Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde planlı Yunus Emre Yılı Görsel ve İşitsel Medyada Doğru Türkçe Kullanımı mükafat Töreni'nde icra ettiği konuşmada, vefatının 700'üncü yılı münasebetiyle 2021'i Yunus Emre ve Türk Dili Yılı namına duyuru ettiklerini hatırlattı.
Bu kapsamda medyada Türkçenin akla yatkın kullanımını motivasyon kılmak düşüncesince planlı rütbe töreni vesilesiyle birlikte arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, arı, duru, arı sili Türkçenin mümessili Yunus Emre'yi gündeme getirdikleri düşüncesince Radyo Televizyon Üst Kurulu, Türk Dil Kurumu ve Yunus Emre Enstitüsü yönetimlerine teşekkürname etti.
Tevfik İleri'nin gençlerle icra ettiği birlikte sohbette "Kahramanlık nedir?" sorusuna verdiği cevabı hatırlatan Erdoğan, şöyleki konuştu:
"Yunus Emre ömrü süresince ihtimal de tabanca bile kuşanmadı, Karacaoğlan ömrü süresince ihtimal de on paralık sumsuk bile sıkmadı, ihtimal de hiç kimseye fiske bile vurmadı. Sadece elindeki mızrap ile sazının telleri üstünde gezinip durdu. Hacı Bayram Veli de öyle, Hazreti Mevlana da anca fakat ego burada tez ediyorum ki Yunus da Karacaoğlan da Hacı Bayram da Hazreti Mevlana da bizim iri kahramanlarımızdandır. Siz birlikte harp sırasında meydanlara birlikte Köroğlu ruhuyla koşup çarpışacağınızı, canınızı ve kanınızı dökeceğinizi söylüyorsunuz. Bundan tek şüphem yok. Ben de sulh zamanlarında sizin Yunus gibi, Karacaoğlan gibi, Hacı Bayram kabilinden Hazreti Mevlana kabilinden kahramanlardan olmanızı, onları baş döndürücü elleme okumanızı, ilimden irfandan kopmamanızı istiyorum. Bugün burada bizi birlikte araya getiren ömrü süresince yüreğinden süzülüp mevrut laflarından başka silahı sıfır Yunus Emre'nin asırları aşıp mevrut ve tamamı canlılığıyla canlı kahramanlığıdır. Esasen bu asıl dünyanın rastgele durumunda aynıdır."
"Hep ilk anahtar diyoruz"
Necip Fazıl Kısakürek'in "Bir milletin edebiyatı olmadan o kavim de namevcut demektir." laflarını hatırlatan Erdoğan, ünlü birlikte Fransız yazarın ise milleti "Edebiyatı bulunan topluluk" ifadesiyle tanımladığını anlattı.
Edebiyatın önemini vurgulayan Erdoğan, "Terör hemen şahısların canına, malına, özgürlüğüne kast etmekle olmaz. Milletlerin varlığının ve devamlılığının teminatı olan, dilini, edebiyatını, kültürünü duman kılmak da birlikte cins terördür. Türkiye maatteessüf rastgele dü teröre ansızın maruz kalmıştır. Dilini yaşatamayan birlikte milletin, uğrunda böylelikle fideist engelleme benliğini meydana getiren değerlerini birer birer kaybederek namevcut olması kaçınılmazdır. Bunun düşüncesince baştan sona ilk anahtar diyoruz. Türkçemizi yaşatmadan milletimizin istikbaline korkusuzca bakamayız." niteleyerek konuştu.
Medyanın, Türk dilinin korunmasının ve akla yatkın biçimde toy nesillere aktarılmasının da anne mecrası bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Medyada akla yatkın Türkçe kullanması ile alakadar hassasiyeti baş döndürücü durumunda görüyor, bu mevzuda alın teri dökenlere şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, insanoğlunun ruhi faaliyetlerinin mahsulü namına benimseme edilen dilin, adamlık zamanı denli kırkyıllık birlikte maziye cemaat bulunduğunu belirterek, İslam ilkin edinmek neredeyse etraflı kazı dinlerin, dilin kişiye yüksek üretken çeşidinden öğretildiğini bildirdiğini aktardı.
