Gaziantep'te kuşkulu biçimde yaşamını kaybeden Duygu Delen'in (17) ölümüne müteallik davanın 9'uncu duruşması görüldü. Gaziantep 10 Ağır Ceza Mahkemesinde tanıdık duruşmaya sanık Mehmet Kaplan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üstünden katılırken sanık Kaplan'ın avukatı Enes Akbulut ile Delen ailesi avukatları Mehmet Balcı ve Ömer Faruk Akan, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü hesabına Av. tan Nur Atmaca, Ankara Barosu ve Gaziantep Barosu avukatları amade bulundu. Duruşmayı ana Şenel Delen ile Bülent Delen de izlem etti. Duruşmada vakaya şahit bulunan 3 apartman sakininin dinlenmesinin peşi sıra müddeiumumi esasi ile alakalı mütalaasını açıklandı.
“Halı düşmesi üzere birlikte nağme geldi”
Duruşma alıcı kayıtlarında fenomen durumunda bulunduğu tanıdık şahit Zeki Adıgüzel'in dinlenilmesiyle başladı. Önceki verdiği ifadenin akıllıcasına bulunduğunu tamlayan Adıgüzel, Duygu'nun sukut anını görmediğini vurguladı. Ön tarafın çimlerini suladıktan sonraları gelişememiş tarafa geçmiş bulunduğu tam sukut sesini duyduğunu aktaran Adıgüzel, “Halı düşmesi üzere birlikte sesti. Oğlum o tarafta bisiklete biniyordu. Bende sesi duyar duymaz oğlum gel niteleyerek oğluma seslendim. Ne olduğuna beslemek düşüncesince sesin geldiği tarafa gittiğimde kızın yerde yattığını gördüm ve ambulansı aradım” dedi.
“Sanık ‘Arabayla götürelim mi' niteleyerek sordu”
Tanık Adıgüzel, yargıevi başkanının “Sanık aşağılık indikten sonraları aranızda birlikte mülakat evet mu” şeklindeki sorusuna, “Ben aut tarafa çıkıp ambulansı yönlendirdim. Sanıkla birlikte konuşmam olmadı. Ambulansın habbe önünü kaçırıp encam gittiğini gördüm ve ambulansı habbe önüne yönlendirdim. Bana çabucak ‘Arabayla götürelim mi' niteleyerek sordu. Bende namına ambulansın geldiğini söyledim. Aşağıdayken tepeden birlikte haykırı yahut kuşkulu birlikte nağme falanca uğur boncuğu nesne duymadım. Sanığı kısaca birlikte senedir tanıyordum. Olay öncesinde Duygu'yu tanımıyordum” halinde karşılık verdi.
Apartmanın asayiş kamerasının derneşik çalıştığını laflarına ekleyen Adıgüzel, oluşan arızaların giderildiğini söyledi. Kamerada birlikte aksaklık olmadığını tamlayan Adıgüzel, “Olay alelacele kamerada birlikte aksaklık yoktu. Kamera sistemi 24 vakit çalışırdı” dedi.
“Erkek bağırış sesi geliyordu”
Duruşmada dinlenen şahit Dilek Karakurt, eski ifadesine ek şekilde vakaya müteallik toy birlikte bilim edinmediğini söyledi. Olayın yaşandığı esnada fevk katta doğruluk yaptığını anlatım fail Karakurt, “Duygu'nun sukut anını görmedim. Net birlikte nesne duymadım fakat dalaş geliyordu. Erkek bağırış sesi geliyordu. Kavga ederlerdi fakat sesleri kesin şekilde duymadım. Kadın sesi duymadım. Bağıran bireyin ne dediği anlaşılmıyordu fakat dalaş olmaktadır üzere nağme geliyordu. Temizlik yaptığım habbe kızı bana polislerin geldiğini söyledi. Olayı o biçimde öğrendim. Balkondan aşağılık bakınca kızı yerde gördüm. Nasıl ve ne biçimde düştüğünü görmedim” ifadelerini kullandı.
“Sanık bana kızın kendisini aşağıya attığını söyledi”
Tanık Zamira Seyidova da mahkemede verdiği ifadede Duygu'nun sukut anını görmediğini söyledi. Olayı muahharen öğrenerek aşağıya indiğini aktaran Seyidova, “Ben geldiğimde kızın kanlar içre yattığını gördüm. Oğlan o tam başucunda oturuyordu. Korktum ve sanığa ‘Ne oldu' niteleyerek sordum. O da bana kendisini attığını söyledi. Kapıcıyı gördüm ona ‘Haberin var mı' niteleyerek sordum. Kendisi de ambulansı bekliyordu. Olaydan haberi vardı. Ben korkmuştum. Sanığa su içmesini söyledim. O da bana ‘Ne suyu abla' niteleyerek kanlar içerisindeki elini yere vurdu. Sonrasında ego eve geçtim” niteleyerek konuştu.
