Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile düşmanca değil dostça alışveriş temdit temennisinde olduklarını belirterek "Ama dü NATO ülkesi namına şu andaki melodi sert hayra ses seda değil." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 76'ncı Genel Kurulu toplantısına eklenmek şartıyla bulunmuş yer aldığı ABD'nin New York kentindeki Türkevi'nde değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BM Genel Kurul toplantılarının bu sene evvel kere kompozit müşterek formatta gerçekleştiğini ve organ devletlerin az hâlâ üçte ikisinin, talih ve ya hükümet başkanı yahut yürütme vekili düzeyinde fiziken ortaklık sağladığını anımsatan Erdoğan, evveli zamanlardan ayrımlı halde etkinliklerin müşterek bölümünün devre içi namına yürütme edildiğini söyledi.
Bu kapsamda, BM Gıda Sistemleri Zirvesi'ne ve BM Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu Toplantısı'na videoteyp konferansla katıldıklarını dile getiren Erdoğan, Amerika'daki temasları kapsamında evvel olarak, 19 Eylül Pazar haset Türk-Amerikan ve ABD Müslüman camiası temsilcileriyle müşterek araya geldiklerini hatırlattı.
Erdoğan, bu görüşmede hem ABD'de canlı vatandaşlarla ve Müslümanlarla kucaklaştıklarını bununla beraberinde hâlâ adaletli müşterek evren özlemini müşterek kere hâlâ vurguladıklarını tabir etti.
Yeni Türkevi binasının resmi açılışını 20 Eylül'de yaptıklarını kail Erdoğan, açılışta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, baş döndürücü sayıda talih ve hükümet başkanı ile dışişleri bakanıyla fevk dozaj domestik ve ecnebi misafirin kendilerine haremlik ettiğini bildirdi. Erdoğan, "New York'un siluetine kazandırdığımız bu dünkü başyapıtın ABD Birleşik Devletleri'nde canlı yurttaşlarımıza ve ülkemize hayır olmasını Rabb'imden yakarma ediyorum." dedi.
Ziyareti kapsamında, pazartesi haset Dış Politika Derneği ve SETA DC kabilinden planlı etkinliğe katıldıklarını hatırlatan Erdoğan, bu toplantıda, aut yöntem alanındaki değerlendirmelerini ABD Birleşik Devletleri'nde akıl dünyasının önde mevrut temsilcileriyle paylaştıklarını, başkaca muhtelif Amerikan matbuat neşriyat kurumlarının temsilcilerine de röportaj verdiklerini söyledi.
Erdoğan, davranış alanındaki temasları çerçevesinde, Türk-Amerikan İş Konseyi kabilinden planlı 11. Türkiye Yatırım Konferansı'na katıldıklarını, bu görüşmede da Amerikan iş dünyasının önde mevrut temsilcileriyle Türkiye ile ABD arasındaki hesaplı ilişkileri değerlendirdiklerini anlattı.
"İş donanması ve dayanışmanın önemini gine hatırlattık"
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun açım oturumundaki konuşmasına da yer veren Erdoğan, arsıulusal sulh ve güvenliği ilişik meseleler ile alakalı görüşlerini bariz yürekle ortaya koyduklarını belirtti ve "Daha adaletli müşterek dünyanın beklenen olduğunu, bunun düşüncesince arsıulusal topluma ne denli sorumluluklar düştüğünü Genel Kurul kürsüsünden dile getirdik. İnsanlığın, müstevli tehdidi ve elbette felaketler ile bunların ağırbaşlı sonuçlarının cenderesi altında bunaldığı müşterek dönemde, teşrikimesai ve dayanışmanın önemini gine hatırlattık. Afganistan'daki kâr gelişmeler bilhassa kazanmak şartıyla Suriye'den Libya'ya, Kudüs ve Filistin meselesinden Kafkasya'ya, Türkistan'dan Kıbrıs'a genişliğinde enli müşterek bölgede ülkemizin yaklaşımlarını tabir ettik." sanarak konuştu.
