Bursa'da 1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı zımnında planlı programda, dokunmabana tedavisi gören ve bu hastalığı atlatan hanımlar ortak araya geldi. Yapılan kahvaltının arkası sıra bayanların anlatmış bulunduğu kıssalar herkesi duygulandırdı. Her sene derneşik şekilde taramalarımı yaptırdığını tamlayan evli ve 1 bebek anası 43 yaşındaki Selma Zeybek Yosmaoğlu, “Yine hakeza ortak sınav kararında kütle ortaya çıktı. Ben içiş şen etmediği düşüncesince biyopsi yaptırdım. Kanser olduğumu öğrendim. Bir hafta sonraları hastaneye yattım. 1,5 senedir tedavim bitmeme ediyor. Ameliyattan sonraları ışın tedavisi ve kimyasal tedavi uygulaması yapıldı. Zor ortak süreçten geçtim. Psikolojik şekilde ayakta kaldığınız devir atlatılmayacak ortak proses değil. Ancak en ehemmiyetli bayanların vücutlarını tanıması ve er canlandırma aşırı önemlidir. Birçok dostum ‘korkuyorum. Korktuğum düşüncesince gitmiyorum' cümlelerini duyuyorum. Bu ‘korkuyorum' sözü gitgide elan şişman korkulara sebebiyet vereceği düşüncesince en başındaki bulut göz boncuğu nesne değil. Çünkü er canlandırma edildiğinde elan şen ve endamsız müddette atlatıyorsunuz. Çevrenizdekilerin ruh bilimsel desteği de aşırı önemli. Ben ailemden bu desteği olağandan aldım. Hastanedeki arkadaşlardan desteği de aşırı güzel aldım” dedi.
"Kanser kelimesini on paralık kullanmadık"
Oğlunun etkilenmesini istemedikleri düşüncesince ellerinden geleni yaptıklarını tamlayan Yosmaoğlu, “10 yaşlarında oğlum var. Onun etkilenmesini on paralık istemedik. Çünkü bu hastalığın adını anlatmak aşırı biçimsiz bulunduğunu düşündük. Çok zorda kaldıysak ‘kötü hücre' dedik. Yoksa bu hastalığa yakalanan ölecek, yakalanmayan ölmeyecek sanarak ortak nesne yok. Ben oğlumu ruh bilimsel şekilde ayakta tutabilmek düşüncesince o kelimeyi on paralık kullanmadık. ‘İltihap vardı. İltihabı aldılar. Tekrar oluşmaması düşüncesince serum oluyorum' sanarak konuştuk. Kemoterapi ve ışın tedavisi sözü da evde geçmedi. Ben zira kendimi hasta hissetmiyordum. Alemiyat oldum arındım ve çıktım. Sonradan meydana getirilen halis muhlis tedavilerin ise ortak koruyucu oluşması hesabına yapıldığını biliyordum. Oğlumun etkilenmemesi düşüncesince aşırı efor sarfiyat ettik" biçiminde konuştu.
"Beni oğlumun tesellisi ayakta tuttu"
Oğlu il yaşamış bulunduğu diyaloğu anlatırken gözleri dolan Selma Zeybek Yosmaoğlu, "Saçlarımı kestirdiğimde aşırı etkilendim. O devir aşırı ağlamıştım. Oğlum bana gelip, ‘Annecim lütfen ağlama. Saçların ve kaşların olmasa da sen benim annemsin. Sen bizim düşüncesince aşırı özelsin. Sen bizim aşırı kıymetlimizsin. Her halinle bizim düşüncesince özelsin. Lütfen ağlama. Ben varım. Ben seni aşırı seviyorum. Benim ve babam düşüncesince sen hususi ortak insansın. Eğer dışarıdakilerin bakışlarından erinçsiz olacaksın sanarak ağlıyorsan buda onların kişi eksiklikleridir' sanarak beni avunan etti. Bu görüşme sonsuz benim kulağımda yankılandı. Bende çocuğumu üzmemek hesabına elimden geleni yaptık. Allah'ın izniyle herhangi ortak şeyi atlattık” sanarak konuştu.