Rahman suresinde Allah'ın kişiye "düşünmeyi ve konuşmayı", Bakara suresinde de Hazreti Adem'e etraflı varlıkların isimlerini öğrettiğinin buyurulduğunu özetleyen Erdoğan, şöyleki bitmeme etti:
"Hazreti Adem ile Hazreti Havva validemizden bu yana insan yeryüzüne dağılmış, giderek ayrımlı kavimler, ayrımlı diller, ayrımlı kültürler ortaya çıkmıştır. Bugün evren üstünde konuşulan 3 binden birlikte tomar anahtar bulunduğu biliniyor. Bize sakıt fariza bunların tamamını birlikte ağacın kolları, dalları, yaprakları namına görüp insanlığın kuma hazinesi tefeyyüz etmektir. Farklı lisanlar bizi birbirimizden ayıran değil, insanlığı buluşturan, tanıştıran, kaynaştıran vasıtalardır. Elbette rastgele tat alma organı öz içre estetikle örgülü birlikte şiirdir adeta. Hiç kuşkusuz öz dilimiz Türkçemiz birlikte başka güzeldir. Çünkü Türkçe bizim anne dilimizdir. Ata mirasımızdır, gelecek güvencemizdir. Türkçenin rastgele birlikte kelimesi bizim düşüncesince değer biçilmez birlikte elmas gibidir."
"Bugün Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan degaje birlikte coğrafyada en baş döndürücü beğenilen tat alma organı Türkçedir"
Erdoğan, Orhun Abideleri'nin yazıldığı dönemden günümüze denli kaç eserin, Türkçenin zenginleşmesine ve güzelleşmesine ihtimam ettiğine dikkati çekerek, "Medarıiftiharımız, bitmez bitmeyen sevdamız Türkçemizle insanlığa bağış ettiğimiz rastgele yapıtı mübarek birlikte budala sayarız, bile Türkçe anca kıyıda bucakta kalık birlikte anahtar de değildir. Bugün Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan degaje birlikte coğrafyada en baş döndürücü beğenilen tat alma organı Türkçedir." niteleyerek konuştu.
Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Hoca Ahmet Yesevi kabilinden iri üstatların anayurttan Anadolu istikametine giden milletin dolayısıyla Türkçenin güzellikleriyle enerji tuttuklarını tamlayan Erdoğan, "Ebedi yurdumuz Anadolu'da da can ve düşün ehli namına milletimizin hafızasında silinmez izler bırakan Yunus Emre, Türkçemizin sembol isimlerinden biri olmuştur. Anadolu'da baştan mensur edilen Türkçe Yunus'un şiirleriyle sahn bulmuş, kökleşmiş, aşk ve anlam dili namına toy birlikte etiket kazanmıştır." dedi.
Yunus Emre'nin rastgele birlikte şiirinin çağları ve kıtaları aşarak etraflı insanlığa mülk bulunan mesajlara dönüştüğüne ayraç fail Erdoğan, "Türkçemizin kudretini yayınlayan bu mesajların rastgele birlikte mısrası söz kelime, rastgele birlikte kelimesi seslem hece, rastgele birlikte hecesi kod şifre zenginleşerek günümüze nail ve 700 salname maziyi bizlere ilgilendiren kılmıştır. İşte bu şuurla onun ismini verdiğimiz enstitülerimiz, dobra Türkçemizin, tarihimizin, gelenek, göreneklerimizin, tekellüm ve bediiyat anlayışımızın, etraflı dünyada tanınması düşüncesince baş döndürücü önemli birlikte vazifeyi ödeme etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, Yunus Emre'nin yârenlik ve sulh dilini medeniyetler beşiği Anadolu'nun bilgelik ve irfanını, dünyanın ciharıyek yanına haiz her kişiye teşekkürlerini iletti.
Malazgirt Zaferi'nin peşi sıra Anadolu'yu düşünerek ve fizikken mamur duruma getirmek, temelinde kazı bulunan birlikte nizama sarmak düşüncesince milletçe baş döndürücü zor mücadeleler verildiğini dile getiren Erdoğan, birlikte yandan Haçlıların ve Moğolların tahripkar saldırılarını giderilmiş ederken, başka yandan evren tarihinin akışını muhavvil iri birlikte medeniyetin inşasına girişildiğini hatırlattı.
Anadolu'nun rastgele köşesinin camiler, medreseler, dergahlar, kütüphaneler, çeşmeler, köprüler, çarşılar, hamamlar, hanlar ve kervansaraylarla kelimesi kelimesine birlikte gergef kabilinden diyanet din dokunduğunu aktaran Erdoğan, "Fethettiğimiz bu topraklar endamsız sürede alelacayip birlikte çehreye büründü. Karahanlı, Gazneli, Selçuklu devirlerinde doğan, büyüyen, gelişen ve Anadolu'ya taşınan medeniyetimiz, Osmanlı ile tutarlılık çağına erişti." niteleyerek konuştu.