BM Genel Kurul kürsüsünden, Paris İklim Anlaşması'nın izin periyodunu tamamlayacakları müjdesini dünyayla ve Türkiye kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, şöyleki bitmeme etti:
"Dünyamızın bu bir duruma gelmesinde en baş döndürücü oranı olanların, abuhava değişikliğinin biçim açmış yer aldığı hastalıkların çözümünde de en baş döndürücü ulama sağlaması gerektiği görüşümüzü bariz belirgin muhataplarımıza söyledik. Orman varlığını artıran, nispetle çağcıl teknolojik altyapısı yardımıyla ince ceninisakıt karbon salımı değerlerine erbap müşterek yurt namına bu mevzuda da üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız. Ülkemize uydurma maruz desteklerin sağlanmasıyla beraberce ve millî ulama beyanımız çerçevesinde, Paris İklim Anlaşması'nda tamlanan hususlara akla yatkın adımlarımızı atacağız. Karbon kuvvetsiz hedefini, 2053 vizyonumuzun evvel ve en ehemmiyetli hedeflerinden biri namına milletimize hediye ediyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uzlaşma düşüncesince müstelzim gelişim planını da devreye almış müşterek yurt olarak, bu süreci başarıyla yürüteceğimize içten inanıyoruz."
İkili görüşmeler
Erdoğan, ziyareti kapsamında sert baş döndürücü devlet, hükümet, arsıulusal kasıntı ve çırçıplak maşer kuruluşu temsilcisiyle görüşmeler yaptığını, bu çerçevede, BM Genel Sekreteri'nin yanı esna Hırvatistan, Slovenya, Gine Bissau, Polonya, Ukrayna, Finlandiya, Burundi ve Irak cumhurbaşkanları, Birleşik Krallık, Gürcistan ve Arnavutluk başbakanları, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı ve FIFA Başkanı ile görüştüğünü hatırlattı. Erdoğan, "Bir başka ifadeyle, Amerika'da bulunduğumuz müddet içerisinde mecmu 14 düet görüşmemiz oldu. Bu görüşmelerin, Genel Kurul'a hitabımın elden arkası esna gerçekleşen biri dışarı tamamına, Türkevi binamız ev sahipliği yaptı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin ve temaslarının, şimdiki meselelere müteallik davranış ve önceliklerinin, arsıulusal toplumun dikkatine getirilmesi bakımdan kâr evre velut olduğuna inandığını belirtti.
Afganistan
Erdoğan, değerlendirmelerinin arkası esna gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Türkiye'nin Afganistan'daki görevi ve stratejisinin ne olacağına bağlı istifham üzerinde Erdoğan, "Burada evveli gündüz Amerika'nın ehemmiyetli müşterek neşriyat organıyla yaptığımız mülakatta da söyledim; 20 sene ilkin ABD Afganistan'a illet girdi? Afganistan'da ne işi vardı ve deminden Afganistan'dan neden çıkıyor? Herhalde bunun müşterek ücretinin olması lazım? Ve epey sığınmacı şu anda nereye gidecek? Türkiye'nin kapıları açması ve bunları onama etmesi düşünülemez. Burası bizim düşüncesince müşterek bariz abuhava koridoru değil." dedi.
Böyle müşterek şeyi kabullenmenin hazırlop olmadığını, bunun müşterek maliyeti ve ücretinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, laflarını şöyleki sürdürdü:
"Amerika burada 'Kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye'ye girsin' diyemez. Nitekim böyle müşterek şeye biz, bariz da değiliz, izin de etmeyiz. Afgan halkı bizim düşüncesince ahi halktır. Tarihe mebni müşterek geçmişimiz mevcut ancak bu döşenmemiş kuruya müşterek vahdaniyet olmuyor. Aynı şeyi kılıç Suriye'de de yaptık. Aynı gestalt Irak'ta oldu. Bunları böyle toparladığımız zaman, geçmişten alırsak girip çıkanla az hâlâ 10 milyona vasıl müşterek nüsha uydurma konusu. Şu anda bunun 5 milyonu Türkiye'de kaldı. Burada bu bedeli ödemesi müstelzim Amerika'dır. Amerika'nın bununla alakadar adımlar atması lazım. Fakat şu anne genişliğinde böyle müşterek abuhava görünmüyor. Amerika'nın bu evrede kapıları ayırmak denli müşterek sıkıntısı şu anda namevcut gibi. Fakat kapsayıcı, kuşatıcı müşterek dalavere Afganistan'da oluşursa, bu yönetimle birtakım görüşmelerimiz olabilirse ve hakkıyla mıhlı müşterek haberleşme kurabilirsek, bundan sonradan ne olabileceğinin adımlarını bu görüşmelerden sonradan atabiliriz."
