İstanbul
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi karşısındaki salonda tanıdık duruşmaya, Adnan Oktar'ın da aralarında bulunmuş yer aldığı kimi vakfedilmiş sanıklar ile müşterek bölüm tutuklanmadan maznun ve avukatları katıldı.
Sanık Aydan Saraçoğlu, beyanında, Bölge Adliye Mahkemesinin kesme sonucuna katıldığını tabir ederek, meydanda suç olmadığını ve 4 salname süreçte haksızlığa uğradıklarını öne sürdü.
Gaye Ertin de suç yapmak düşüncesince değil Allah'ın varlığını ve birliğini bildirmek düşüncesince müşterek arada olduklarını tez etti.
Sanık Yasemin Kiriş, bu davada esas müştekilerin ve mağdurların olmadığını savundu.
Delillerin görmezden gelindiğini, tanıkların dinlenmediğini tamlayan sanıklardan Aslı Efeoğlu, "Bu suç değildir. Bize birbirimizi niçin sevdiğimizin, maddesel tinsel dayanak olduğumuzun hesabı soruldu." ifadelerini kullandı.
Sanık Fatma Ceyda Ertüzün, ailesinin bu davadaki kumpası ayırt ettiğini söyledi.
Ertüzün, 60 yaşında, 2 evlat ve 2 torun sahibi bulunduğunu anlatarak, "(Adnan Oktar) Yanından ayrılmayı düşünmüyorum. Bize 'Dağılın.' diyorlar. Biz, Allah'ın talimatı yer aldığı ve suç işlemediğimiz düşüncesince dağılmayacağız." sanarak konuştu.
Sanıklardan Gülay Pınarbaşı, hukuka inancının baştan yeşerdiğini belirtti. İstinaf hakimlerini bu sonucu aldıkları düşüncesince kutladığını kaydeden Pınarbaşı, "Dosyada suç yok. Geç mevrut adalet, hak değildir. Adnan Oktar davası; Ergenekon, Balyoz kabilinden müşterek hile davasıdır. Beraatimizi arzu ediyorum." ifadelerini kullandı.
Diğer tutuklanmadan sanıklar da beyanlarında, suç örgütü olmadıklarını öne sürdü.
Duruşmanın gün ortası meydanda çelimsiz müşterek müddet avukatlarıyla mülaki Oktar, kendilerine el sallayan sanıklara gülümsedi.
Öğleden ahir oturumda, maznun avukatlarının kesme ilamına erinç beyanları alındı.
Müştekilerin avukatları ise kesme ilamına katılmadıklarını ve sanıkların üstlerine müeccel suçları işlediklerini savundu.
"Kapıyı erek alırcasına arkası arkasına acı etti"
Sanık Mert Sucu'nun üstünde müeccel "nitelikli öldürmeye teşebbüs" suçuna bağlı duruşmaya eklenmiş bulunan kolluk memurları dinlendi.
Polis memurları C.O.A. ve A.K'ye fon izlettirilen duruşmada, mermi darp fail polat yeleklerin kendilerine dayalı olup bulunmadığı soruldu. Polis memurları, görüntülerde tanıdık mermi darp etmiş çelek yelekli polislerin kendileri bulunduğunu söyledi.
Operasyonda kapının açılması düşüncesince beş altı kez seslendiklerini aktaran C.O.A, şu halde bitmeme etti:
"İçeride mevcut Mert Sucu, 'Açıyorum tamam.' dedi. İçeride biri bulunduğunu o halde öğrendik. Bizim kapının peşinde olduğumuzu bilmesine karşın o müddet süresince anlaşılan silahını dolduruyormuş. Direkt kapıyı erek alırcasına arkası arkasına acı etti. Birisi sırtıma bedel geldi, biri tabanca şarjörüne bedel geldi. İçerideki mermiyi patlattı. İçeride tertemiz biri, kadın, bebek muhtemel sanarak devletimizin verdiği egemenlik gereği gelişigüzel acı etmiyoruz. Masum müşterek insanoğlu muhtemel içeride sanarak içeriye atışla karşılık vermedik. Sırtımı dönerek, eğilerek hariç çıktım. Kendisini ayrımlı müşterek ekibimiz mermisi bitince teyit aldı."
Diğer kolluk memuru A.K. ise dâhilen edilen acı durunca hariç çıktılarını, Sucu'nun silahını bırakıp muahharen mevrut kadroya teyit bulunduğunu aktardı.
Sanık Mert Sucu, savunmasında odasının dışından alevli halde bağrışma sesleri geldiğini söyledi.
