İstanbul
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye Cumhuriyeti hükümetine dirlik havadan giriştiği önce dizi eylem şekilde tanımlanan ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunmuş yer aldığı birtakım amme görevlilerinin ifadeye çağrıldığı 7 Şubat 2012'deki "MİT kumpası"nın üstünden 10 sene geçti.
AA muhabiri, 15 Temmuz çarpış girişimine derece FETÖ'nün devlete müteveccih en şişman eylemlerinden bir tanesi bulunan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanmakta bulunan iddianamede, "FETÖ'nün Türkiye Cumhuriyeti hükümetine dirlik havadan giriştiği önce operasyon" ifadeleriyle tanımlanan 7 Şubat 2012 günlü "MİT kumpası"na bağlı adli süreci derledi.
Emniyet ve kaymakamlık müesseselerinin içine sızan FETÖ'cüler, kumpası, Türkiye Cumhuriyeti'nin hal sürecinde yürüttüğü politikalardan dolayı, MİT'i, yıldırı örgütü PKK ile alışveriş içindeymiş kabil sergileme bahanesiyle 7 Şubat 2012'de, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunmuş yer aldığı birtakım görevlilerini ifadeye davet ve haklarında tahkikat sonucu emisyon halinde kurgulayarak yapmak istedi.
MİT Başkanı Hakan Fidan'ın planlı beraberinde sormaca kapsamında "şüpheli" şekilde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına çağrıldığı bilgisinin paylaşılmış yer aldığı haberler, kamuoyunda şişman eko uyandırdı.
Bir süre sonra, çoğunluğu FETÖ'cü oldukları sebebi öne sürülerek görevlerinden uzaklaştırılan, birileri kurtulma fail yahut tutuklanan zamanın hususi mezun başsavcı vekilleri ve savcıların, beraberinde büyüklük kurumuna ve temsilcilerine dirlik hakeza beraberinde teşebbüste bulunmuş yer aldığı netleşti.
O çevrim Başbakan bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönlendirmesiyle Hakan Fidan ve MİT görevlileri, soruşturmaya kuvvetle savcıların çağrılarına tek devir cevap vermedi.
Kumpastan ahir proses kronolojisi
İfadeye davet işleminin peşi esna yaşananlara bağlı mevsim bilimsel proses ise şöyleki bitmeme etti:
10 Şubat 2012'de savcılar Sadrettin Sarıkaya ve Adem Özcan imzasıyla MİT görevlileri kendince tahkikat sonucu çıkartıldı.
11 Şubat'ta müddeiumumi Sadrettin Sarıkaya soruşturmadan alınırken 13 Şubat'ta müddeiumumi Adem Özcan imzasıyla MİT'e gönderilen yazıda, 5 bireyin kurumla ilişkileri ve asistan ihsas elemanı kabil beraberinde görevlilerinin olup bulunmadığı soruldu.
17 Şubat'ta MİT Kanunu TBMM'de değiştirildi ve sormaca izni Başbakanın iznine bağlandı.
18 Şubat'ta MİT görevlileri konusunda tahkikat sonucu kaldırıldı.
20 Şubat'ta müddeiumumi Bilal Bayraktar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş yer aldığı yazıda, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadesinin alınmasına bağlı talimatın reddetme edilmesini istedi. 22 Mart'ta takipsizlik sonucu verildi.
23 Şubat'ta sormaca belgeleri, hülasa ve ekleri 5 husye içine 23 sıralaç şekilde Başbakanlığa gönderildi.
11 Nisan'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, sormaca düşüncesince Başbakanlıktan müsaade alınıp alınmadığı soruldu.
18 Mayıs'ta müddeiumumi Bayraktar, Başbakanlıktan müsaade talebinde bulunulduğunu bildirdi.
14 Eylül'de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, dosya kendince "yetkisizlik" sonucu verildiği ve dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiş yer aldığı bildirilirken sormaca dosyasının kısıtlanmasına değişmeyen verildi.