Hacı Bayram Veli'nin bu süreci, "Nagehan ol şara vardım/ Ol şarı yapılıyor gördüm/ Ben bile bile yapıldım/Taş'u yer aresinde." niteleyerek anlattığını fehva fail Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ecdadımız da yaşamış bulunduğu coğrafyayı, bu şöhretli medeniyetin renkleriyle, desenleriyle bezerken ayrımsız sürede kendini de mensur etti. Milletimiz İslam'ın rengine büründükçe güzelleşti, İ'layi Kelimetullah dolayısıyla himmet gösterdikçe güçlendi, adli ilahiyi bünye ettikçe avni ilahiye mazhar oldu.
Üzerine yağan rastgele belayı savma ederek, bu topraklarda orijin saldı. Kur'an-ı Kerim ilkin edinmek neredeyse İslam nişanelerine yanlışsız birlikte hürmet yayınlayan milletimiz bunu Rabbimizin rızasına erdirecek birlikte huy namına gördü, dilini de Kur'an ile güzelleştirdi. Kur'an'ın asliye kavramlarını, fiillerini, tabirlerini hayranlık uyandıracak birlikte marifetle Türkçeye taşıdı. Türkçe bu sayede kazanılmış bulunduğu fehva kudretiyle tarihinin en bembeyaz çağlarını yaşadı. Fuzuli, Baki, Hacı Bayram Veli, Şeyh Galip, Süleyman Çelebi, Nedim, Erzurumlu Emrah, Ziya Paşa, Namık Kemal, Mehmet Akif, Yahya Kemal kabilinden kaç saz şairi kaç şaheserlere imza attı."
Türk milletinin insanlığa kazandırdığı Türkçe eserlerin şiirle hudutlu kalmadığını, ilmin etraflı dallarında kütüphaneler dolusu betik röyalti hakkı edildiğini tamlayan Erdoğan, 17. yüzyıldan itibaren bilimsel ve yazınsal metinlerde Arapça ve Farsça tamlamaların çokça kullanılmaya başlanmasıyla kır dili ile musahabe dili ortada ayırt oluştuğuna dikkati çekti.
Erdoğan, ifrat derecesindeki bu cereyana erinç çıkan yazarların, şairlerin, münevverlerin, Türkçeyi aslına en akıllıca biçimde yalınlaştırmak düşüncesince himmet gösterdiğini hatırlatarak, bu sayede geçtiğimiz yüzyılın başına gelindiğinde kır dili ile musahabe dili arasındaki farkın iri seviyede kapatıldığını söyledi.
"Hayali kurulan nesne ecdadın etraflı izlerini silmekti"
Türkiye'de 1930'lu yıllara ulaştığında bu kez da sanki dilde sadeleştirme faaliyetlerinin tefrit derecesinde neticelerin doğmasına faktör bulunduğunu tamlayan Erdoğan, şöyleki bitmeme etti:
"Güya Türkçemizi ecnebi kelimelerden arındırma bahanesiyle asırlardır benliğimize biçim sağlayan kaç söz dilimizden dışlandı, aşağı görüldü. Bunların namına konuk gelişmek maksut tatsız, tuzsuz, renksiz, uyumsuz yüzlerce kelimeyle kadim medeniyetimiz kesintiye uğratılmaya çalışıldı. Asırlar süresince dilimizin müzik kudreti kazanması, kelimelerimizin birer betik güzelliği alması düşüncesince maruz emekler namevcut yapılmak istendi. Hayali kurulan nesne esasen devletimizin müesseselerinden de milletimizin gönlünden de ecdadın etraflı izlerini silmekti."
Erdoğan, Cemil Meriç, Peyami Safa, Necip Fazıl, Ahmet Kabaklı, Faruk Kadri Timurtaş kabilinden kaç münevverin "uydurukça" niteleyerek fehva etmiş bulunduğu bu toy kelimelerin ulusal hançereye uymadığı kabilinden ide ufkunu da daralttığını fehva ederek, şunları söyledi:
"Aleni, bariz, aşikar, ayan, bedihi, vazıh, sarih, münhal, üryan, fer kelimeleri namına bu zamanlarda hemen 'açık' kelimesini kullanmaya mahkum olmamız başka elbette açıklama edilebilir? Maalesef bunun kabilinden yüzlerce benzer hasretmek mümkündür. Hele toplumsal iletişim araçları denen mecralarda beğenilen dil, Türkçemiz düşüncesince yeterli birlikte karabulut habercisidir. Bu meseleyi ciddiyetle ele almazsak düşüncesi muhtevamızın kısırlaşma tehlikesiyle erinç karşıya kalacağını üzülerek fehva kılmak isterim."
