TÜİK verilerine göre, 2000'li yılların başlangıcında Türkiye nüfusunun elden %5,6'sını meydana getiren buğulu (65 yaş ve üstü) bireylerin, 2023 sebebi ile nüfusun %10,2'sini oluşturacağı kestirim ediliyor. Kişinin ağzında bulunan diş sayısının gelişigüzel devir çiğnemeye hadim dişleri göstermediğini tamlayan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Endodonti Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatıma Betül Baştürk, “Yaşla bu arada diş kayıplarının artarak çoğalması ve kapanışta bulunan dişlerin azalmasıyla bu arada 85 yaş üstü bireylerin kısaca %44'ünde çiğneme bozuklukları mevcut” niteleyerek konuştu.
“Mevcut dişler ağızda tutulmaya çalışılmalı”
Diş eksikliği küsurat bireylerde işlev azalması kararı hastalarda bedbahtlık geliştiğini ve dudak sağlığına ilişkin yaşantı kalitesi değerlerinin düştüğünü kail Doç. Dr. Fatıma Betül Baştürk, “Yaşlılık, çiğnemeyi aksi etkileyecek kökten değişikliklere gitme devri değildir. Bu sebeple, hastalarda bulunan fiziki (hareket kısıtlaması, inme gibi) ve fizyolojik (yüksek tansiyon, duygu nakız gibi) ahval değerlendirilerek bulunan dişler ağızda tutulmaya çalışılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Eğitim kuru henüz yüksek, afiyet dair henüz şuurlu ve hesaplı manada henüz özgür bulunan toy soy sop buğulu hastaların, gayrı yaş grubundaki bireyler üzere avlu beklentilerinin arttığını tamlayan Fatıma Betül Baştürk, “Bu doğrultuda diş tedavileri dair da beklentileri küsurat çağımız buğulu bireyleri, eski senelerde bulunduğu üzere diş hekimlerinden otama çeşidi adına diş çekimini arzulamak yerine, bulunan tabii dişlerini korumayı amaçlayan otama seçeneklerine evleviyet veriyor” dedi.