30 Ocak 2013'te Başbakanlık, MİT görevlileri kendince sormaca izni verilmemesine değişmeyen verdi.
22 Mart 2013'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT görevlileri kendince takipsizlik sonucu aldı.
- FETÖ sergerde Gülen'in de yer aldığı 34 maznun kendince hazırlanmakta bulunan iddianame
Devam fail süreçte hususi mezun müddeiumumilik ve mahkemelerin kapatılması, soruşturmada fariza düzlük başsavcı vekilleri ve savcıların fariza yerlerinin değiştirilmesiyle FETÖ oluşumuna dirlik başlatılan mücadelede kapsamında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 7 Şubat MİT kumpasına ilişkin, FETÖ sergerde Fetullah Gülen'in de aralarında toprak almış yer aldığı 15'i firari 34 maznun kendince 2020 yılının Şubat ayında savca hazırlandı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi çeşidinden 10 Mart 2020'de ikrar edilen iddianamede, "mağdur" olarak, "61. Hükümet Başbakanı bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 61. Hükümetin Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Emrullah İşler ve Binali Yıldırım kabil kabinede toprak düzlük adlara toprak verildi.
Ayrıca o çevrim MİT Müsteşarı bulunan MİT Başkanı Hakan Fidan, emektar MİT Müsteşarı Emre Taner, emektar MİT Müsteşar Yardımcısı Fatma Afet Güneş, emektar MİT mensupları Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu da iddianamede "mağdur", MİT çalışanı M.Ö. ise "müşteki" şekilde toprak aldı.
"FETÖ'nün hükümeti yıkmaya müteveccih önce teşebbüsü"
İddianamede, 15 Temmuz çarpış kalkışmasına derece güzeşte sürece bakıldığında, FETÖ'nün sonuncu maksata erişmek düşüncesince Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile kuvvet mücadelesine girdiğine ilgi çekilerek, "Başlatılan eylemlerin önce etabının Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir askeri casusluk, Tahşiye, Selam Tevhid, MİT tırları ve 17-25 Aralık kabil spekülasyon ve kumpas soruşturmalar olduğu, bu eylemlere 7 Şubat 2012'de Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasıyla himmet verildiği anlaşılmıştır. MİT soruşturması esasen FETÖ'nün seçme Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yıkmaya müteveccih önce teşebbüsüdür." ifadeleri kullanıldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin hal sürecinde yürüttüğü politikalardan dolayı, MİT'i, PKK ile alışveriş içindeymiş kabil göstererek MİT görevlilerinin ifadeye çağrılması, evlerinde denetçi yapılması ve haklarında tahkikat sonucu çıkarılmasının, o tarihte Başbakan bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cerrahi müdahale olabileceği güne balya getirildiğine aksan meydana getirilen iddianamede, "Bu biçimde kurgulanan operasyon, sonuncu maksadı seçme yasal hükümeti yuvarlamak bulunan emniyet, MİT ve kaymakamlık organlarına sızarak müesses bulunan FETÖ'nün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne dirlik havadan giriştiği önce operasyondur." değerlendirmesine toprak verildi.
FETÖ'nün, dirlik yer aldığı hal periyodunu engellemeye müteveccih emek vermesi doğrultusunda ihraç edilen savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın, PKK soruşturması yürüttüklerine aksan meydana getirilen iddianamede, bu savcıların, Fidan'ın yanı esna emektar MİT Müsteşarı Emre Taner, emektar MİT Müsteşar Yardımcısı Fatma Afet Güneş, emektar MİT çalışanı Hüseyin Emre Kuzuoğlu ve Yaşar Hakan Yıldırım ile M.Ö, hakkında, "PKK'ya düşünülerek iane ika ve soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından sormaca başlatmış yer aldığı hatırlatıldı.