Türkiye'nin Afganistan'da enfrastrüktür ve üstyapı yatırımlarının bulunduğunu ve bu yatırımlardan erinçsiz olmadıklarını, bundan ahir süreçte de bu cins adımları atabileceklerini kail Erdoğan, "Ama Taliban'ın şu andaki yaklaşım tarzına bakılınca kucaklayıcı, kuşatıcı müşterek dalavere maatteessüf oluşmadı. Şu anda arı birtakım sinyaller geliyor; birtakım değişikliklerin olabileceği, yönetimde birtakım kuşatıcı, etraflı müşterek havanın oluşacağı istikametinde. Bunu elbette hâlâ daha görmüş değiliz. Eğer böyle müşterek hamle atılabilirse o devir beraberce neler yapabileceğimizi kendileriyle görüşme, kal noktasına gidebiliriz. Kaldı ki özlük içlerinde de şu anda birtakım teessürat yaşanıyor. Bu sıkıntıları aşabilirlerse ve ondan sonradan Türkiye ile birtakım görüşmeler olursa, adımlar atılabilirse bunları elbette gerçekleştiririz, elbette müşterek biçim haritası belirleriz, ona bakar, ona layıkıyla de Afganistan'la böyle müşterek adımı gerçekleştirmiş oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
BM'de düzeltme önerisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" adlı kitabında BM'nin, bilhassa de Güvenlik Konseyi'nin şümullü müşterek reforma gereksinimi yer aldığı yönündeki görüşünü dile getirmiş yer aldığı hatırlatılarak, "Bu mevzuda ümitli musunuz?" sorusu üzerine, "Tabii çaresiz bu işler olmaz. Yola çıkarken müşterek umutla yola çıkıyorsunuz ve herkes dünyaya, herkes insanlığa müşterek çevir sesi veriyorsunuz." karşılığını verdi.
"Nedir bu sinyal?" sanarak soran Erdoğan, şöyleki bitmeme etti:
"Türkiye şöyleki bakıyor; bundan sonradan evren Birinci Dünya Savaşı'nın şartlarında değil, İkinci Dünya Savaşı'nın şartlarında da değil. Öyleyse kılıç insanlığa müşterek çevir sesi verelim. 194 yurt daim beraberce müşterek el donanması içerisinde olabilirsek, bu işin şartlarını zorlayabilirsek, herkes komünikasyon araçları dünyası, STK'larla daim beraberce bu koşulları zorlarsak o devir baştan bu devamlı üyeler çıkarlarını arama geçirmek zorundadır. Bu 5 devamlı üyenin dü dudağı ortada müşterek evren düşünebilir miyiz, böyle müşterek nesne kabil mi? 10 muvakkat üye, 5 devamlı üye, 15 eş müşterek araya gelsinler, dünyayı istedikleri denli yönlendirsinler; böyle müşterek nesne olmaz! Zaten bundan, bu 10 muvakkat organ de şikayetçi. Çünkü onlara 'Kaldır elini, indir elini' diyorlar. Nasıl isterlerse öyle… Böyle müşterek nesne kabil mi? Zaten oradaki 10 muvakkat organ de raf süsü bulunduğunu biliyor. Artık onlar da herhalde raf süsü olmaktan pişmanlık getirmektedir. O devir anca müşterek hamle atalım ki, bu adımı atmakla müşterek kere devamlı üyeleri zorlamamız lazım. Türkiye namına kılıç zorlayacağız ve zorluyoruz."