Ne bulunduğunu kestirim edemediğini öne devam eden Sucu, "Ses duyuyorum, kimseyi görmüyorum. Bizim camiamıza IŞİD, PKK olsun nice yıldırma var. Son yıllarda da baş döndürücü yıldırma vardı. Korku refleksiyle 5-6 el acı ettim. Ondan muahharen durdum. Polis oldukları düşüncesince baş döndürücü rahatladım. 'Kusura bakmayın. Yanlış oldu. Pardon, teyit oluyorum.' dedim ve doğrudan hızlıca çıkıp elimi kaldırdım, teyit oldum." dedi.
Tanık yerine dinlenen kolluk memuru H.A, sabahleyin harekât düzenlemeye gittiklerini kaydederek, şu halde bitmeme etti:
"Burası villanın müştemilatı, şahsın kalmış yer aldığı yer. 3 can girdik buraya. Cam, buzlu camdı. İçerideki can görülüyordu. İçeride akıntı ediyordu, 'Aç kapıyı polis.' sanarak bağırdık, 'Geliyorum.' dedi lakin kapıyı açmadı. Hareket ediyordu. 'Kapıyı kıralım, tığ alalım.' dedik. Bir kez koçbaşıyla vurduk, acı etti. C.O.A'nın polat yeleğine darp etti. Kucaklayıp hariç attım, A.K. içeride kaldı. Bir şarjör, dizi müşterek halde acı edildi." sanarak konuştu.
Mahkeme heyeti, davayla dosyası toplanan 2 sanığın savunmasını kabul etmek düşüncesince duruşmayı yarına erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 Ocak 2021'de açıklamış yer aldığı kararında, örgüt yöneticisi kazanmak suçundan yargılanan sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna'ya değişik 9 bin 803 sene 6 ay dam cezası verilmesine hükmetmişti.
Mahkeme 107 sanığa "örgüt üyeliği" suçundan 4 sene 6'şar ay, 20 sanığa da "örgüte örgen olmak", "gerçeğe karşıt servet bildirme", "örgüte iane etme", "suçluyu kayırma", "ruhsatsız tabanca taşıma" ve "tehdit" suçlarından 1 sene 8 aydan 11 sene 3 taban genişliğinde mütebeddil sürelerde dam cezası vermişti.
Etkin nedamet hükümlerinden faydalanan 12 sanığa "örgüte örgen olmak" suçundan 11'er ay dam cezası verici mahkeme, bu sanıklarla dayalı hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını karara bağlamıştı.
Sanık Mustafa Kuşçu, Ozan Süer ve Turgut Aksu’nun tahliyesine değişmeyen verici mahkeme, Bahadır Köseoğlu erinç tutuklamaya müteveccih soruşturma sonucu çıkarılmasını kararlaştırmıştı.
Sanıklardan 3'ünün tamamı suçlardan beraatine mütehakkim mahkeme, tutuklanmadan sanıklar Ahmet Bürke, Dolunay Tezin, Hüseyin Alpar Sayın, Sibel Yılmaztürk, Şecaaddin Çelikler, Eşref Nuri Yakışan, Mehmet Murat Atmaca ve Deniz Tanık'ın tutuklanmalarına değişmeyen vermişti.
Bir bölüm sanıkların kimi suçlardan beraatini kararlaştıran heyet, 80 sanığı ise ayrışık suçlardan 3 sene ile 36 sene meydanda mütebeddil dam cezalarına çarptırmıştı.
İstinaf Mahkemesi sonucu bozmuştu
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi ise Adnan Oktar birleştirme suç örgütüne müteveccih aralarında Oktar ve örgüt yöneticilerinin de bulunmuş yer aldığı 84'ü vakfedilmiş 215 maznun erinç domestik mahkemece sunulan hükmü usulden bozmuştu.
İstinafın kesme kararıyla 68 sanığın, tutuklulukta geçirdikleri müddet ve haklarındaki hükümlerle dayalı kesme sebepleri dikkate alınarak tahliyelerine değişmeyen verilmişti. Alınan kararda, suç örgütü önderi Oktar, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Hakan Kurtul, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan, Mert Sucu, Merve Büyükbayrak, Oğuzhan Sevinç, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Ulviye Didem Ürer ve Yeliz Aksoy'un ise mevkufiyet hallerinin devamına hükmedilmişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı da tahliyelerin "usul ve yasaya aykırı" bulunduğunu belirterek, sanıklar erinç tutuklamaya müteveccih soruşturma sonucu çıkarılmasını istemişti.
İtirazın reddedilmesinin peşi sıra Başsavcılık, müşterek fevk murafaa bulunan 2. Ceza Dairesine baştan itirazda bulunmuştu.
İtirazı değerlendiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, boşaltma edilen 68 sanıktan 61'i erinç "cinsel saldırı" suçundan tutuklamaya müteveccih soruşturma sonucu çıkarılmasına hükmetmişti.
Haklarında soruşturma sonucu çıkarılan 61 sanıktan 50'si, gözaltına alınmalarının peşi sıra tutuklanmış, dava dosyası evvel etap mahkemesine gönderilmişti.