"Şaka yaparken asıl oldu"
Tedavi gören 40 yaşındaki Pınar Altınok Suyolcu ise, "Nodüllerimden ötürü doktora gittim. 40 yaşına geldim. Bir momografi deneyelim sanarak doktorumla şakalaşırken, lenfa bezlerimin şiştiğini gördük. Ultrason ve biyopsiden sonraları dokunmabana olduğumu öğrenince Bandırma'dan Bursa'ya geldim. 3'üncü aşama emcek kanseri tanısı konuldu. Kemoterapi almaya başladığımda herkeste bulunduğu denli benimde saçlarım döküldü. Ben saçlarımı kazıttığım an dışarıya da bu halde çıktım. Kendi içimden geldiği denli davrandım. Şu anda göz boncuğu sorunsuz bugüne denli geldi. Kemoterapiden sonraları cerrahi müdahale olmayı elan sonraları da radyoterapiyle bitmeme edeceğiz sanarak düş ediyorum" dedi.
"İkizlerim beni tanıyamadı"
Hastalığı yendikten ahir biricik hayâlini aktaran Suyolcu, "Saçlar ehemmiyetli fakat benim 6 yaşlarında ikizlerim var. Onlar düşüncesince aşırı önemliydi. İlk saçlarımı kazıttığımda markette beni bulamadılar. Ağlamaya başladılar. Beni bulduklarında ortak elan saçlarımı kazıtmamamı söylediler. Bu hastalığı yendiğimde saçlarımı uzatıp onlarla derinliğine ortak dinlence yapmayı planlıyorum” sanarak konuştu.
"Kadınlar kişi kendini gerçeklenmiş arama etsin"
VM Medical Park Bursa Hastanesi Prof. Dr. Murat Aslan, “Meme kanseri taramasını Sağlık Bakanlığı motivasyon ediyor. Bunun ortamında dokunmabana tarama merkezleri KETEM, parasız ortak halde arama sağlıyor. Hastalığı kırmızıfener altındaki lenfa bezlerine geçmeden yakalarsak, ortadan kaldırılması ve endamsız müddette kurtulması taramalar aşırı önemlidir. Bunun dışında bayanların menfaatlerini de arama etmeleri aşırı önemlidir. Memede kütle olduğunda tasasız ve kaba ortak kütle oluşuyor.Bayanlar ağrılı ortak kütle olacak sanarak şaşırıyorlar. Meme başının cezaevi çökmesi, emcek aslında hunriz akıntının gelmesi, emcek cildinin portakal kabuğu denli fon alabiliyor. Meme başlarının simetrisiz olması da önemli. Koltuk altında tasasız şişik ortaya çıkabiliyor. Bunlardan birtanesini ayırt etmeleri yerinde devir kaybetmeden doktora başvurmalılardır" biçiminde konuştu.
"Erken canlandırma tedavide önemli"
VM Medical Park Bursa Hastanesi Medical Onkoloji Uzmanı Dr. Mustafa Şahbazlar, “Meme kanseri dünyada ve Türkiye'de hanımlarda en kesif tanıdık dokunmabana türüdür. Yaklaşık 8 hanımdan birinde emcek kanseri çıkacak ihtimali aşırı yüksek. Toplumu açık ortak halde ait ortak hastalıktır. Şunu da bilmekteyiz ki, er teşhisle baş başa bu hastalıktan doğurmak mümkündür. Kadınların bu mevzuda aşırı titiz ve şuurlu olması aşırı önemlidir. 20 ile 40 gözyaşı ortada kendiliğinden emcek muayenesi uygulama ve uygulanabilir ortak tarz şekilde ortaya çıkmaktadır. Daha sonraları ise senede ortak kez hekim muayenesi aşırı önemlidir” sanarak konuştu.
Abdullah Çibir