Mahkeme Başkanı: “Paylaşım yapanlar üstelik dinlenmiş”
Tanıkların dinlenilmesinin peşi sıra mütekellim yargıevi başkanı dosyada aşırı sayıda şahit ifadesinin bulunduğunu belirtti. Bir şeylerin elde edilebilmesi düşüncesince içtimai medyada paylaşım yapanların üstelik dinlenildiğini paylaşan yargıevi başkanı, “Ancak vakası en yakından gören bu 3 tanık. Biz bu ifadelerin tam olacağını düşünüyoruz. Diğer tanıkların duruşmada dinlenilmesine lazım yok” dedi.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istem edildi
Tanıkların dinlenilmesinin peşi sıra yargıevi savcısı esasi ile alakalı mütalaasını sundu. Olayın bilmeden olup olmadığı, sanığın öldürülmüş kabilinden itilerek yahut atılarak bilerek kanlı suçunu işleyip işlemediğinin değerlendirildiğini tamlayan savcı, müteselsil biçimde kalifiye eşeysel sömürme suçu itibarıyla kanıt yetersizliğinden sömürme suçundan beraatini, taşlama suçu itibarıyla ise sanığın ağız dalaşı sırasında maktule sinkaflı laflar gider buyurmak vasıtasıyla üstünde ertelenmiş taşlama suçunu işlediğinin anlaşılmasından çevre sanığın taşlama suçundan cezalandırılmasını, üstünde ertelenmiş kalifiye soygunculuk suçundan cezalandırılmasını, olayın bilmeden gerçekleşmesinin beklenen bulunmadığı anlamında hazırlanmakta bulunan uzman tutanağına layıkıyla sanığın bilerek kanlı suçunun işlediği değerlendirildiğinden üstünde ertelenmiş bilerek kanlı suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istem etti.
“Çocuğumu gelişememiş ver”
Mütalaanın açıklanmasının peşi sıra mütekellim ana Şenel Delen ise sanık Kaplan'a aksülamel gösterdi. Duruşmada ağlayan Delen, “Çocuğumu gelişememiş versin. Çocuğumu gelişememiş ver. Çocuğumu hurdahaş etti. Her güneş akıl hücrelerimi öldürdü. Adalet yerini bulsun. Beni çiğnemeden başıboş kalamazsın. Benim çocuğumu toprağa verdi. O orada dem alıyor” ifadelerini kullandı.
Sanık Mehmet Kaplan ise mütalaanın peşi sıra icra ettiği savunmada, dü seneden beridir cezaevinde biberli çektiğini söyleyerek, “Duygu'nun adını ağzına almaması müstelzim insanoğlu zat reklamlarını yapıyorlar. Ben hayatımı burada geçirsem üstelik ihtimal ailelerinin içleri soğumayacak. Ben boşaltma olduktan 6 güneş sonraları uğur boncuğu nesne yokken tutuklandım. Burada birlikte paradoks var. 18 ay sonraları şahit dinlendi. Ben bunların hiçbirine dirlik çıkmadım. 15 aydır dört örek ortada biricik başımayım. Bütün dünya şekilde insanoğlu haklarına aşırı duyar ve merhametliyiz ya siz 14 güneş karantinada kalamazken ego 15 aydır dört örek ortada kalıyorum” niteleyerek defans yaptı.
“Müvekkilimizin tahliyesini istem ediyoruz”
Sanığın avukatı Enes Akbulut'ta ise mütalaada aleyhe bulunan hususları bildirme etmediklerini vurguladı. Adli tahkikatın az olmasından çevre tanıkların baştan çağrıldığını anlatım fail Akbulut, “Hakan Kar'ın tutanağı haricinde mevrut tamamı raporlar bizim müvekkilimizin lehinedir. Müvekkilimizin ifadesinin aksini yayınlayan birlikte kanıt dosyada bulunan değildir. Yağma suçunun unsurları oluşmamıştır. Dördüncü duruşmada boşaltma olup 6 güneş sonraları tutuklandı. Bütün hususlar dosyaya geldi. Bu etapta müvekkilimizin tahliyesinin istem ediyoruz. Türkiye'de en fevk heyet bulunan Adli Tıp Üst Kurulundan da söylem geldi. Görüntülerde de oynama yok. Hükmün açıklanmasının gelişememiş bırakılmasını bildirme ediyoruz” ifadelerine toprak verdi.
Tutukluluk kûhi bitmeme edecek
Kısa birlikte aranın peşi sıra kararını açıklanan yargıevi heyeti sanığın alıkonulma halinin devamına, esasi kendisince mütalaaya dirlik defans düşüncesince avukatlara müddet verilmesine değişmeyen vererek duruşmayı encam birlikte tarihe erteledi.
Ne olmuştu
Olay, 13 Ağustos 2020 tarihinde Gaziantep'in Şehitkamil ilçesine müteallik Batıkent Mahallesi Vehbi Dinçerler Caddesi üstündeki birlikte apartmanda meydana gelmişti. 5 eğik apartmanın 4'üncü katından kuşkulu biçimde düşerek yere çakılan Duygu Delen (17), hastanede meydana getirilen tamamı müdahalelere karşın kurtarılamayarak yaşamını kaybetmişti. Olayın peşi sıra evde bulunan Mehmet Kaplan gözaltına alınarak "kasten öldürme" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Muhammet Abdulkadir Esen
İLGİLİ HABER
Duygu Delen davasında olayın tanıkları dinlenecek 
