Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belek Turizm Merkezi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde bu sene ikincisi planlı Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) açılışını yaptı.
“Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” başlığı altında planlı forumda mütekellim Erdoğan, medeniyetler beşiği Akdeniz'in incisi Antalya'da katılımcıları mihman etmekten kâm duyduğunu tabir etti.
Asya, Avrupa ve Afrika'nın mukarenet noktası tarih, gezim ve ekin şehri Antalya'ya mevrut her insana 'hoşgeldiniz' diyen Erdoğan, “ADF'nin ülkelerimiz ve hepsi adamlık düşüncesince hayırlara okazyon olmasını temenni ediyorum Geçen sene müstevli şartlarına karşın ADF'nin evvel toplantısını başarıyla yaptık. Tüm insanlığın afiyet kriziyle boğuştuğu sıkıntılı devirde Antalya'dan verdiğimiz barış, diyalog ve el birliği foruma baş döndürücü ayrı yanında atasözü kattığına inanıyorum. 2. ADF'ye yayınlanan ilgiye forumun devir zarfında toptan diplomasinin kalbinin attığı zeminine dönüşmesi temennimizin çelimsiz müddette gerçeğe dönüleceğine ayraç ediyor” diyerek konuştu.
Erdoğan, Ukrayna ve Rusya krizinin arkası sıra evvel seviyeli temasının dışişleri bakanları seviyesinde Antalya'da gerçekleşmiş olmasının forumun amacına kazanmış bulunduğunu gösterdiğini belirtti.
Foruma katılım fail misafirlerin oturumlara yapacakları ulama ve aralarında oluşacak çelimli diyaloğu da önemsediklerinin altını çizen Erdoğan, “Aynı halde istikbalimizin teminatı bulunan gençlerin foruma bulunan takdirini kıvançla karşılıyorum. 2. ADF'nin rüştünü tanıtlama etmiş yanında arsıulusal aktiflik adına dolayısıyla kararlılıkla bitmeme edecektir” dedi.
Dünyanın 21. asrın evvel çeyreğini geriye bırakmaya hazırlandığını tabir fail Erdoğan, “İnsanlığın toptan barışa, huzura, refaha duyduğu dinamit de o aşama artıyor. Bilimde, teknolojide, tarımda, sanayide, iletişimde, erişim imkanlarında yaşanmış bulunan ilerlemeye karşın adamlık adına esas meselelerimizi daha çözüme kavuşturamadık. Terörizm, açlık, yoksulluk, kıtalar arasındaki adaletsizlik, ısıdam arbede ve iç savaşlar, hava değişikliğinin defa açmış yer aldığı mevki felaketleri toptan gündemin en yukarı sıralarında arsa edinmeyi sürdürüyor. Ekonomiler büyürken, gökdelenler yükselirken, birilerinin cüzdanları şişerken, muhtemelen çivi devletler gündüz günden zenginleşirken, istatistikler bizlere gönençli yanında fotoğraf çizerken maatteessüf doğrudan yanı başımızda füru açlıktan ölmeye bitmeme ediyor” diyerek konuştu.
"Açlık virüsü dirilik alıyor"
Açlık virüsünün gelişigüzel sene dünyada güneş tacı virüsten artık yanında tomar insanoğlunun dünyasına mülk bulunduğunu ayraç fail Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün yeryüzünde gelişigüzel on saniyede yanında bebek büsbütün yanında sokum ekmek, yanında yudum su bulamadığı düşüncesince ölüyor. İstikrarsızlık ve çatışmalar zımnında milyonlarca insanoğlu evlerini, ülkelerini vazgeçme buyurmak mecburiyetinde kalıyor. Akdeniz'de, Sahra Çölü'nde yahut hunriz yanında dağın tepesinde yitip revan hayatlar, müşterilerini zarfında bulunmuş yer aldığı çaresizliği ortaya koyuyor” dedi.