Kamuoyunda "Oslo görüşmeleri" şekilde aşina neva kayıtlarının 13 Eylül 2011'de basına sızdırıldığı ve 20 Aralık 2011'de yakınan M.Ö'nün MİT hesabına çalışmış yer aldığı bilinmiş yer aldığı biçimde evinde denetçi yapılarak gözaltına alındığı bilgisi maruz iddianamede, dünya dışına depar belgesi yasağı konulmuş bulunan M.Ö.'nün müddeiumumilik ifadesinin, mahremiyet sonucu olmasına karşın basına sızdırıldığı, fazladan Taraf gazetesi internet sayfasında ismiyle beraberce fotoğrafının yayımlandığı anımsatıldı. M.Ö'nün MİT hesabına çalışmış yer aldığı açıklanmış edilerek PKK'ya erek gösterildiği ve dirilik güvenliğinin korku dibine girmiş yer aldığı de iddianamede kaydedildi.
"Kumpas, Başbakan'ın ameliyata geç girmesiyle bozuldu"
Kumpas soruşturmasıyla teşkilat mensuplarının, MİT ile dayalı kamuoyunda, "PKK ile düzenli cereyan fail teşkilat" algısı oluşturdukları ve yargıyı kullanarak MİT'i ele nakil niyetini sergiledikleri dökme iddianamede, Hakan Fidan'ın gözaltına katılması özgü çaba gösterildiği, gözaltına alınmasıyla birlikte, "emri Başbakan'dan aldığı" algısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve hükümetin istifaya zorlanması ve fazladan devrilmesinin planlandığı anlatıldı.
İddianamede, bu spekülasyon ve kumpas soruşturmasının, ihsas görevlileri kendince soruşturmaların izne bağlanması sistemine geçilmesi ve Başbakan'ın ameliyata geç girmesiyle bozulmuş yer aldığı ve önlendiğine de ayraç edildi.
Örgütün kumpasa bağlı meydana getirdiği derinti ve derinti öncesinde dü FETÖ'cü sırdaş imamın Amerika'ya gittiğinin belirleme edildiğine toprak maruz iddianamede, 15 Temmuz çarpış girişiminde yer aldığı kabil örgütün güvenlik imamı "Kozanlı Ömer" harf anlı şanlı Osman Hilmi Özdil'in yardımcısı konumunda mevcut ve sergerde Fetullah Gülen'le aracısız mülaki firari sanıklar Çetin hür ve İlyas Şahin'in emirini ikrar ika ve teşkilat üyelerine sağlamak kıl payı ABD'ye gittiklerinin tespit edildiği anlatıldı.
Örgüt elebaşının emri sonrası Ankara'da toplantı
İddianamede, teşkilat elebaşından aracısız tahsil edilen yönerge sonrası örgütün güvenlik ve kaymakamlık imamlarının ülkeye arka dönüşlerinin akabinde Ankara Kızılcahamam'da derinti dizgi edilmiş yer aldığı belirtilerek, teşkilat hiyerarşisi gereği FETÖ elebaşının emirinin güvenlik birimlerine iletilmesinin örgütün "Marmara Bölge İmamı" bulunan "Arif" harf anlı şanlı maznun Ali Rıza Tekinkaya çeşidinden düzenli edilmiş yer aldığı tabir edildi.
İddianamede, bahis konusu toplantıya örgütün güya emniyet, kaymakamlık ile MİT imamlarının katıldığının ve toplantıya katılanlar ortada Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastine bağlı davada firari maznun bulunan Murat Tokay ve Ahmet Kılınçarslan ile ABD'deki Hakan Atilla davasının hakimi Richard Berckman'ı 2014 senesinde İstanbul'da ağırlayan hususiyet bürosunun ortağı Murat Karkın'ın da bulunduğunun tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede toprak düzlük uzman raporunda, "13 Ocak 2012'de Diyarbakır DTP il binasında meydana getirilen arama esnasında ele geçirildiği tez edilen Oslo'daki görüşmelere ilişik neva kayıtlarının yer aldığı harddiskleri FETÖ'nün yerleştirdiği" belirtildi.
