkü gelişmişlik seviyesinin temelleri İslam coğrafyasında atık olsa da bugün Müslümanların yaşamış bulunduğu problemlerin sebeplerini güzel eyitmek gerekir. Aksi takdirde elden yakınma ederek, elden konuşarak beraberinde yere varamayız. Hele ki çözümü başkalarından beklersek elde edecek uğur boncuğu şeyimiz yok."
Pakdemirli, İslam medeniyetini adalet etmiş bulunduğu yere getirmenin Müslümanların sorumluluğunda bulunduğunu aktararak, eksiklerin ilişkin yoğunlaşıp 1 bilyon 700 milyon Müslümanın ve hepsi insanlığın problemlerine hal bulacak konkre icraat ortaya koymaları icap ettiğini söyledi.
“Kalıcı analizör elde etmek düşüncesince İİT devletleri yerine baş başa akım etmeliyiz”
Bekir Pakdemirli, Türkiye ile İİT arasındaki ilişkinin, kurulduğu günden beri herhangi beraberinde devir çelimli bulunduğunu ve önemini bugüne derece sürdürdüğünü kaydetti.
Müslüman devletlerin hesaplı ve ilmî kalkınmasına katkıda bulunmayı hedefleyen İİT'de enerjik gösteriş almaktan alım çalım duyduklarını tabir fail Pakdemirli, laflarını şu şekilde sürdürdü:
“Sektörümüz; 10 yılı hayli süredir besin fiyatlarındaki dalgalanmalar, hava değişikliği, katıksız afetler ve sonuç yerine da Kovid-19 üzere nice faktörden menfi etkileniyor. Dünya, 2030 yılına derece açlığı ve ehliyetsiz beslenmeyi sona erdirme taahhütlerinden ne sahra ki uzaklaşmaktadır. Somut ve kabadayı adımlar atmazsak açlığı ortadan kaldıramayız. Son verilere bakıldığında. dünyanın kısaca yüzdelik 10'u açlıkla huzur karşıya, kısaca herhangi beraberinde 3 insandan birisi tam gıdaya ulaşamıyor. Dünyada ehliyetsiz sönümsüz nüfusun yarıdan ilavesi Asya'da ve üçte birinden ilavesi ise Afrika'da yaşıyor. Rakamlar, çözmemiz müstelzim hâlâ hayli sorunumuz bulunduğunu gösteriyor.”
Pakdemirli, besin güvenliğinin sağlanmasının hem millî bununla beraber global kurda güzel beraberinde planlama gerektirdiğine ayraç ederek, “Gıda güvenliğini getirmek düşüncesince tam besin üretimini getirmek yegâne başına tam değildir. Paranızın olması herhangi beraberinde devir şart alabileceğiniz anlamına gelmez. Gıdanın tam oranda üretilebilmesi derece emeksiz ulaşılabilir olması da şişman ehemmiyet taşımaktadır. Gıda güvenliği, ülkelerimizde umumi güvenliğin ve refahın sağlanmasında en ehemmiyetli faktördür. Bir besin güvenliği problemi var ise bu hepsi devletlerin problemi olmalı ve temelli analizör elde etmek düşüncesince İİT devletleri yerine baş başa akım etmeliyiz.” niteleyerek konuştu.
"Karşılıklı itimat ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz"
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, sonuç gelişmelerin, besin güvenliği ve ekincilik mevzusundaki sorumluluklarının herhangi beraberinde zamankinden hayli hâlâ ehemmiyetli olduğuna ayraç ettiğini aktararak, “İklim değişikliğinin etkileriyle çabalamak zorundayız ve global besin krizi hayli geçenlerde kapımızı çalabilir. Bunun nedeni de kuraklık, sel, orman yangınları olacaktır.” dedi.
Salgının bulunan sorunları hâlâ da çirkin bir duruma getirdiğini tamlayan Pakdemirli, “Bu zorlukları cezaevi uğrunda bulundurarak, bulunan besin sistemini sürdürülebilir beraberinde düzene tahvil etmek düşüncesince kuma çabalarımızı hızlandırmalıyız. Bu sebeple elbette ürettiğimize, dağıttığımıza, tecim yaptığımıza ve tükettiğimize totaliter beraberinde yaklaşımla bakmamız gerekiyor.” niteleyerek konuştu.
Pakdemirli, İİT bölgesinin, kapasitesi ve iş gücü açısından faziletli beraberinde zirai potansiyele cemaat olduğuna ayraç ederek, “İİT üyesi ülkeler, dört kıtada arsa almaktadır. Sadece arsa büyüklüğü ve katıksız kaynaklar açısından değil, hesaplı ve zirai gelişmişlik kuru açısından da ayrımlılık gösteriyoruz. Birçok İİT üyesi memleket düşüncesince tarım, önde mevrut sektörlerden birisidir ve sağlık elde etmek, refahı tasarruf etmek ve açlığı ortadan feshetmek düşüncesince eleştiri ciddiyete sahiptir.” halinde konuştu.
Bölgede ekincilik sektöründe istihdam edilen isim sayısının 200 milyonun üstünde olduğunu, bunun da evren ekincilik istihdamının kısaca dörtte birisini oluşturduğunu aktaran Pakdemirli, İİT bölgesinin bütün GSYH'si içre zirai ortalamanın payının yüzdelik 10'un altında bulunduğunu söyledi.
Pakdemirli, alanda ehliyetsiz beslenme, kıtlık ve kıtlıkla huzur karşıya küsurat milyonlarca insanoğlunun bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“İİT üyesi devletlerde canlı kısaca 350 milyon Müslüman, hayli fakr koşullarında ölüm kalım savaşı veriyor. Bu menfi gidiş cezaevi önüne alındığında, strüktürel dönüşümü, zirai ortalık istikrarını ve katıksız kaynakların velut kullanımını yetiştirmek düşüncesince teşrikimesai yapmalıyız. Bu sebeple güvenli, gönençli ve bileşik beraberinde arsıulusal topluluğun dirimlik unsurları bulunan çapraz itimat ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz.”
Bu canevi burkan gerçeğin peşinde değişik nedenler olabileceğini tamlayan Pakdemirli, “Ekonomilerimizi büyütürken maşeri refahı artırmazsak adaleti bünye etmemiz muhtemel olmayacaktır. Bu sebeple yaşamın herhangi beraberinde bölgesine raci besin güvenliğine öteki mevzularda bulunduğu üzere hususi beraberinde ehemmiyet vermeliyiz.” dedi.
