İstanbul
Kurtulmuş, Milli Türk Talebe Birliğinin (MTTB) 2022 yılını "Kudüs Yılı" duyuru etmesi nedeniyle birliğin Cağaloğlu'ndaki umumi merkezinde planlı "2022 Kudüs Yılı" açım programında icra ettiği konuşmada, bu sene Türkiye'nin ciharıyek indinde yapılacak çalışmalarla Filistin ve Kudüs davasında bilincin ilerletilmesini diledi.
Kudüs'ün "simge ve kutlu müşterek şehir" bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, oradaki İslami mirasın korunmasının müşterek numara vecibe ittihaz edilmesi icap ettiğini vurguladı. Kurtulmuş, Kudüs'ün "turnusol kağıdı" derece olduğunu, dünyanın hakkaniyet, doğruluk yahut kıyın ve arbede içre yönetilip yönetilmediğini gösterdiğini, "coğrafyayı yansıtan müşterek ayna" bulunduğunu tabir etti. Tarih süresince Kudüs'ün dü eksende gidip geldiğini özetleyen Kurtulmuş, şu biçimde konuştu:
"Tarih süresince Kudüs kahrın, işgalin, adaletsizliğin merkezi oldu. Çeşitli defalar karışma edilerek kan gölü durumuna getirilerek değişik liberalizm personelleri Kudüs'ten sökülüp atılarak birçok zulümler, işgaller, tehcirler yaşandı. Bugün de maatteessüf ayrımsız boyut içerisindedir. Ya da tabir edilmiş olduğu derece bin kesir yıldır Müslümanların tesiri altında bulunan ve hassaten Osmanlı'nın sulh devri esnasında barışın, adaletin, insanlığın, eşitliğin merkezi bulunan müşterek memleket oldu. Dolayısıyla gün süresince bu ikisi ortada gidip mevrut bulunan Kudüs, elden kişi kaderini değil ayrımsız sürede insanlığın, dünyanın ve hassaten içre yaşadığımız bu fazlalaşan hilalin de kaderini belirlemiş oldu."
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Yafa Kapısı üstünde bugün hala mahfuz ve kıyamete denli korunacağına inandıkları "La İlahe İllallah İbrahim Halilullah" sözünün, Türk medeniyetinin, baş döndürücü kültürlü, dinli, değişik insanlardan ve budunsal kökenlerden şahısların yaşamış olduğu Kudüs'te barışı elbette sağladığını insanlığın gözünün uğrunda sergileyen müşterek ahlak anıtı bulunduğunu söyledi.
"Filistin davasına dayanaklık buyurmak sağlayan beniz milyonlarca insanoğlu var"
Kudüs ve Filistin meselesinin akıbet 100-150 salname süreçte bu bir duruma geldiğini tabir fail Kurtulmuş, Osmanlı'nın 1917'de Filistin ülkelerini ayrılma buyurmak mecburiyetinde kalmasıyla oradan Müslümanların uzaklaştırılması düşüncesince yıldırı örgütlerinin yerleştirildiğini ve yıldırı gruplarının o günkü vekalet savaşlarının araçları adına kullandığını kaydetti. Kurtulmuş, Osmanlı'nın çekilmesiyle Kudüs'te baştan kahır, karışma ve Müslümanlar düşüncesince alçaltı sürecinin başladığını belirterek 1947'nin böylecene yıldırı örgütleri aracılığıyla meydana getirilen işin mahsus müşterek noktaya geldiğini, 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasının peşi sıra Nekbe planıyla Filistinlilerin ülkelerinden uzaklaştırılması düşüncesince meydana getirilen genosit ve katliamı anlattı.
1948'de 950 bin Filistinlinin sürme edilerek Lübnan'daki kamplara yerleştirildiğini, geriye kısaca 154 bin Filistinli kaldığını aktaran Kurtulmuş, şu biçimde bitmeme etti:
"Şunu planladılar: 'Bu 150 bini de devir içerisinde öldürürüz, yıldırırız, korkuturuz, vazgeçerler, Filistin Davası niteleyerek müşterek nesne kalmaz.' Ama unuttukları müşterek nesne vardı. Filistinliler düşüncesince Kudüs, Mescidi Aksa elden atalarının toprağı değil ayrımsız sürede imanları, inançları, şahsiyetleri ve gelecekleriydi. Bunun düşüncesince 154 bin bıraktıkları Filistinliler, tek devir direnişten vazgeçmediler. Bir hapaz insanoğlu elden kişi onurlarını değil eksiksiz İslam ümmetinin ve ayrıca insanlığın onurunu da korudular. '154 bin Filistinliyi sıfıra indiririz.' zannedenler, bugün karşılarında elden karışma edilen Filistin topraklarında ve Gazze'de 1 milyon 750 bin Filistinli ile muhataptırlar. Ayrıca, dünyanın ciharıyek bölümüne yaygın bulunan Filistinliler de bugün milyonlarla tabir edilen bilinçli müşterek kitleyi oluşturmaktadır. Dolayısıyla o işgalci, yayılmacı planın da aksine gittiğini, bugün milyonlarca Filistinlinin, hem Kudüs davasına cemaat çıktığını hem de Filistin'i on paralık görmemiş lakin bu meseleye kalben ilişkin milyarlarca Müslüman'ın olduğunu, İsrail'in işgalci politikalarının karşısında olan, Müslüman bulunmadığı biçimde Filistin davasına dayanaklık buyurmak sağlayan beniz milyonlarca insanoğlunun bulunduğunu görerek hayıflanıyorlardır."