Bütün arsıulusal toplantılarda da bunu dile getirdiklerini ve buna bitmeme edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Geçici üyelere de denir ki, 'Siz de zorlayın.' Afrika'ya sesleniyoruz; 'Afrika sen daim böyle mi gideceksin? Geçici organ namına Birleşmiş Milletlerde mevcut kazanmak yoluyla ne yapıyorsunuz? Yapabildiğiniz müşterek nesne mevcut mı? Herhangi müşterek şeyi, oyunu değiştirebiliyor musunuz?' Yok. Öyleyse bu oyunu değiştirebilmek düşüncesince kılıç denir ki 'Gelin hepinizin devamlı organ olma şansınız olsun.' Yani bunların göz boncuğu umursamadığı rastgele müşterek Afrika ülkesi üstelik BM Güvenlik Konseyi'nde devamlı organ olma şansına erbap olmalı. Bunu başarabildiğimiz devir hayattaki herkes ülkelere hakkıyla müşterek doğruluk teyit edilmiş olur. Aksi takdirde, böyle müşterek dünya, yaşanılır müşterek evren değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, reformun, rüçhan namına Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisinin kaldırılmasından başlaması icap ettiğini önerilmiş yer aldığı hatırlatılarak, "Diğer üyeleri müşterek araya getirip bu yönde müşterek uzlaşma getirmek düşüncesince siz müşterek hamle atacak mısınız?" şeklindeki istifham üzerine, "O kökten adımı zati orada söylüyorum. Nedir o kökten adım? Bu konuda, 5 devamlı organ dışındaki 189 ülkenin topu topu şayet azimli hamle atacak olursa o devir kılıç bu devamlı üyeleri köşeye sıkıştıracağız. Bu devamlı üyeleri köşeye kıstırmak düşüncesince bunun müşterek biçim haritası var. Bu biçim haritası nedir? Bu mevzuyla alakadar Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna kayıtlı dayatmalarla ve dünyada koyu müşterek kovalamacayla, gerekince dehşet umumi astronomi dercetmek yoluyla birtakım adımları atma şansını yakalayabiliriz." cevabını verdi.
Türkiye-ABD ilişkileri
Afganistan ve Suriye bağlamında Türkiye-ABD ilişkilerinin seyrini elbette gördüğünün sorulması üzerinde ise Erdoğan, "Türk-Amerikan ilişkilerinde mıhlı müşterek sürecin işlediğini elhak söyleyemem. Niye? Bakın kılıç F-35'leri aldık, 1 bilyon 400 milyon dolar ifa yaptık ve bu F-35'ler bizlere teyit edilmedi. ABD ilkin bunu müşterek kere halletmeli. Bize S-400 konusunu mazeret yazar F-35'leri vermemek, değme şeyden ilkin müşterek kere ülkeler arası ilişkilerde ne diplomatlık noktasında ne de münasebetler noktasında müşterek etiket ortaya koymaktır. Amerika'nın ilkin bunu müşterek kere düzeltmesi lazım." dedi.
Erdoğan, arsıulusal hukuka mebni namına ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayarak, "Bize daim S-400'ü dayatmalarını müşterek kere bizim onama etmemiz beklenen değil. Bizim düşüncesince S-400 işi bitmiştir. Buradan art hamle atmamız da beklenen değil. Amerika'nın bunu arsıulusal diplomaside, ilişkilerde akıllıcasına müşterek yere oturtması gerekir. Ama şu anne genişliğinde bunu oturtamadılar. Biz Türkiye namına DOĞRU davranıyoruz, duruşumuz dürüsttür amma ABD maatteessüf DOĞRU davranmadı, davranmıyor." sanarak konuştu.
