İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırklareli'nde muhtarlarla müşterek araya geldi. Soylu burada meydana getirdiği konuşmada, muhtarlık kurumunun önemine değinerek, “Devletin en bayır noktasından ülkenin en ücra köşelerine fariza fail ve bu köşeleri birleştirerek teveccühleri ile bizleri burada buluşturan giranbaha muhtarlarımıza aşırı teşekkürname ediyorum. Sözlerime başlamadan ilkin muhtarlık kurumunu aşırı henüz ayrımlı müşterek noktaya haiz Cumhurbaşkanımızın Recep Tayyip Erdoğan'ın tebriklerini, muhabbetlerini, güzel icraat dileklerini getirmek istiyorum. Dün geceleyin yarısına denli Van Bahçesaray'da müşterek düzenlilik toplantısı yaptık. Ardından hem çıplak maşer kuruluşları ile beraberce olduk tıpkı zamanda esnafımız ile müşterek araya geldik. Orada da bu sabahleyin sizlerle müşterek araya geleceğimi belirttim. Onlar da sizlere selamlarını ilettiler. Muhtarlarımız ile müşterek araya gelmek, sorunları durumunda kıymetlendirmek düşüncesince istişarelerde mevcut olmak Cumhurbaşkanımızın düzentileme sistemidir ve bizlere de başvuru etmiş bulunduğu müşterek düzentileme prensibidir” dedi.
"Uyuşturucu ile mücadeleye bitmeme edeceğiz"
Bakan Soylu, İçişleri Bakanlığı'nın narkotik ile mücadelede en iri destekçilerinin muhtarlar bulunduğunu ve narkotik ile mücadelenin süreceğini belirterek, “Bugün cezaevlerinde uyuşturucudan yatan insanoğlu sayısı 117 bin. 15 Temmuz tarihinde bu miktar 35 bindi. Şu anda Amerika'nın herhangi müşterek durumunda narkotik kullanması serbest. Bir kafeye, restorana gittiğinizde narkotik kokusundan duramıyorsunuz. Bir de cinsiyetsizlik denilen LGBT denilen nesne mevcut ya, herhangi müşterek yerde yaygınlaşmış durumda. Metruk binalarla ilgilendiren geçtiğimiz teşrinisani ayında muhtarlıklar ve kaymakamlar kabilinden belirleme edilen kullanılmayan binaların MAKS sistemine yük edilmesinin önünü açtık. Böylece diyar genelinde 118 bin kullanılmayan yapı belirleme ettik. 60 bin oldu, 70 bin oldu, ego az buçuk henüz zorlayınca 100 bin oldu. Bunun 90 binini yıktık, 10 bin tanesini restore ettik. 18 bini üstünde çalışmalarımız bitmeme ediyor. Bu yapılar narkotik kullanması olan, akşam olduğunda kimin girip çıkmış bulunduğu mahsus sıfır yerlerdi. Kırklareli'ndeki tescilsiz olup yıkılacak bulunan kullanılmayan yapı sayısı halen 989'dur. Bu mevzuda da hepinizin gayretlerini ve ilgilerini bekliyoruz. Çünkü herhangi müşterek ayrışık pisliğin, kanunsuzluğun ve ilkin uyuşturucunun bulunduğu bölgeler bu kullanılmayan binalar. Bu mevzuda kanunun size verdiği ne doğruluk varsa, lütfen sonuna denli kullanın. Destek dilediğiniz noktada biz herhangi müşterek mevzuda bulunduğu kabil ilkin bu mevzuda emrinize amadeyiz. Bizim bu kullanılmayan binalarla mücadelemizin asliye nedeni uyuşturucudur. Biz uyuşturucudan yakaladığımız müşterek insana müşterek soruşturma yaptırırız. Nerede başladın? Neden başladın? Neden kullandın kabil sorular sorarız. Biz bunlara nerede yaşıyorsun, nerede kalıyorsun sanarak sorduğumuzda yüzdelik 85'inin ailesi ile kaldığını görüyoruz. Geri kalanlarının da kullanılmayan binalarda kaldığını görüyoruz. Ayrıca narkotik kullanıcıların yüzdelik 55'in üstünde verdiği yanıt 'evde kullanıyorum' oluyor. Yüzde 28'i kullanılmayan binalarda, parklarda, otopark fail otomobillerde kullandıklarını söylüyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü kanalıyla başlattığımız 'En İyi Narkotik Polisi Anne' projesinin asliye hedefi da narkotik ile savaş etmektir. Biz gençlerimize evlerde anneleriyle ulaşacağız, kullanılmayan binaları da yıkarak yahut restore ederek çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu bireşimli uyuşturucular yüzünden ölümler artmıştı. Uyuşturucu satıcısının bacağının kırılması hususunda müşterek uydurma söylemiştim. Vay efendim sen misin bunu söyleyen. Demediklerini bırakmadılar. Bir annenin gözyaşını görmeyen, yaşadıklarını bilmeyen bizlere sallamaya bitmeme ediyor. Uyuşturucuya dirlik herhangi müşterek ayrışık tedbiri almaya bitmeme edeceğiz” ifadelerini kullandı.