"Hakan Fidan gelse, kesme tutuklanacaktı" ifadesi
İddianamade, kendince takipsizlik sonucu verildiği tamlanan emektar kolluk memuru Ş.E'nin, olayın vahametini gözler önüne seren şu ifadesi toprak buldu:
"Tam kesme tarihini bilmemekle beraberce şubatın ortalarında bölüm emir yardımcısı Ayhan Albayrak (sanık) beraberinde konuşmasında 'Hakan Fidan ifadeye gelseydi Sadrettin Savcı çeşidinden kesme tutuklanacaktı.' söylediğini hatırlıyorum."
İddianamede, meslekten ihraç edilen savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya kendince ise Yargıtay'da bire beraberinde mevzuyla dayalı yargılandıkları düşüncesince takipsizlik sonucu verildiği hatırlatıldı.
Dava süreci ve önce tahliyeler
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10 Mart 2020'de iddianameyi ikrar etmesiyle, firari teşkilat sergerde Fetullah Gülen'in yanı sıra, fenomen tarihinde örgütün "yargı imamı" bulunan İlyas Şahin ve "emniyet imamı" bulunan Çetin hür ile zamanın İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan'ın da aralarında bulunmuş yer aldığı 15'i firari, emektar güvenlik müdürlerinin aralarında yer aldığı 14'ü de mevkuf 34 sanığın yargılanmasına Silivri'deki şişman mahkeme salonunda başlandı.
Mahkemenin 22 Haziran 2020 günlü önce duruşmasında, savca ekinde toprak düzlük belgelerin, ulusal savunmaya ve ulusal güvenliğe bağlı büyüklük sırrı olabilecek özellikte olmaları sebebi öne sürülerek büyüklük sırrı sayılmasına değişmeyen verildi. Ayrıca MİT'i temessül fail avukatın talebi üzerine, amme güvenliğini tehlikeye sokabilecek doküman ve bilgilerin ortaya çıkmasını engel peyda etmek adına, duruşmaların boğunuk yapılmasına ve mahkeme içeriğiyle dayalı neşriyat yasağı getirilmesine de hükmedildi.
Yargılama sürecinde mahkeme, Fetullah Gülen ile fenomen tarihinde örgütün "yargı imamı" bulunan İlyas Şahin, "emniyet imamı" bulunan Çetin Özgür, "MİT sırdaş hizmetler imamı" bulunan Murat Karabulut, "Marmara semt imamı" bulunan Ali Rıza Tekinkaya ve zamanın İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan'ın da toprak almış yer aldığı 15 firari maznun ile 1 tutuklanmadan sanığın dosyasını ayırdı.
Kapalı meydana getirilen 10 Aralık 2020 günlü duruşmada, mevkuf yargılanan Aykut Güçlü, Oğuzhan Ceylan, Fazıl Adnan İzgi, Mehmet Deveci, Veli Tuluy ve Erkan Ünal'ın, "yargılamanın geldiği aşama, tutuklulukta geçirdikleri süre, savuşma şüphesinin bu noktada bulunmaması, savunmalarının münfail olması ve delilleri karartma şüphelerinin ortadan kalması" nedenleriyle adli denetçi şartıyla tahliyelerine değişmeyen verildi.
Mütalaada maksut cezalar
Davanın 15 Ocak 2021 günlü duruşmasında savcı, esasa bağlı mütalaasını mahkemeye sundu.
Mütalaada, sanıklardan emektar güvenlik müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı, Ayhan Albayrak, Oğuzhan Ceylan ve Erkan Ünal'ın, "hükümete müteveccih darbeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "resmi belgede sahtecilik" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından da 12 sene 6'şar taban derece hapisle cezalandırılması istendi.
Sanıklardan gazeteci Mustafa Gökkılıç'ın da "hükümete müteveccih darbeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçundan 4,5 yıla derece hapishane cezasına çarptırılması maksut mütalaada, sanıklar Faik Şaşmaz, Fazıl Adnan İzgi, Mehmet Deveci ve Veli Tuluy'un ise "silahlı yıldırı örgütüne unsur olmak" suçundan 15'er yıla derece mahkumiyetleri arzu edildi.
