Kudüs
Ürdün hükümeti ile Filistinli Mültecilere Yardım Ajansının (UNRWA) 1956'da vardığı huzur gereğince Şeyh Cerrah Mahallesi'ne yerleştirilen gayrı aileler kabil Hamad ailesi de 1972'den bu yana İsrail mahkemelerinde, Yahudi cemaatlerinin bu topraklar üstündeki sahiplik hakkı iddialarına huzur ahbaplık savaşı veriyor.
Şeyh Cerrah Mahallesi'nde önemsiz bahçeli birlikte evi bulunan Hamad, geçmişten bugüne sürme ve Yahudi yerleşimcilerin baskıları karşısında yaşadıkları zorlukları AA muhabirine anlattı.
Ailesinin Doğu Kudüs'e yerleşmeden evvel Hayfa kentinde yaşadığını kail Hamad, "1948'de Hayfa'dan güçlükle yerlerinden edilen anne-babam Doğu Kudüs'e gelmiş, çağ ise evlatları ve torunları da sürme tehdidiyle huzur karşıya." dedi.
Milyonlarca Filistinli düşüncesince mecburi göç, soygunculuk ve katliamların simgesi bulunan 1948'deki Nekbe'den (Büyük Felaket) ahir devre ayraç fail Hamad, "Hayfa tevellütlü anne-babam, savaşın peşi sıra 1948'de konutlarını vazgeçme geçirmek mecburiyetinde kalmış şekilde 3 çocuklarıyla elde avuçta birlikte bilinçlilik olmaksızın Kudüs'e gelmişler." sanarak konuştu.
%2Fseyhcerrah2.jpg)
İlk tehcirin peşi sıra sahn ihdas çabası
Hamad, ailesinin birlikte çevrim duracak yer, iş ve huzur düşüncesince mukteza imkanlardan ırak birlikte sahn sürdükten sonraları annesinin birlikte okulda iş bulabildiğini söyledi.
Okul müdiresinin kalmaları düşüncesince birlikte göz verdiğini, bu odada annesinin birlikte kız birlikte koca dü çocuk dünyaya getirdiğini ama biçimsiz ömür koşulları zımnında ikisinin de yaşamını kaybettiğini kaydeden Hamad, kendisinin de yaşama gözlerini 1951'de bu odada açtığını aktardı.
Hamad, babasının sistem sahibi bulunmasına karşın Kudüs'te birlikte müddet iş bulamadığını, gine mektep müdiresinin babasına da okulda iş bulduğunu söyledi.
Şeyh Cerrah'ta ev projesi
Ailesinin, Kudüs'ün Ürdün'ün hakimiyeti altında yer aldığı çağda (1967 öncesi) Amman hükümetinin mültecilerin Şeyh Cerrah Mahallesi'ne yerleştirilmesi çerçevesinde birlikte plan başlattığına değgin havas aldığını tamlayan Hamad, duracak bölgeleri bulunmadığı düşüncesince bu mahalleden birlikte ev bildirme geçirmek düşüncesince başvurma ettiklerini kaydetti.
Hamad, "Ürdün hükümeti ile UNRWA'nın 1956'da vardığı huzur gereğince Şeyh Cerrah Mahallesi'nden ev aldık." dedi.
Anlaşmada 3 sene 3 ay sonraları evlerin sakinleri hesabına kaydedilmesi şartının bulunduğunu tamlayan Hamad, anlaşmanın başkaca sakinlerinin lüp etrafına bostan ve yazma yapmasını, su ve çarpıcılık bağlamasını da içerdiğini, kâffesi koşulları 1959'da namına getirdiklerini ama Ürdün hükümeti evleri malikleri üstünde geçirmeden İsrail'in sonrasında Batı Şeria ve Gazze'yi karışma etmiş yer aldığı 1967 Arap-İsrail savaşının pırtlak verdiğini dile getirdi.
Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere müteveccih iftiraları
Hamad, evlerinden edilmiş yer aldığı düşüncesince 1956'da Şeyh Cerrah Mahallesi'ne taşınan 28 ailenin trajedisinin 1972'de başladığına ayraç etti.
"1972'de evlerin yapıldığı Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki arazilerin sahibi bulunduğunu kanıt fail dü Yahudi yerleşimci cemiyeti güçlükle girdiğimiz iddiasıyla evlerimizi boşaltmamızı istedi. Bu ihtar karşısında baş döndürücü şaşırdık, öne sürülen kanıt da akla yatkın değildi." diyen Hamad, o çevrim Arap avukatların İsrail mahkemelerinde defans yapmaktan çekindiği düşüncesince bazısı ailelerin İsrailli avukat avlamak mecburiyetinde kaldığına dikkati çekti.
Filistinli buğulu adam, bu sebeplerden naşi evlere güçlükle girdikleri iddiasıyla haklarında problem oluşturulan Hamad, Eyubi, Guşe ve Huseyni ailelerine İsrailli avukat İshak Cohen'in önerildiğini aktardı.
Avukatın mahkemeye Yahudi yerleşimcilerin iddialarını çürüten kanıtlar sunduğunu kail Hamad, "Biz arazilere güçlükle girmedik, Ürdün hükümeti ve UNRWA ile meydana getirilen anlaşmayla ev sahibi olduk." dedi.