"Muhtarların önemini müşterek el henüz gördük"
Pandemi zamanında muhtarların iri fedakarlıklar gösterdiğine yer veren Bakan Süleyman Soylu, “Pandemi zamanında evren yaşlılarını evde ölüme ayrılma etmişken, biz filyasyon ekipleri ve VEFA ekiplerimizle maaşından ilacına, alışveriş alışverişine denli kapısına getirdik. Bu konudaki katkılarınız düşüncesince müteşekkirim. Son senelerde natürel afetler yaşıyoruz. Bu afetlerde muhtarlarımız ile kurduğumuz koordinasyonda neyin ne olabileceğini öğür olduk. Efendim muhtarın meydana getirdiği işi elektronik beyin yapıyor diyorlar. Oldu efendim, katkısı da elektronik beyin götürsün o zaman” dedi.
"Bu harekatlar olmasaydı terör koridoru kuracaklardı"
Suriye'nin kuzeyinde harekatlar yapılmasa terör koridoru kurulacağını kail Bakan Soylu, "Biz Zeytindalı Harekatı'nı yapmasaydık terör koridoru kuracaklardı. Yani ahit Pençe-Kilit Operasyonu'nun yapıldığı Hakurk'tan Zap'a kadar, oradan Afrin'e denli terör koridoru kuracaklardı. Bunları ki kuracak? ABD kuracak. Son üç yılda ABD 2 bilyon dolar terör örgütüne kendiliğinden özlük senatosundan iane etti. Bırak senatoyu, Türkiye'den müşterek büyüklenme terör örgütlerinden müşterek tanesine müşterek iane etsin bakalım Avrupa ve ABD bizi çarmıha geriyor mu germiyor mu? Nasıl müşterek süreçle dirlik karşıya kaldığımızı beyan etmek istiyorum. PKK'ya ve PYD'ye ABD birlik tamına sonuç 3 yılda 2 bilyon dolar resmi iane yaptı. Bunu kime ne açıklama edeceğiz? Kime ne anlatacağız? Hani müttefikimizdi? Orada terör koridoru kuracaksın, orada teröristi öldürüyoruz. Taziyeye revan kimdi? Amerikalı komutandı. Sonra Amerikan Büyükelçiliği bizim şehitlerimiz düşüncesince de uydurma olsun diye, tezvir olsun sanarak müşterek mürailik timsali olsun sanarak sözde taziyet mesajı yayınlıyor. Neyle dirlik karşıya kaldığımızı biliyoruz lakin şurası söyleyeyim; tığ Cumhuriyet'in müşterek numara asrına gidiyoruz. Siz, biz, hepimiz. Biz herhangi müşterek şeyi görüyoruz. Darbe gördünüz, yüzdelik 8 binlik gecelik faizler gördünüz, zahmetli maaşlarını kabul etmek düşüncesince geceleyin ½ si Ziraat Bankalarının uğrunda sabaha denli muhtemel kuyrukları bu ülkede yaşadık. Amerika'dan, Avrupa'dan bizlere inç sallamalar gördük” dedi.
"15 Temmuz'u ABD yaptı"
Bakan Soylu, 15 Temmuz çıyan vuruş girişiminin gerisinde Amerika'nın bulunduğunu anlatım ederek, “Bu ülkede ayrımlı politik görüşlere cemaat olabilirsiniz. Ama gazetelerin, televizyonların ülkenin politik fırka liderlerine, başbakanlarına meydana getirdiği muameleyi, hakaretleri, hükümeti dökmek düşüncesince ellerinden mevrut eksiksiz oyunları ve senaryoları daim bu arada gördük. Hanımlarına, kendilerine, eşlerine, ailelerine saldırılarını daim bu arada gördük. Bunun gerisinde ki var? 15 Temmuz'u tığ mi yaptık? 15 Temmuz'u FETÖ yaptı, gerisinde bal kabil ABD var, bunu defaatle söyledim. Bu sözü mezara gidince söylemeyeceğiz. Bu iş herhangi müşterek yönüyle aydınlığa çıkmıştır. Eğer olmasa adamı orada saklamazdı, bizlere reddetme ederdi. Neyle dirlik karşıya kaldığımızı beyan etmek düşüncesince söylüyorum bunları” ifadelerini kullandı.