Mütalaada ayrıca, maznun Aykut Güçlü'nün "hükümete müteveccih darbeye teşebbüs" suçundan, gayri sanıklar Sebahattin Kaplan, Musa Metin, Bilal İrice ve Ahmet Kılınçarslan'ın da "hükümete müteveccih darbeye teşebbüs" ve gayri suçlardan beraatleri anlamında değişmeyen verilmesi istendi.
Yeni iddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çeşidinden 19 Şubat 2021'de, 7 Şubat "MİT kumpası"na ilişkin, FETÖ'nün İstanbul semt mümessili yer aldığı tamlanan firari çirkin Ahmet Hamdi Parlak kendince acemi beraberinde savca hazırlandı. İddianamede, örgütün amme yapılanması ve 15 Temmuz 2016 çarpış girişimine revan süreçte meydana gelen kumpas eylemlerine bağlı ehemmiyetli tespitler toprak aldı.
Londra'da eğleşme etmiş yer aldığı belirlenen çirkin Parlak'ın, "hükümete müteveccih darbeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, gayri suçlardan da 57 sene 6 taban derece hapisle cezalandırılması maksut iddianame, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanıdık anne davayla birleştirildi.
10 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapishane cezası
Mahkeme, bölme ve komplo kararlarında sonradan 8'i mevkuf 18 maznun üstünden bitmeme fail yargılamada, 3 Mart 2021'deki duruşmada hükmünü açıkladı. 15 maznun hapishane cezasına çarptırıldı, 3 maznun aklanma etti.
Heyet, sanıklar emektar güvenlik müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı ve Ayhan Albayrak ile örgütün "emniyet sırdaş imamları" yer aldığı tamlanan Sebahattin Kaplan, Musa Metin, Bilal İrice ve Ahmet Kılınçarslan'ı "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yahut vazifesini engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapishane cezasına çarptırdı.
Sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Kazım Aksoy, Erol Demirhan ve Ayhan Albayrak'ı başkaca hiyerarşik beraberinde silsileyle "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri sebebi öne sürülerek 9'ar sene hapishane cezasına çarptıran heyet, bu 10 maznun hakkında, "silahlı yıldırı örgütü yöneticisi olmak" ve "silahlı yıldırı örgütü üyeliği" suçlarından, kanun gereği buyruk verilmesine toprak olmadığı, "devletin duyurulmayan kalması müstelzim detayları casusluk özgü realizasyon etme" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından ise aklanma sonucu verdi.
Sanıklar emektar polisler Oğuzhan Ceylan, Veli Tuluy, Fazıl Adnan İzgi ve Erkan Ünal'ı "silahlı yıldırı örgütüne unsur olmak" suçundan 7 sene 6'şar hapisle cezalandıran heyet, gazeteci maznun Mustafa Gökkılıç'ı "silahlı yıldırı örgütüne unsur olmak" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından 8 sene 4 ay hapse mahkum etti.
Mahkeme heyeti, maznun Faik Şaşmaz kendince "silahlı yıldırı örgütüne unsur olmak" suçundan "örgüt yöneticiliği" suçundan yargılandığı beraberinde apayrı mahkemede aklanma etmesi ve bu kararın kesinleşmesi zımnında davayı reddederken, gayri suçlardan ise beraatini kararlaştırdı.
Diğer sanıklar Mehmet Deveci ve Aykut Güçlü'nün de tamamı suçlardan beraatine değişmeyen sağlayan heyet, "darbeye teşebbüs" suçundan cezalandırılan sanıklar Bilal İrice, Ahmet Kılıçaslan, Musa Metin ve Sebahattin Kaplan'ın hükmen tutuklanmasına, yattıkları süreye mucibince sanıklar Faik Şaşmaz ile Mustafa Gökkılıç'ın da adli kontrolle tahliyesine hükmetti.
