Kazakistan
Kazakistanlı canlı terzi Nurdina Askarkızı, nezdinde vakitler Kazak kızların giydirilmiş olduğu ve giderek unutulmuş, "takya" ismi sunulan geleneksel şapkayı baştan taammüden çağcıl yaşama kazandırıyor.
Kazakistan Milli Müzesi'nin yenileme bölümünde bilirkişi bulunan Askarkızı, hafta sonlarını başşehir Nur Sultan'daki önemsiz atölyesinde geçiriyor.
Askarkızı, burada, bir zamanlar bozkırda göçkün hars zarfında dünyaya gelen Kazak kızlarının önemsiz yaştan muta nikâhı çağına gelinceye denli giyindikleri geleneksel şapkasını 21. asrın koşullarına uyarınca dikerek günümüze kazandırıyor.
Terzi Askarkızı, böylelikle ahali ortada takya kendisine tanıdık ve derinlemesine süredir unutulmuş geleneksel şapkayı baştan yaygınlaştırıyor.
Ülkede akıbet devirde takyanın başta canlı kızlar ortada pop saç aksesuarlarından bir tanesi biçimine gelmesinde katkıları bulunan Askarkızı, öyküsünü AA muhabirine anlattı.
Askarkızı, Almatı'daki Teknoloji Üniversitesi'nin dizayn bölümünden yetkilendirilmiş olduktan sonraları başkentteki Gençlik Tiyatrosu'nun kostüm atölyesinde oyunluk elbiseleri dikerek dikiş mesleğine başladığını söyledi.
Çocukluğundan bu yana elinin dikiş ve dantel işlerine alışkın bulunduğunu tamlayan Askarkızı, "Bu yeteneğimi babaanneme borçluyum." dedi.
Askarkızı, şu anda Kazakistan Milli Müzesi'nin yenileme bölümünde çalıştığını ve nezdinde sene evvela de kişi atölyesini kurduğunu kaydederek "Küçük de olsa kendime ilgili nezdinde köşemin olmasını istedim. Hafta sonları tamamı zamanımı burada geçiriyorum." sanarak konuştu.
Nevruz Bayramı evveliyat nezdinde vakitler Kazak kızlarının günce yaşamda giyindikleri arkası sıra unutularak hoppadak oyunluk kostümünün nezdinde parçası biçimine gelen takyayı baştan animasyon sonucu aldığını aktaran Askarkızı, şöyleki bitmeme etti:
"Takya, nezdinde vakitler 5 yaşından itibaren kız çocuklarıyla canlı kızların giydirilmiş olduğu geleneksel nezdinde şapka. Bu yüzden, onun otantik formunu ve dikiş yolunu korumaya çalıştım. Ama kumaşı, rengi ve tasarımını çağımız şartlarına uyarınca uyguladım. Takya, bahar ve edebiyat giyilen nezdinde şapka bulunmasına karşın göçkün halkımız düşüncesince rüzgardan sığınmak önemliydi ve bunun düşüncesince çadır kullanıyorlardı. Şimdi ise güpür çadır dediğimiz manzara kendisine hücre elan körpe gelen nezdinde materyalden yapıyorum."
Askarkızı, takyanın nezdinde vakitler hoppadak natürel mülevven kumaşlardan dikildiğini anımsatarak "Günümüzde değme renkte güpür bulunuyor. Bu nezdinde avantaj. Ben de ağırlıklı kendisine kırmızı, pembe, mor, firuze kabil renkleri kullanıyorum." dedi.
Zamanında takyanın, idmansız sim ve giranbaha taşlarla süslendiği düşüncesince ağırbaşlı bulunduğunu da özetleyen Askarkızı, "Günümüzde canlı kızların görgü bilimi bilimi ve iş hayatında çul tarzlarına akıllıca kendisine kullanabilmeleri düşüncesince takyayı elan girintisiz çıkıntısız nezdinde tasarımla baştan animasyon sonucu aldım." ifadesini kullandı.
Kazak terzi, çelimsiz devir zarfında diktiği takyaların toplumsal medyada şişman nazarıitibar görmeye başladığını ve ülkenin ciharıyek yanından siparişler aldıklarını dile getirerek "Böylece, takya bu sene geçmiş baharda canlı kızlar ortada pop nezdinde saç aksesuarı biçimine geldi. Şimdi sokakta, büro ve ofislerde takya giyen kızlar görmeye başladık. Bu ahacık önemsiz de olsa katkımın olması beni başkaca bahtiyar ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Askarkızı, eşinin de çanak ustası bulunduğunu ve gelecekte baş başa Türkiye'de becerilerini geliştirmeyi planladıklarını da laflarına ekledi.