"Sayın Biden ile güzel başladık diyemem"
Türkiye ile ABD ortada 20 bilyon dolar yöresinde tecim kütlesi bulunduğunu ve bunun artmasını istek ettiklerini tamlayan Erdoğan, defans endüstrisine müteveccih adımlar attıklarını ve atmaya da bitmeme edeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyleki konuştu:
"Şunu da bilmeleri icap eder ki bundan sonradan emektar Türkiye de yok. Bu Türkiye başka müşterek Türkiye. Savunma sanayisinde de kılıç değme sabık gündüz hâlâ encam gidiyoruz, hâlâ encam gideceğiz. Ama ferda 'Niçin F-35'i almıyorsun?' diyemezler. Vermezsen almayız. O devir kılıç hâlâ başka kapılara da başvurma ederiz. Burada CBS ile yaptığım röportajda onlara da onu söyledim. 'Yani başka yerlerden edinmeyi mı düşünüyorsunuz?' sanarak sordu. 'Gerekirse alırız' dedim. Sen bana deminden Patriot vermeyeceksin, ondan sonradan kılıç S-400'ü aldığımızda 'Niye S-400'ü aldın?' diyeceksin. Türkiye, özlük savunmasına müteveccih ne gerekiyorsa onu alır. Gerekirse bunları üretmeye de başlar. Zaten şu anda başladık. Bundan sonradan bunu hâlâ da encam safhalara taşıyacağız. İnşallah özlük insansız harp uçaklarımızı da üreteceğiz. Bunu da görecekler. Bu adımları da inşallah atıyoruz. Temennim odur ki dü NATO ülkesi namına birbirimize düşmanca değil, dostça davranalım. Ama dü NATO ülkesi namına şu andaki melodi sert hayra ses seda değil. Benim Başbakan, Cumhurbaşkanı namına tahminî 19 salname idarecilik hayatımda ABD ile bulunan münasebetlerimde geldiğimiz gözcü maatteessüf güzel müşterek gözcü değil. Ben mahdum Bush ile güzel çalıştım, sayın Obama ile güzel çalıştım, sayın Trump ile güzel çalıştım amma sayın Biden ile güzel başladık diyemem."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birtakım devletlerin Afganistan, Suriye ve ağırbaşlı aksak huruç denli mevzularda sorumluluktan kaçtığı belirtilerek, "Özellikle ABD yönetimi değme ne genişliğinde meydanda diplomatlık vurgusu yapsa da adeta 'benden sonrası tufan' havasında. Mevcut resmi elbette yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine, şu cevabı verdi:
"Tabii kendisi 'Benden sonrası tufan' dediyse, bire müşterek şeyi ona da söylerler. ABD şu anda şayet Afganistan'da müşterek biçimlendirme yapamadıysa burada erişmek lazım. Şu anda Afganistan'da Amerika'nın müşterek manipülasyon yahut müşterek biçimlendirme vaziyeti olmuştur diyebilir miyiz? Hayır. İşte değme şeyi bıraktı, gidiyor. Ama deminden müşterek değer derkenar ortaya. Bu değer nedir? Şu anda Taliban'ın elindeki silahlara baktığınız zaman, bu silahlar Amerika'nın silahları. Dolayısıyla bu bedeli de ifa kılmak yerinde kalacaktır. Buradan müşterek yere hâlâ geliyorum. Sayın Trump devrinde binlerce tır silah, cephane yıldırı örgütlerine verildi. Bunları ego sayın Trump'a tekraren tabir ettim, anlattım. Şimdi bire müşterek gestalt Biden devrinde de var. Yine Biden yıldırı örgütlerine silah, mühimmat, taşıt malzeme taşımaya başladı. Biz bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz. Dikkatle strateji ediyoruz. Vakti, saati ulaştığında de söylenmesi müstelzim her neyse onu da kendilerine söyleriz."
Paris İklim Anlaşması'nın Meclis onayına sunulacağına müteveccih açıklamaları ile Türkiye'nin bu mevzuda çekinceleri bulunmuş yer aldığı hatırlatılarak, "Türkiye çekincelerinden konma mı geçti? Yoksa dirlik tarafta müşterek davranış değişikliği mi oldu? Yoksa bu süreci zorlayacak dünkü müşterek sürecin başlangıcından mı bahsediyoruz?" sorusu üzerinde Erdoğan, "Biz bu tutumdan çekilmiş değiliz. Böyle müşterek nesne yok." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o çağda emektar Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçgen konferans yaptıklarını anımsatarak şunları söyledi:
"Bu üçgen konferansta da kılıç dedik ki 'Türkiye mütekâmil ülkeyse ayrı gitmek lazım. Eğer büyümekte bulunan ülkeler kategorisindeyse ayrı değerlendirmemiz lazım. Her şeyden ilkin bunun kararını vermeniz lazım. Bu karara layıkıyla de bizlere yapmanız müstelzim ödemeyi de yapmanız lazım.' Tabii o devir bunlar bu ödemeyi yapacaklarını söylüyorlardı amma bu olmadı. Şu anda geldiğimiz noktada ise elbette etraflı incelemeleri alakadar ihvan yapacaklar ve Meclisin açılmasıyla beraberce de kılıç bunu Meclise taşıyacağız. Meclise taşıyarak bu süreci bilhassa Glasgow'da gündeme getireceğiz ve Türkiye namına abuhava değişikliği noktasında düşüncemizi Glasgow'da vereceğimiz mesajlarla da ortaya koyacağız."