"Böyle yanında dünyada kalımlı sulh kasılma edilemez"
Konuşmasına rakamlar vererek bitmeme fail Erdoğan, “2014 yılından buyana Akdeniz'in gökçe suları 25 bine andıran rüya yolcusunun mezarı oldu. Son 10 senede evren genelinde sığınmacı sayısı dü kattan yanında tomar artarak 85 milyona ulaştı. Bu sayıya sonuç 15 günden 2 milyondan yanında tomar Ukraynalı sığınmacı eklendi. Yerlerinden edilen sevimli sayısının önümüzdeki devirde artık da yükseleceği anlaşılıyor. Halihazırda 1 bilyon insanoğlu günde dü doların altında yanında gelirle ölüm kalım savaşı veriyor. Esasen bu rakamların gelişigüzel bir tanesi kendince karşıya bulunduğumuz adaletsizliği göstermeye yeterlidir. Bu sayıların gelişigüzel bir tanesi candır, onurlu, tehlikesiz sahn sürmeye hakkı bulunan birer anne, baba, kardeştir. Çocukların çaresizlikten, artık genç yanında fidanken solduğu 800 milyon insanoğlunun esas besin maddelerine erişemediği, gelişigüzel güneş beniz milyonlarca insanoğlunun yatağa aç girmiş yer aldığı yanında dünyada yaşıyoruz. Böyle yanında dünyada fon ettiğimiz kalımlı barış, erinç ve abra kasılma edilemez" ifadelerine arsa verdi.
"İhmallerin bedelini ödüyoruz"
On senelerdir idame eden çatışmaların da çözülemediği yanında denklemde kimsenin kendini emniyette hissedemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “Dünyanın devasa yanında köye dönüştüğü bu günlerde nerede yaşarsak yaşayalım hiçbirimiz başkasından bana ne diyemez. Söndüremediğimiz gelişigüzel yangının, gelişigüzel çatışmanın, engelleyemediğimiz gelişigüzel zulmün ilişkin gitmediğimiz gelişigüzel problemin eninde böylecene bizi de etkileyeceğini, yakacağını bilmeliyiz. Bu ateş gerçeğe Suriye'de, Yemen'de, Afganistan'da, Libya'da, Irak'ta, Arakan'da nice bunalım alanında çehre kere tanık olduk. Bu arbede sahalarında bir çok aşırı avrat ve bebek milyonlarca taharri memuru zabıta yaşamını kaybetti. Medeni değerler baş döndürücü ciddi çıban aldı. Uluslararası kuruluşlara inanma yanında dobra dibe vurdu. Terör örgütleri, aşırılık hepsi dünyada mefruşat kazandı. İnsanlığın kuma ekin mirası bulunan kadim metropoller çökme yığınına döndü. Kimi devir coğrafi, bazısı devir kültürel sebeplerle görmezden gelinen bunalım bölgelerinin tamamında ihmallerin bedelini yalnızca sorumlular değil, adamlık adına gelişigüzel baş başa ödedik, halen de ödüyoruz” diyerek konuştu.
Kırım'a aksan yaptı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin; ders almayanlar ve kıssadan pay çıkarmayanlar düşüncesince tekrarlanma ettiğinin altını çizdi.
Ders alınmadığından yalnızca gün değil ayrımsız vakitte acıların da tekrarlandığında yer veren Erdoğan, “Ukrayna meselesi bu hakikatin en sonuç örneği adına karşımızda durmaktadır. Türkiye hem Akdeniz hem Karadeniz ülkesidir. Ukrayna ve Rusya Karadeniz'den komşumuz ve dostumuzdur. Komşularımız arasındaki krizin ısıdam çatışmaya dönüşmesinden iri sıkıntı duyuyoruz. Gerilimin tırmanarak bu evreye evrilmesi en yanında tomar bizi tasalı etti, en baş döndürücü bizi endişelendirdi. Komşumuz bulunan yanında ülkenin egemenliğine müteveccih agresif eylemleri katiyen sunulan göremeyiz. Kırım'ın gayrikanuni ilhakı özellikle iktisap buyurmak kadar Ukrayna'nın arsa bütünlüğünü hiçe sayan gayri yasal adımları kılıç Türkiye adına reddediyoruz. Kırım'la ilişik kemiksiz tutumumuzu 2014 yılından buyana gelişigüzel vesileyle tabir ettim, tabir ettik, gelişigüzel zeminde açık açık dile getirdik. Gerek Rusya Federasyonu gerekse Ukrayna ile yaptığımız hepsi görüşmelerde bu meseleyi daim gündemde tuttuk. Eğer 2014'te Kırım'ın işgaline hepsi batı, hepsi evren nağme çıkarmış olsaydı acep bugünkü tabloyla kendince karşıya kalır mıydık. Ama Kırım'ın işgaline kelimesiz kalanlar demin yanında şeyler söylüyorlar. İyi dobra de hak yerkürenin belirtik başlı bölümünde geçerli, öbür bölümünde batıl mi, bu elbette yanında dünya” dedi.