"Savunma sanayiinde yerlilik ve millilik payı yüzdelik 80'e çıktı"
Soylu, “Eğer tığ Zeytindalı Harekatı'nı yapmasaydık, şayet tığ Barış Pınarı Harekatı'nı yapmasaydık ahit Afrin olmasaydı, ego bunu şen müşterek biçimde söylüyorum, tarihimizde önceki kere Amanoslar arı sili diyorum, müşterek biricik yıldırıcı fark yok. Tendürek arı sili diyoruz, müşterek biricik yıldırıcı fark yok. Bunu neyle yaptık? Eğer Tayyip Erdoğan iktidara geldiği önceki günden itibaren defans sanayiinde yüzdelik 20 bulunan domestik ve millilik oranını yüzdelik 80'e çıkarmamış olsaydı tığ bunların hiçbirini ahit gelir şansına cemaat olmazdık” dedi.
"Bize cephane hasretmek istemediler, kendimiz ürettik"
Bakan Soylu, Zeytindalı ve Barış Pınarı Harekatlarında Amerika, Almanya ve Kanada'nın tabanca ve cephane hasretmek istemediğini belirterek, “Biz Afrin'e girdiğimizde Amerika, Almanya, Kanada benim tankımı, silahımı, mühimmatımı kullanamazsın dedi. Biz sana müşterek henüz cephane vermeyeceğiz dediler. Acaba tığ müşterek ay içre ne yapacağız sanarak ide ederken, müşterek ay arasında Amerika'ya da, Kanada'ya da, Almanya'ya da gerekseme duymadan bizim ay açık mühendislerimiz onların bizlere elde etmek ve kıymak istemediklerini ürettiler. Ülkemizle, milletimizle ne denli alım çalım duysak hakkımızdır” dedi.
"Sınır düzenlilik metodları mensur ediyoruz"
Bakan Soylu, Türkiye'nin güneyinde yaşanmış bulunan terör devleti tehdidine değinerek, “Hatay'a, Gaziantep'e, Kilis'e dirlik yandan havan topu topu geliyordu. İnsanlar ne yapacaklardı? İnsanlar okula gidemeyecekti, üniversiteye gidemeyecekti, talih işlevsiz bir duruma gelecekti. Orada 30 kilometrelik koridor peyda etmek istememizin asliye nedeni ülkemizin güvenliğidir. Buna Türkiye Büyük Millet Meclisinde yararlı teskeresi verirken derdiniz nelerdir diye, ne bunu sağlıyorsunuz, ne bunu istiyorsunuz sanarak bizlere sordular mı? Ben diyar insanımın güvenliğinin sıkıntıya girmesine ne izleyici kalabilirim? Bu ne daim kendisine bitmeme eder? Oradan daim havan topu topu atacaklar, Gaziantep'e, Kilis'e, Hatay'a denli eksiksiz hattın hepsi havanla dirlik karşıya kalacak. Orada yaşanır mı? Bunu bire müşterek özlük bölgeniz için, bura düşüncesince düşünün. Bu uç düşüncesince düşünün. Sınır düşüncesince de şurası söyleyeyim; bu sınırdaki düzenlilik düşüncesince bin 55 kilometrelik uç hattını doğuda ve güneyde tamamladık. Yaklaşık 200 kilometremiz henüz kaldı. 200 kilometrenin 110 kilometresini tenkis ettik. Onun da ehemmiyetli müşterek bölümünü bitirdik. Sadece uç hattı yapmıyoruz. Güvenlik duvarı yapıyoruz, ışıklandırma yapıyoruz, termal kameralar yapıyoruz, gözlükçü kuleler yapıyoruz. Kırklareli sınırında 48 kıta gözlükçü cihannüma var. Yunanistan sınırında 43 gözlükçü cihannüma var. Tüm bunları yapıyoruz ve hazırlamaya bitmeme ediyoruz. Şimdi, önümüzdeki mayıs ayından itibaren bedeli ne olursa olsun buradaki düzenlilik duvarlarını elden hazırlamaya başlıyoruz. Allah'ın izniyle gün doğusu ve güneydoğuyu bitiriyoruz. Büyük ihtimalle mayıs-haziran ayında biter. O sonlanmış olur bitmez, elden buradaki düzenlilik yollarını da bire müşterek biçimde hazırlamaya başlayacağız. Genel programımızda bu biçimde bitmeme etmiş olacak” ifadelerini kullandı.
Hüseyin Çanlı - Halil Dağ - Tunay Özdemir