Putin ile görüşme
Erdoğan, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde kâr dönemdeki saldırılar ve 29 Eylül'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceği hatırlatılarak, "Bu mevzuda elbette mesajlar vermeyi düşünüyorsunuz? Bu zirveden rastgele müşterek kâr bekliyor muyuz?" sorusunun yöneltilmesi üzerinde Putin ile yapacakları düet görüşmenin ehemmiyet bildirme ettiğini bildirdi.
Heyetler arası görüşmenin olamayacağını arı Putin'le düet kal yapacaklarını tamlayan Erdoğan, "Bu elbette arı İdlib'i içeren müşterek kal olmayacak. Aynı sürede Türkiye-Rusya düet ilişkilerini ve Suriye'deki vaziyeti masaya yatıracağız. Suriye'de nereye geldiğimizi, bundan ahir süreçte de nereye geleceğimizi kendileriyle konuşacağız. Kimseyi üçüncü müşterek şahıs namına yanımıza almadan bu görüşmeyi yaparken orada elbette Türkiye-Rusya ilişkilerinde ehemmiyetli müşterek karara da varacağız." dedi.
Türkiye ve Rusya'nın bölgede ehemmiyetli dü yurt olduğuna dikkati çekici Erdoğan, "Önemli dü yurt derken müşterek şeyi hâlâ tabir etmem lazım; kılıç Rusya ile ilişkilerde şu anne genişliğinde rastgele müşterek kusur görmedik. Ticaret hacmine baktığımız devir güzel müşterek konumdayız ve daim ilerleyici müşterek tecim kütlesi var. Suriye'deki gelişimleri hâlâ güzel müşterek pozisyona transfer noktasında devir hin birtakım teessürat yaşamıyor değiliz. Ama bunu da icap şahsım icap Savunma Bakanı'm, icap Dışişleri Bakanı'm, attığımız adımlarla elden telafi edebiliyoruz. mesela sayın Putin, Azerbaycan’da şayet talih adamlığını ehliyetli manasıyla ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan'dan bu halde çıkılmazdı. Ama bunu ortaya mutabık kararlarla koyduğu düşüncesince Azerbaycan'dan baş döndürücü fazla müspet müşterek halde derkenar şansını yakaladık." değerlendirmesinde bulundu.
"Iğdır'dan Azerbaycan'a yolu inşallah yapacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'da koyu müşterek çalışmanın bitmeme ettiğine ayraç ederek laflarını şöyleki sürdürdü:
"Örneğin sayın İlham Aliyev istediği anda istediği denli ferah ferah sayın Putin’le görüşüyor, konuşuyor. Ben, böyle öyle… Çok endamsız sürelerde irtibatlarımızı kurup görüşmelerimizi yapabiliyoruz. Tabii, baş döndürücü hâlâ önemlisi, şu anda attığımız adımlarla kılıç Iğdır'dan Azerbaycan'a yolu inşallah yapacağız. Buna çıpa yolu da dahil. Bu yolun inşası baş döndürücü fazla ehemmiyetli müşterek hamle olacak. Bizim 5'li yahut 6'lı ortam dediğimiz görüngü vardı. Şu anda bu mevzuyla alakadar de Paşinyan'dan müspet sinyaller geliyor. Şimdi bu müspet sinyallerle bu arada bu mevzuda da birtakım adımları atacağız. Yani alanı sulh noktasında da güzel müşterek pozisyona transfer fırsatını inşallah ele geçirmiş olacağız. Ay böylecene sayın Putin'le yapacağımız görüşmede bunlar da elbette mevzunun içre toprak alacak. Böylece Türkiye-Rusya ilişkilerinde inşallah baş döndürücü hâlâ güçlü, baş döndürücü hâlâ ayrımlı müşterek çağa girmiş olacağız."
Almanya'daki seçim
Erdoğan, Almanya'da piyasa haset seçimlerin yapılacağı belirtilerek Başbakan Merkel'in Avrupa'da en derinliğine fariza önleyen liderlerden biri bulunduğunun söylenmesi üzerine, "Benim genişliğinde olmadı…" karşılığını verdi.
