İstanbul
Süleymaniye Camisi'nde Ramazan Bayramı hutbesini gelir fail Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ilk önce şetaret namazı düşüncesince camide mevcut vatandaşların bayramlarını kutlama kartı ettiğini söyledi.
Bayramların kişilerin fıtratıyla buluşma, birbirlerine gönlünü açılış ve luğu paylaşma günleri bulunduğunu tamlayan Erbaş, "Bayramlar, kardeşliğimizi pekiştirme, yüreklerimizi tertip günleridir. Bayramlar dilleri, renkleri ve coğrafyaları farklı; imanları, gönülleri ve duaları bire müşterek milyonlarca Müslümanın bire müşterek duyguyu yaşamış bulunduğu lira anlarıdır." sanarak konuştu.
Erbaş, değme iyilik kabilinden bayramların da şükür vesilesi bulunduğunu anlatarak, "O biçimde şükrümüzle kâffesi varlığın ve nimetin deposu bulunan Yüce yaratıcımıza yakınlaşalım. Bayramları özbeöz anlamda şetaret durumuna getirecek bulunan bizleriz. Öyleyse bayramın neşesini ve mutluluğunu hep beraberce paylaşalım. Paylaşarak elleme ve dobra olanı çoğaltalım. Acısı olanın acısını azaltalım, yükü olanın yükünü hafifletelim, derdi olanın derdine eş olalım. Allah Resulü'nün 'Bir mümin, öteki müşterek inanan düşüncesince birbirini destekleyen müşterek yapının tuğlaları gibidir.' ilkesine sadakat gösterelim." ifadelerini kullandı.
"Bayramlar sevgi, sulh ve geçim günleridir"
"Bayramlar hatırlamaktır." diyen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hutbeye şöyleki bitmeme etti:
"Anne babamızdan başlayarak eş büyüklerimizi, eşimizi, dostumuzu, yandaki ve akrabamızı görüşme edelim. Öksüz, acayip ve kimsesizleri sevindirelim. Hastaların hatırını soralım, yetimlerin yüreğine dokunalım, yaşlıların duasını alalım. Yüzümüzde beliren tebessümle, kalbimize doğan sıcaklıkla çocuklarımıza şetaret neşesini tattıralım.
Bayramlar sevgi, sulh ve geçim günleridir. Geliniz bu bayram, aramızdaki iğbirar ve küskünlükleri müşterek kenara bırakalım. İman kardeşliğinin lezzetine varalım. Bayramlar afsun vakitleridir. Dünyanın neresinde olursa olsun derdi ve sorunu bulunan kardeşlerimiz düşüncesince el açıp Rabb'imize yalvaralım. İslam beldelerinin itimat ve erinç süresince kutlayacağı bayramlar düşüncesince niyazda bulunalım. "
Erbaş, hutbenin müşterek bölümünü İngilizce de gelir etti
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Türkçe ve İngilizce bitmeme etmiş bulunduğu hutbede şunları söyledi:
"Bu vesileyle buradan, İstanbul’dan, Süleymaniye minberinden kâffesi insanlığa sesleniyorum: Ey insanlar, Allah dünyayı bizler düşüncesince yaratmıştır ve evren hepimize yeter. Geliniz kimesne hiç kimseye hayıf yapmasın. Herkes hakkına razı olsun. 'Benim hâlâ elleme yaşamam düşüncesince diğerinin elindekini de alayım, o ne olursa olsun' felsefesi ile değil, 'Ötekinin de yaşayabilmesi düşüncesince paylaşmam ve yardımlaşmam lazım' felsefesi ile akım edelim. Bu anlayışı değme bölgede yaşama geçirirsek dünyada savaşlar, zulümler akıbet bulur. Kadın, bebek milyonlarca günahsız insanoğlu yurdundan, yuvasından kaçarak bambaşka sığınacak bölgelere kullanmak mecburiyetinde kalmaz. Farklılıklar arbede nedeni değil, refah vesilesi olur."
Tüm kişilerin dokunulmazlık haklarını doya doya yaşamasının önemine ayraç fail Erbaş, tapınma özgürlüğünün ve tapınak dokunulmazlığının korunmasının içtimai barışa ve evren barışına ulama sağladığını vurguladı.
Erbaş, dünyada değme üç dört saniyede müşterek insanoğlunun açlıktan öldüğüne aksan yaparak, "Her üç dört saniyede müşterek insanoğlu da tokluktan, müşterek tomar yemekten ölüyor. İslam’ın müşterek balans dini kendisine zekat, infak, yardımlaşma, el birliği ve paylaşma ilkelerinin ne derece ehemmiyetli bulunduğu bu tabloda ne genişliğinde da vurucu müşterek biçimde kendini gösteriyor." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hâlâ sonraları Türkçe kendisine sürdürdüğü hutbesinde, "Sana ahiret yolculuğu gelinceye genişliğinde Rabb'ine devriye et." tanrısal emrine sorumluluk eğerek, ramazan okulunda kazanılan dobra hasletlerin sahn süresince korunmasını, ramazanın huzur, artağanlık ve samimiyetinin yaşamın değme anına taşınmasını referans etti.
Yahya Kemal Beyatlı'nın "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" şiirinin birtakım dizelerini okuyarak hutbesini mütemmim Erbaş, hâlâ sonraları camideki vatandaşlarla bayramlaştı.
"İngilizce kısmında öne çıkan mesajları özgülemek istedik"
Bayram namazının peşi sıra matbuat mensuplarına izah karşılayıcı Erbaş, bu sene ramazan ayının baş döndürücü artımlı geçtiğini anlatarak, "Ülkemizde, katı baş döndürücü şehrimizde, katı baş döndürücü camimizde vatandaşlarımızla cemaatimizle bu arada olduk. Teravih namazları baş döndürücü heyecanlı geçti. İki sene teravih namazı namazını camilerde kılamamıştık. Onun özlemini bu sene gidermiş olduk. Hakikaten önceki yıllara gereğince bu sene teravih namazı namazları hâlâ heyecanlı oldu. İlk teravihi Ayasofya'da kılmıştık. Tabii bizim dü salname müşterek beklentimiz vardı ama Ayasofya 88 sene sonraları teravihlerine kavuştu." sanarak konuştu.
Erbaş, hutbenin müşterek kısmının İngilizce kendisine yapmasına bağlı şunları kaydetti:
"Özet müşterek fıkra bölümü genişliğinde İngilizceydi. Hem burada topluluk arasında Türkçe bilmeyenler de var. Onlar için, bununla birlikte dünyaya ileti verdik. Dünya bizler içindir ve hepimize yeter. Kimse kimsenin hakkına el uzatmasın. Eğer anca olursa muharebeler olmaz, kadınlar, dallar günahsız insanoğlu yurtlarından, yuvalarından sürülüp bambaşka diyarlara kullanmak mecburiyetinde kalmazlar, cümlelerinden oluşan ehemmiyetli müşterek ileti idi. Bayram elbette türkiye için, Müslümanlar düşüncesince bulunduğu genişliğinde halis muhlis insanoğlu düşüncesince de muhabbet günleridir, sulh günleridir. Dolayısıyla hemen milletimize değil, halis muhlis insanlığa seslenmek, halis muhlis insanlığa mesajlar özgülemek gerekiyor. İngilizce kısmında on paralık eğer olmazsa müşterek fıkra kendisine öne çıkan mesajları özgülemek istedik.”