Gerekçeli kararda etkili tespitler
Mahkeme heyeti, kurduğu hükümle dayalı gerekçesini de 17 Haziran 2021'de taraflara sundu.
Gerekçeli kararda, kumpasla ilgili, "MİT başkanı ve kurumda etkin birtakım personelin tutuklanmasına müteveccih beraberinde teşebbüs bulunan ve kamuoyunda '7 Şubat krizi' şekilde aşina hadise, zamanın MİT imamının, MİT'in başına FETÖ mensubu beraberinde şahsın atanması arayışları çerçevesinde planlı beraberinde operasyondur." ifadesi kullanıldı.
FETÖ'nün eskiden izlediği, "Türkiye'nin yıldırı örgütleriyle münasebetli olduğu" minvalindeki esmer yaymaca faaliyetlerini halen dünya haricinde toplumsal iletişim araçları özellikle peyda etmek kıl payı türlü platformlar üstünden PKK dışındaki ayrımlı yıldırı örgütleri üstünden de sürdürdüğü tamlanan kararda, "Örgütün esmer propagandasını teşkilat ayırt etmeksizin sürdürmesi, delillere dayanmaksızın rastgele argümanı 'Türkiye'ye dokunca verme' hedefiyle gündeme taşıdığını göstermektedir" denildi.
Kararda, şu tespitler de toprak buldu:
"Devletin MİT aracılığıyla beraberinde ihsas faaliyeti şekilde bahsi güzeşte görüşmeyi (Oslo görüşmeleri) yapması doğaldır, olağandır ve fazladan devir zamane zaruridir... Bu görüşmelerin yapılması kusur da değildir ve ancak bu görüşmelerin türkiye aleyhine olacak ve kullanılacak bulunan biçimde sızdırılması kusur oluşum etmektedir ki bu politik ve askeri casusluk suçuna cisim verir. Oslo görüşmelerinin kendisi de beraberinde ihsas faaliyetidir. Birtakım retoriklere gerekseme duyulması normal sayılmalıdır. Olağandışı bulunan ise bunu beraberinde politikacı iktidara, devlete ve büyüklük hesabına ihsas faaliyeti yürüteç kuruluşa ve görevlilerine müteveccih saldırının materyali şekilde kullanmaktadır. FETÖ'nün güvenlik yapılanmasının hazırladığı ve mutfağında İstanbul TEM Şube müdürlüğünün bulunmuş yer aldığı bu operasyonlardan yola çıkılarak teşkilat sergerde Fetullah Gülen'in MİT'i ele nakil amacı, KCK operasyonlarında elde edilmiş M.Ö'nün beyanı ile mukteza idrak ve yetkiyi yaratmakta güçsüz kalmış, bunun taçlanması düşüncesince ele geçirilen Oslo neva kayıtları bu kere maksata Hakan Fidan, Afet Güneş ve Emre Taner'i taşımıştır. Müdahil Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın o çevrim Başbakan şekilde soruşturmaya müsaade vermemesi ile beraberinde nevi önce çarpış girişimi çorak kalmıştır. Kendilerini sağ açıklık politikası ondan sonra yaşanmış bulunan kaotik olayların maksadı şekilde sömürme fail örgüt, bire beraberinde sürede Kobani vakaları ve trap süreci şekilde aşina süreçte PKK yıldırı örgütü ile taraf yana dizi kolalama olmaktan da arka durmamıştır."
Dosyanın Yargıtay'daki incelemesi sürüyor
Davanın temyiz edilmiş yer aldığı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi (istinaf), FETÖ 15 maznun kendince domestik mahkemece maruz mahkumiyet kararlarını hukuka makul buldu.
Delillerde ve işlemlerde beraberinde nakıs olmadığına, tanıt itibarıyla da değerlendirmenin durumunda olduğuna değişmeyen sağlayan daire, bundan dolayı sanıkların meydana getirdiği istinaf başvurularını esastan reddetti.
Daire mevkuf sanıkların bu hallerinin devamına da hükmetti.
Dosyanın Yargıtaydaki incelemesi sürüyor.