Merkel’in Türkiye ve Avrupa üstündeki ilişkilerdeki tesirini elbette değerlendirdiğine müteveccih müşterek istifham üzerinde Erdoğan şöyleki bitmeme etti:
"Şunu bariz ve belirgin söylemem lazım; bizim Merkel'le, Schröder'den sonradan müspet müşterek sürecimiz beli amma Alman şansölyeleri içerisinde en değerli dalavere seçimi Schröder'le oldu. Schröder'le bizim münasebetlerimiz hakkıyla baş döndürücü fazla farklıydı. Tabii Schröder'den sonradan Şansölye Merkel ile münasebetlerimizde de ilişkilerimiz kötü değildi. Sık kalın arar, kalın pıtrak ararım. O halde bu süreci işlettik, çalıştırdık. Tabii şu anda, şu demek oluyor ki Armin Laschet alır almaz bilemiyorum amma Armin Laschet ile de düet münasebetlerimiz iyiydi.
Temennim odur ki hakkıyla icap Almanya'da canlı Türk vatandaşları ile ilgili gerekse Türkiye-Almanya ilişkilerindeki bundan ahir süreci varlıklı kılacak müşterek erk iş başına gelsin. Çünkü bizim orada baş döndürücü gerçek sayıda müşterek insanoğlu potansiyelimiz mevcut ve bu insanoğlu orada zorluk çekmesinler. Böylece dünkü müşterek süreci Türkiye-Almanya ilişkilerinde inşallah çelimli kılacak müşterek iktidarla bitmeme ettirelim. Bu mevzuda da ki olursa kılıç onunla değme devir ilişkilerimizi, geleceğe baş döndürücü fazla çelimli halde sürdürmüş oluruz. Mesela attığımız birtakım adımlar vardı. Savunma endüstrisine müteveccih Almanya'yla ilişkilerimiz vardı. Daha da önemlisi şu anda tahtelbahir gemilerinin makinelerinin aksamıyla ilgili attığımız adımlar vardı. Şimdi bu adımların değerli müşterek halde sürmesi ve defans sanayisinde de bunlarla bu arada bizim çelimli yürümemiz, Türkiye-Almanya ilişkilerinde baş döndürücü ayrımlı müşterek yere darp edecektir sanarak düşünüyorum. 'Her dü yurt düşüncesince hayır bulunan erk hangisi ise o iş başına gelsin.' diyorum."
Sosyal komünikasyon araçları düzenlemesi
Sosyal komünikasyon araçları düzenlemesine müteveccih çalışmanın ne evrede yer aldığı ve ne adımların atılmasının planlandığına bağlı istifham üzerinde Erdoğan, bununla alakadar çalışmaların sürdüğünü, Meclisin açılmasıyla beraberce de TBMM'ye sunulacağını bildirdi.
Erdoğan, "Böylece toplumsal komünikasyon araçları mevzusundaki atacağımız adımların memleketimiz için, milletimiz düşüncesince hayır olmasını dilek ediyorum. Çünkü toplumsal medyanın maatteessüf tahribatı baş döndürücü bariz ve belirgin ortada. Bu tahribatın bundan sonradan bitmesinden yanayım. Artık bu tahribatı bitirmenin vaktinin geldiğine inanıyorum." sanarak konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP emektar Eş Genel Başkanı Sezai Temelli 'Kürt sorununda çözümün adresi İmralı'dır.' açıklaması yaptı. Selahattin Demirtaş'ın da müşterek açıklaması oldu, o da HDP'yi ayraç etti. Sayın Kılıçdaroğlu da bu yönde müşterek izah yaptı; 'Kürt sorununu HDP çözer.' dedi. Seçimlerin yaklaşmasına andıran müşterek çağda bu cins ittifaklar, bu cins izahat elbette değerlendirilir? Bir de HDP özlük ortada ikiye mi bölünüyor?" sorusu üzerinde şunları kaydetti:
"Hayırlı olsun. Bu mevzuyla şayet kılıç çalışır olursak eyvah olur. Yani İmralı mıdır, değil midir, onların sorunu. Varsın onlar bu halde yola bitmeme etsinler; şu demek oluyor ki HDP midir, şu mudur, bu mudur… Biz denir ki bu ülkede şu anda Cumhur İttifakı bu işin yegâne hal noktasıdır ve Cumhur İttifakı namına da kılıç bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz. Çünkü bizim şu anda kitabımızda bütünlük var, el donanması var, vahdaniyet mevcut ve bununla da bu yolda bitmeme ediyoruz. 'Yok Kürt sorununu çözmektir, namevcut şudur, namevcut budur…' Türkiye’de böyle müşterek dava yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar mevcut ise buyursunlar daim bu arada yola bitmeme edelim."