"Yeryüzündeki barışı, adaleti, hakkaniyeti daima baş başa sağlayalım"
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Osmanlı'nın torunları adına Kudüs davasına sonuna denli cemaat çıkmanın en asliye vazifelerinden bulunduğunu dile getirerek şunları kaydetti:
"Eğer bu günah bilincimiz olmasaydı, Cumhurbaşkanı'mız 84 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, kısaca 2 milyarlık İslam ümmetinin ve Filistin davasına cemaat çıkan öbür halkların sorumluluğunu Türkiye'nin önderi adına omuzlarında taşıyor olmasaydı, Davos'ta 'One minute' niteleyerek bu adamlara müşterek biçimde kol koyması belkili olmazdı. O ahenk çabucak ağızdan çıkan, elden karşısındaki siyasal muhatabına hakkını ve sınırını hatırlatmaya etkin müşterek lakırtı değil, ayrımsız sürede sizin adınıza Cumhurbaşkanı'mızın omuzlarında hissettiği sorumluluğun dışarıya yansımasıdır. Yine Birleşmiş Milletler kürsüsünde 'Dünya beşten büyüktür' niteleyerek evren sisteminin adaletten olmasını korumak için çaba sarfeden Cumhurbaşkanımız gine bu günah duygusunun bilinciyle konuşuyordu. Aynı biçimde Birleşmiş Milletler'deki konuşmalarından birisinde İsrail'in karışma haritasını gösterip 'İsrail'in sınırları neresidir?' sorusunu sorarak siyonizm idealinin ne düşünmek bulunduğunu oldukça elleme anladığımızı, sizin adınıza eksiksiz insanlığa haykırıyordu. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları, Selçuklu'nun ve Osmanlı'nın, gün süresince Kudüs'e ve Filistin topraklarına şişman hizmetler yapmış bulunan müşterek ecdadın torunları adına Kudüs'e kat şişman sorumluluğumuz vardır. Kudüs meselesinin adamlık zamanı itibarıyla şişman müşterek hayıf ve adaletsizlik bulunduğunu doğacak nesillere aktaracağız."
Yeryüzünde ne dinden, mezhepten, meşrepten, ırktan olursa olsun barışı, adaleti, hakkaniyeti korumak için çaba sarfeden kişilere çağrıda mevcut Kurtulmuş, "Dünya barışının kapısı, Orta Doğu barışıdır. Orta Doğu barışının anahtarı ise Filistin meselesinin hakkaniyetle çözülmesidir. Filistin meselesi adaletten ve hakkaniyetli müşterek biçimde çözülmedikçe katiyen Orta Doğu'nun sulh kapısı açılmayacak ve katiyen yeryüzünde sulh organizasyon edilemeyecektir. Bunun düşüncesince denir ki başkenti Kudüs olan, mükemmel manasıyla özgür, hakkıyla hâkim müşterek Filistin Devleti kurulana denli bu mücadeleye daima bu arada dayanaklık buyurmak verelim ve yeryüzündeki barışı, adaleti, hakkaniyeti daima baş başa sağlayalım." niteleyerek konuştu.
"2022, Kudüs'ün özgürlüğe ulaşması düşüncesince ehemmiyetli adımların atılacağı sene olacak"
MTTB Genel Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Kudüs'ün Müslümanların geçmiş kıblesi, miracın mekanı, en baş döndürücü peygamberin bulunmuş olduğu ve görüşme etmiş olduğu memleket bulunduğunu kaydetti. Kudüs'te 1917'den beri sulh ve hayat olmadığını tamlayan Karayel, "İnşallah 2022 yılı Selahaddin Eyyubilerin Kudüs bilinciyle yola çıkacağı, akıntı edeceği ve inşallah Kudüs'ün özgürlüğe kavuşmasında baş döndürücü ehemmiyetli adımların atılacağı zamanlardan bir tanesi olacak." ifadesini kullandı.
Karayel, eksiksiz teşkilatlarıyla Türkiye'nin gelişigüzel tarafında akademiler, işlik çalışmaları, seminerler, kültürel ve sanat içerikli etkinlikler, düşüncesi çalışmalarla 2022 Kudüs Yılı'nı en elleme biçimde algı edeceklerini dile getirerek "Biz denir ki Kudüs Müslümanlarındır, İslam'ındır. 2022 Kudüs Yılı faydalı olsun." dedi.
Konuşmaların peşi sıra AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş'a, MTTB Genel Başkanı Karayel bağış ikram etti. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlamış bulunan ve "2022 Kudüs Yılı" düşüncesince hazırlanmakta bulunan sinevizyon gösteriminin yapıldığı programda, Grup İslami Direniş musiki dinletisi sundu.
Programa, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Hasan Turan ve Ahmet Hamdi Çamlı ile Mirasımız Derneği Genel Başkanı Muhammet Demirci, Birlik Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Avukat Mehmet Alacacı ve "Kudüs Fatihi" Selahaddin Eyyubi'nin torunu Naim Eyyubi katıldı.
