9 Mart tarihinde Sinop Mustafa Kemal Atatürk Devlet Hastanesinde öd kesesi taşından ameliyat bulunan evli ve 1 bebek anası 29 yaşındaki Çiğdem Eriş, ameliyat sonrası yaşamını kaybetmişti. 10 Mart tarihinde gözyaşları içinde defnedilen genç kadının mezarı, “aort damarının kesilmesi sonucunda yaşamını kaybettiği" iddiaları üstüne cumhuriyet savcılığının başlatmış bulunduğu sormaca kapsamında açıldı. Ceset, Ankara Adlı Tıp Kurumuna gönderilerek ölü açımı yapıldıktan sonraları yeniden defnedildi.
Yapılan sormaca hemen sonra "Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mustafa Erdem'in lüzumlu incelemelerin ve konsültasyonların işlenmiş olduğu, hastalığın tanısının akilane konulduğu, tahsil edilen ameliyat sonucunda ve planlanan ameliyat tekniğinin makul olduğu, laparoskopik gömlek operasyonlarında trokar girişi sırasında iliak atardamar yaralanmasının olabileceği, bunun ortak karışıklık olduğu, fakat ameliyat sırasında tansiyonun düşmüş bulunduğu bildirilmesine karşın buna müteveccih eskiden araştırı yapılmayarak ameliyata bitmeme edilmesinin, belirgin cerrahiye eskiden geçilmemesinin ortak eksi olduğu, zımnında 'Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mustafa Erdem'in karışıklık yönetiminde lüzumlu uyanıklık göstermediğinden tababet kurallarına makul davranmadığı', bunun ortak tıbbi infaz yanlışı bulunduğu ve Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mustafa Erdem'in detone görüldüğü" adli tababet kabilinden dışa vurum şekilde sunuldu.
Doktorun avukatının itirazı üstüne mahkeme, Adli Tıp Kurumu'ndan toy dışa vurum istem etti. 13 Mayıs 2020 günlü akıbet raporda, "Laparoskopik gömlek operasyonlarında trokar girişi sırasında iliak atardamar yaralanmasının olabileceği, bunun ortak karışıklık olduğu, fakat ameliyat sırasında tansiyonun düşmüş bulunduğu bildirilmesine karşın buna müteveccih eskiden araştırı yapılmayarak ameliyata bitmeme edilmesinin, belirgin cerrahiye eskiden geçilmemesinin ortak eksi olduğu, zımnında Genel Cerrahi Uzmanı Dr. M.E.'nin karışıklık yönetiminde lüzumlu uyanıklık göstermediğinden tababet kurallarına makul davranmadığı, bunun ortak tıbbi infaz yanlışı olduğu, ferdin ölümü üstüne bulaşık derecesinin 3/8 oranında olduğu, fakat hastaya eskiden karışma edilse de kurtulmasının değişmez bulunmadığı oy donanması ile düşünüş olunur" ifadelerine toprak verildi.
“Bu vakası taşıyabildiğim noktaya denli taşıyacağım”
Konu ile ilişik açıklamalarda mevcut Çiğdem Eriş'in benzeri Gökhan Eriş, "4,5 sene evvel eşimi sade ortak ameliyatla, tıbbi ortak ameliyatla öd kesesi ameliyatında kalbe revan alışkanlık kesildi. Aort damarıymış. Bu damarın kesilmesi bu cins ameliyatlarda karışıklık şekilde geçiyor fakat bence bunun elhak ortak geçerliliği yoktu. Doktor bu ameliyat sırasında bu damarı yaralayıp geç ortak müddette ameliyatı dun çeviriyor. Burada da savruk davranılmış bulunduğu düşüncesince de adli tababet raporlarında falsolu bulundu. 3-4 el dışa vurum alındı. Ama murafaa ortak ukubet vereceği düşüncesince ortak ayıp payı belirtilmesi istendi. Ona karşın ortak ayıp payı verildi. Bugün 17 seans görüldü. 4,5 sene evet ego bu davayı sürdürüyorum. Adalete sığındım, adalete inadım. Ama dakika 4,5 senenin böylece vermiş olduğum mücadelenin benim düşüncesince tek geçerliliği olmadığını gördüm. Çünkü bu mücadelesi ego kaybettim. Doktora yapmış bulunduğu hatadan naşi 2 sene 1 ay hapishane cezası verildi. Bu hapishane cezasında 15 bin TL mülk cezasına çevrildi. Benim kendisiyle hastanede, eşimi ameliyat ettikten sonraları muammer bulunduğu sıkıntıdan çevre bizlere ortak izah meydana getirdiği esnada tartışmamız olmuştu. Orada namına kullanmış olduğum sözlerden çevre hakaret, zılgıt suçlarından dakika ego de yargılandım. 5 salname benim de yargılanma sürecim bitti. Adalet bana 20 bin TL mülk cezası kesti. Eşimi kaybettiğim de 1,5 yaşındaydı çocuğum. Şimdi 7 yaşlarında okulla başladı. Ben bu 20 bin TL parayı devletime fiilen savaşım ederek ödeyeceğim. Ama bu türel mücadeleyi de tek biçimde bırakmayacağım. Hala elan bu vakası taşıyabildiğim noktaya denli taşıyacağım ki hak yerini bulsun. Ama dakika hak esasta ortak adaletsizlik yaptı. Bana erinç şahsıma karşı” dedi.
Osman Aksu