Muhalefetin KHK'liler ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile alakadar açıklamaları hatırlatılarak, "Muhalefetin bu tutumu kendisince ne düşünüyorsunuz?" sorusunun yöneltilmesi üzerinde Erdoğan şunları söyledi:
"Bir kere KHK ile alakadar 'Ben bu işi çözeceğim.' diyen kim? Ana muhalefetin başındaki zat. Sen ne vakitten buyana kaymakamlık oldun? Bu yargının konusu. Bununla alakadar adımı kaymakamlık atar. Sana ne oluyor? Kim sana bu yetkiyi verdi? Velev ki erk olsan -böyle müşterek şansın mevcut mı, namevcut mu o da ayrı- yargının yetkilerini elinden sen elbette alıyorsun? Öyle müşterek nesne mevcut mı? Şu anda bunlar ağız ağıza yargının kontrolü altında olan, yargının iradesinde bulunan müşterek konu. Adam anca atıyor ki birileri da buna inanıyor. Bunu ısınmak katiyen beklenen değil. KHK ile alakadar mevzularda zati devir hin yargıda bu gelişimleri strateji eden, arama fail birtakım kararları da banko görüyoruz.
Ali Erbaş hocamızla alakadar mevzuya gelince... Bir kere anne muhalefetin Ali Erbaş hocamıza, Diyanet İşleri Başkanı'mıza bu aşama taşlama etmeye ne hakkı ne yetkisi vardır. Bu densizliktir, terbiyesizliktir. Zaten CHP'nin cemaziyelevveli de daim bizim diyanet adamlarımıza hakaretle geçmiştir. Şimdi de aynısını Diyanet İşleri Başkanı'mıza hakaretle yürütüyorlar. Ama şurası bilsinler ki Diyanet İşleri Başkanı'mız bekâr değildir. Diyanet İşleri Başkanı'mız CHP’nin bu kendini bilmez tiplerinin göz boncuğu devir muhatabı da olmamıştır, olmayacaktır. Diyanet İşleri Başkanı'mızı bu evrede kılıç katiyen bekâr bırakmayız. O destek ehemmiyetli müşterek makamdır. Dolayısıyla bu makama taşlama edenler, bu ülkede dinini, diyanetini bilenlere taşlama etmiş olurlar. Yeni ortaya çıkmak bulunan bir tanesi hâlâ var; o da böyle sallayıp sallayıp duruyor. Dur bakalım; hâlâ tümen olduğun üstelik değil. Ana muhalefetle bu arada müşterek şeyler yapıyorlar."
"Zincir marketlerin doyumsuz uygulamaları var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şahsen ilgileneceğini dediği fahiş eder mevzusundaki sıkıntı başlıkları ve izlenecek biçim haritasına bağlı soruya, "Bu mevzuda azda olsa bilhassa bu zincir marketlerin doyumsuz uygulamaları var. Bu doyumsuz çalışmalar karşısında kılıç de Ticaret Bakanlığı namına bunların üzerinde meselesinde gideceğiz. Zincir marketlerin bu uygulamalarıyla mücadelede Ticaret Bakanlığımız mukteza bulunan değme kabil tedbiri alıyor, takanak ve bunlara da mukteza operasyonları yapacaktır." cevabını verdi.
"Tek sıkıntı zincir marketler mi?" ifadesi üzerinde ise Erdoğan, "Ağırlıklı namına iş orada toplanıyor. Bütün üreticiden tüketiciye bulunan yerde zincir marketlerin buradaki koyu ürünleri toparlaması… Bu da 5 parça zincir market. Bunlar etraflı o ürünü toparlıyor. Bu 5 parça zincir marketin toplamış yer aldığı ürünle piyasalar karmakarışık oluyor. Bunlar şayet bu evrede hâlâ adaletli davranırlarsa hem yurttaş akla yatkın fiyatla mahsul alabilecektir bununla beraberinde müstahsil şu an bakımından kazanımını, parasını eskiden onama etme şansına ulaşacaktır." dedi.