"Dilimiz adeta müstevlilerin istilası altında"
Bugün milletin şimdi birlikte çağ ilk yazılan Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerini, Ömer Seyfettin'in hikayelerini ayrıca Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni anlayamamasının dile meydana getirilen suikastın büyüklüğünü gözler önüne serdiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Lisanımızı gözdağı fail başka birlikte ilke ise tabelalarda, yazışmalarda ve konuşmalarda ecnebi söz istimal hastalığıdır. Bu müstevli da 1930'larda süregelen dilde likidasyon hareketinin aksi sonuçlarından biridir. Türkçemizi vasektomi çabaları ayrımsız sürede onu Avrupai dillerin istilasına da elverişli duruma getirmiştir. Dilimiz adeta müstevlilerin istilası altında. Çağdaşlıklarını ve ilericiliklerini ortaya koydukları fikirlerle, eserlerle, ürünler ile değil de kullandıkları ecnebi kavramlarla göstermeye çalışanların güçsüz hallerini ateş birlikte gülümsemeyle izleme ediyoruz. Halbuki Türkçemizi korumak, yükseltmek ve zenginleştirmek düşüncesince verdiğimiz kavga esasında birlikte ulusal mücadeledir, birlikte ölümsüzlük mücadelesidir. İnşallah başka mücadelelerimiz kabilinden dilimizi siper gayretimizi de başarıyla neticelendireceğiz. Bu mevzuda izleme edeceğimiz yol, Yunus Emre'nin yoludur. "
Erdoğan, rütbe meydan iletişim araçları mensuplarını kutlama etti.
Notlar
Törende, 23 ayrımlı kategorideki ödüller haber, belgesel, eğlence, eğitim, ekonomi, firez sanat, canlandırma ve radyo dallarında verildi.
Ödüle müstahak görülenler, plaketlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldı.
"Ana Haber Sunucusu" dalında Nazlı Çelik, "Ara Haber Bülteni Sunucusu" branşında Banu El, "Haber Programı" branşında Cem Öğretir, "Dizi" branşında "Gönül Dağı" dizisiyle çekimci Ferhat Eşsiz, "Söyleşi-Yorum" branşında Ahmet Hakan Coşkun, "Belgesel" branşında Serdar Kılıç, "Eğitim" branşında Emine Simge Akoğul, "Ekonomi" branşında Serdar Kuter, "Kültür ve Dil" branşında Levent Dönmez, "Kültür-Medeniyet" branşında Zeynep Türkoğlu, "Sanat" branşında Hülya Koçyiğit, "Bilgi-Eğlence" branşında Alper Ateş, "Aile" branşında Ayşe Kaya Göktepe, "Çizgi Film Animasyon" branşında İsmail Fidan, "Yaşam Boyu Saygı Ödülü" dalında Zeliha İlhan Doymuş, "Tarih" dalında Saadet Özen, "Seyahat" dalında hasret Tunca, "Teknoloji" dalında Şenol Vatansever, "Spor" dalında Murat Caner-Uğur Meleke, "Sağlık-Yaşam" dalında Güven İslamoğlu rütbe aldı.
Radyo yapımlarında "Kültür" kategorisinde Nisan Kumru, "Söyleşi-Yorum" kategorisinde Saadettin Ökten ile Kemal Sayar ve "Sanat" kategorisinde Murat Kazanasmaz ödüle müstahak görüldü.
Ödüllerin ikram edilmesinin peşi sıra RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin çeşidinden bugünün anısına "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şarkısı eşliğinde Erdoğan'a veladet yılı bulunan 1954 inşası radyo fiyat edildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Erdoğan'a Yunus Emre'nin yaşamı ve şiirlerini özellik meydan Dr. Mustafa Tatcı çeşidinden kaleme tahsil edilen "Aşkın Dili Yunus Emre" isminde betik ve metnin 9 ecnebi dile çevrik betik setini ikram etti.
Ödül töreninin böylelikle familya fotoğrafı çekildi.