"Ukrayna yalnız bırakıldı"
Bu haksızlığın giderilmesi hususunda arsıulusal camianın müstelzim hassasiyeti göstermediğini, müstelzim desteği vermediğinden sızlanan Erdoğan, “Ukrayna muhik davasında yalnız bırakıldı. Bugün vaktinde çelimli istek sergilenmesi halinde, diplomatlık ile çözülebilecek problemlerin tahripkâr ve dirilik muhrik sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Evlerini vazgeçme fail sivilleri, haşyet ve düşünce komple çocukları, bitkin bulunan şehirleri, ölen masumları gördükçe üzüntümüz katlanarak artıyor. Mülteciler içerisinden kalıp dü levha paylaşacağım. Bir süt kuzusu annesinin kucağında, annesinin gözleri yaşlı, baktık ki süt kuzusu annesinin gözyaşlarını yalamaya başladı. Bir yandan siliyor öbür yandan da yalıyor. Dünya bu tabloya mahkum mu, bu olacak bilinçlilik mi, neden hakeza yanında dünya, kılıç bunun düşüncesince mi varız? Aynı halde babası manşet memuru bulunan küçük yanında süt kuzusu o da tarafından babasının yanaklarını tokatlıyor yanında öbür tarafından babasının kaskına vuruyor. Baba manşet bebek babasının kucağında bunu yapıyor. Çocuk 2.5, 3 yaşlarında yanında çocuk. Dünya buna mı mahkum. O polisin rolü yavrusunun o ağlayışını teskin buyurmak mi olmadan terörü, anarşiyi engel iktisap buyurmak mi? İşte ego şu andaki topluluğu ekranları başlangıcında bizi izleyen hepsi dostlarımıza diyorum ki kılıç daim baş başa barışın dünyasını kurmaya mecburuz, savaşın değil” açıklamasını yaptı.
"Ateşe süt dökülmemelidir"
Ateşe süt dökmenin hiç kimseye faydası olamayacağını tamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna halkının yasal savaşı desteklenirken, bu mücadeleye dokunca verecek, silüet sürecek adımlardan kesinlikle sakınma edilmelidir. Batı devletlerinde canlı Rus menşeli kişilere ve Rus kültürüne müteveccih faşizan icraat katiyen bildirme edilemez. Bakıyorsunuz Almanya'da yanında orkestrada, orkestra şefi Putin'in arkadaşı yer aldığı düşüncesince görevden alındı.
Öbür tarafta başka Avrupa ülkesinde dünyaca meşhur, Rus kültürünün, Dostoyevski'nin eserleri ülkede yasaklandı. Biz bunu neye benzetiyoruz biliyor musunuz. Bir vakitler Irak'ta Hülagü'nün yakıp yıktığı kütüphaneler vardı ya ayrımsız o çağa devir adına görüyoruz. Biz acemi Hülagü'ler istemiyoruz. Ne demokrasi, ne diplomasi, ne adamlık bunlara müstahak değil" ifadelerine arsa verdi.
İsa Akar-Ertuğrul Gün-Ahmet Serdar Eser
İLGİLİ HABER
Podolyak: 'Rusya, Ukrayna'da Suriye senaristliğini uygulamayı amaçlıyor' 