Hamad, yerleşimci derneklerin, bahis konusu davayı Sulh Mahkemesi, Merkezi Mahkeme ve Yüksek Mahkemede; 3 etapta da kaybettiğini vurguladı.
İsrailli avukat huzur tarafla anlaştı
Filistinli aileler bu hale sevinseler de Hamad, elan sonraları İsrailli avukatın attığı adımların bedelini bu zamanlarda ödediklerini belirterek şunları anlattı:
"1980'lerin ortasında yerleşimci cemaatler mahalledeki 13 karı üstünde problem açtı. Daha geçmiş davadaki başarısı zımnında bu davalarda da onları savunması düşüncesince avukat şekilde Cohen tutuldu. Ancak 1980'lerin böylece Cohen, huzur tarafın avukatı ile dü yerleşimci cemaatin para sahibi; Filistinlilerin ise müstecir bulunduğunu öngören birlikte huzur imzaladı."
Bu anlaşmanın Şeyh Cerrah Mahallesi sakinleri düşüncesince baş döndürücü menfi tesirleri olduğuna, huzur yardımıyla 2009'da Yahudi yerleşimcilerin El-Gavi, Hanun ve El-Kurd ailelerine ilgilendiren 4 eve el koyabildiğine dikkati çekici Hamad, bunun peşi sıra yerleşimci derneklerin mahalledeki Hamad, Decani ve Davudi; elan sonraları da Es-Sıbağ, El-Cauni, Iskafi aileleri üstünde da problem açtığını laflarına ekledi.
Hamad, 2020 ve 2021'de İsrail Sulh ve Merkezi mahkemelerinde bu ailelerin evlerinden çıkarılması anlamında kararlar verdiğini söyledi.
Şeyh Cerrah Mahallesi sakinleriyle el birliği hareketi
Ancak ahir gelişmelerin, dayanak gösterilerinin, Mayıs 2021'deki ahali nöbetlerinin, İsrail Yüksek Mahkemesini tahsil edilen kararları dondurmaya zorladığını hatırlatan Hamad, defans heyetinin boşaltma kararlarına itiraz ettiğini, Yüksek Mahkemenin kendileri ile huzur yan ortada uzlaşma sağlamaya çalıştığını ama değimsiz bulunduğunu aktardı.
Bunun peşi sıra Yüksek Mahkemenin taraflara, "yerleşimcilere icar ödenmesi karşılığında makul birlikte müddet Filistinli ailelerinin masun müstecir şekilde bildirme edilmesi; para sahibi netleşince de ya boşaltma yahut evlerine yerleşmelerine" değgin birlikte öneri sunduğunu tamlayan Hamad, "Mahkemeye bu teklifin reddedildiğini bildirdik. Durum şu anda duruşma çeşidinden inceleniyor." dedi.
Sıkıntıların ardı gerisi kesilmiyor
Yaşlı Filistinli, oğlu, torunları, koca kardeşi ve onların çocuklarıyla 18 sözü geçen ailesiyle eğleşme ettikleri evlerinden anbean boşaltma edilme korkusuyla yaşadıklarını söyledi.
Daha geçmiş baskılar ve 1972'den bu yana muhtelif zorluklara sunulan kaldıklarına ayraç fail Hamad, şunları kaydetti:
"Çok kereler üzerimizde edisyon meydana getirmeye çalıştılar. Evden çıkmamız karşılığında alımlı maddesel tekâlif sunuldu. Ancak bu girişimlerinde kalburüstü olamadılar. Bu kere de akım bölgemizi ve geçimimizi kısıtlayarak bizi edisyon dibine almaya çalıştılar ama bunda da kalburüstü olmadılar."
Hamad, "1970'lerden buyana evlerimizi boşaltmamız karşılığında babalarımıza, komşularımıza şişman meblağlar, bariz çekler öneri edildi. Büyüklerimiz bu tekliflere kulak asmadı, Allah'ın izniyle bizleri de evlerimizden çıkaramayacaklar." dedi.
Psikolojik baskı
Filistinli aileler üstünde ruhsal edisyon oluşturulduğuna ayraç fail Hamad, şöyleki bitmeme etti:
"Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisinin desteği ile bizlere huzur tutumlarından çevre daima birlikte iğbirar ve akıl ıssız hakim. Onlar yukarıdan tırnağa silahlı karşımızda dururken kılıç ise çabucak öz bedenlerimizle duruyoruz."
Yaşadıkları endişenin dünkü olmadığını, yerleşimcilerin 1972'deki sahiplik iddialarını reddettiklerinden bu yana yaşadıklarını kaydeden Hamad, "Bugün üstelik katlandığımız kâffesi ateş ve eziyetlere, evlatlarımızın ve kadınlarımızın sunulan kalmış yer aldığı kâffesi ruhsal baskılara karşın tek halde pes etmeyeceğimiz üstüne ısrarcıyız." ifadelerini kullandı.
Hamad, ilkin evlerinden atılmaktan rahatsız bulunan evlatların problem yaşadığını vurguladı.
İsrail makamlarının Yahudi yerleşimcilerin lehine evini boşaltması ihtarında bulunmuş yer aldığı Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki baş döndürücü sayıda Filistinli ailenin İsrail mahkemelerindeki ilçe süreci bitmeme ediyor.
