Bursa
Bursa İl Müftülüğü içerisinde fahri imam ve müezzinlerden oluşan Mobil İrşat Ekipleri hem camideki görevlerini yapıyor aynı zamanda esnafı ve yurttaşı görüşme ederek dini istifham ve problemlerini dinliyor.
"Ahlaklı Birey Erdemli Toplum Projesi" kapsamında şehir merkezindeki Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde fahri kült görevlilerinden oluşan 50 nefis takımlar karışma il genelinde 170 kişi, manevi rehberlik hizmeti yapıyor.
Esnaf ve vatandaşlar, kült görevlilerinin çıkarlarını görüşme yazar sorularını yanıtlamasını, çıkarlarını yönlendirmesini kıvançla karşılıyor.
İl Müftüsü İzani Turan, AA muhabirine, 4 yıl öncesine yaslanan ve müstevli zımnında aralık verip baştan başlattıkları projeyle şahısların tinsel ve dini hayatlarına dokunduklarını söyledi.
Halkla uygun değini noktasında eksiklikleri bulunduğunu gördüklerini tamlayan Turan, şu detayları paylaştı:
"Vaizlerimizden Bekir Şahin, 'Hocam sokaklara inelim' niteleyerek müşterek öneri getirdi. 'Bu müşterek nevi Taif seferidir, Rasulullah, Taif'te neyle karşılaştıysa sizler de onunla karşılaşabilirsiniz, tersleyen olur, taşlama fail olur, yalan kail olur. Bütün bunlara döş gerecekseniz hiçbir durmayın, yürüyün arkanızdayım, ne lazımsa geriye küsurat dilencilik etmek karışma iktisap etmek az daha icabında şahıslara dokunuş yerine bunu da hücre alırım.' dedim. Güzel müşterek grup oluşturuldu, 50 yöresinde fahri kardeşimiz, bunlar camide görevlerini yapıyorlar, onun haricinde evinden, çocuğundan devir artırarak yahut onların zamanından alarak hakeza müşterek seferberlik başlatıldı. Bugüne denli 6 bine yaklaşan esnafımız hiçbir başkalık gözetilmeden meyhanesi, kıraathanesi bunlar biricik hiçbir görüşme edildi, esenleme verildi."
Turan, Mobil İrşat Ekiplerinin çalışmalarıyla ilgilendiren aşırı dobra art dönüşler aldıklarını aktardı.
"Bizimle konuştuklarında rahatlıyorlar"
Nilüfer ilçesinde işyar imam İbrahim Şendil, projeden geçmiş de esnafa ziyaretlerde bulunduklarını fakat hareketli uyarma emek vermesi başlayınca akıntı alanlarını genişlettiklerini bildirdi.
Projeyi duyduğunda aşırı sevindiğini ve heyecanlandığını özetleyen Şendil, "İlk geçmiş eğitimleri aldık, aşırı da doğurgan oldu. Çok eksiğimin bulunduğunu ayırt ettim, eğitimlerle bu arada bu işe girmiş oldum." dedi.
Şendil, bu faaliyetin yapmaları müstelzim müşterek iş bulunduğunu düşündüğünü belirtti.
Caminin haricinde da çalışan olmalarının önemine dikkati çekici Şendil, "Cuma günleri baştan sona tığ konuşuyoruz, cemaatimiz bizi dinliyor. Biz de bu vesileyle gidip onları dinlemiş olduk. Bir kardeşimiz bizi dargın karşılamıştı, 'Bir bilinçlilik mi isteyecek?' niteleyerek güçlükle bizi uğurlarken aşırı kıvançlı oldu. Oturuyoruz, onların dertlerini dinliyoruz. Bizimle konuştuklarında rahatlıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Osmangazi'de imamet önleyen Beytullah Şahin, camiye gelemeyenler ve gelmeyenlere gittiklerini kaydetti.
Vatandaşların, onlara bedel vermeleri ve ayaklarına gitmelerinden talih duyduklarını aktaran Şahin, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"İmamlık hemen camiye hapsedilmemeli, camiden sokağa da inilmeli, vatandaşlara ulaşılmalı. Bazı esnafımız, vatandaşımız namüsait reaksiyon de gösterebiliyor, bizi kovanlar da olmaktadır bazı bazı güçlükle tığ deriz ki 'Kovsanız da insanoğlu paydasında buluşuyoruz, sizinle bahsetmek istiyoruz.' Konuşunca da aşırı kıvançlı oluyorlar."
Ekibin, babasını kaybeden insana nasihati
Yıldırım'da işyar imam Nuri Melleş ise kıraathane, inhisar bayisi denli bölgeleri de görüşme ettiklerini, bu durumun esnafın aşırı hoşuna gittiğini dile getirdi.
Cami programları, Kur'an derslerimizi ve gençlere müteveccih planlar de yaptığına yer veren Melleş, "Hoca arkadaşlarla bu arada inhisar bayilerini, meyhaneleri görüşme ediyoruz. Bir devir 3-4 öğretmen dost meyhaneden çıktık. Otobüs durağında muntazır hanımlar vardı, bizi görür görmez hayret oldular. 'Ya bunlar da meyhaneye girmiş.' denli özlük aralarında konuştular." niteleyerek konuştu.
Melleş, ki ne derse desin niyetlerinin arı olduğunu, bu niyetle yola çıktıklarını laflarına ekledi.
Bilal Bilgin ise şu ifadeleri kullandı:
"Meyhanelere gidiyoruz, oradaki kardeşlerimizin masalarına oturuyoruz. Orada bizlere sorularını soruyorlar, biz de muktezi cevapları veriyoruz. Bir kardeşimizin masasına oturduk. Babasını kaybetmiş olduğu düşüncesince kendisini avunan ika yerine orada bulunduğunu bizlere söyledi. Biz de kendisine, 'Sen babanın sadaka-i cariyesisin' dedik. 'Senin yaptığın dobra işler babanın ücret hanesine ücret olarak, biçimsiz ameller de babanın vebal hanesine vebal şekilde yazılacaktır.' tavsiyesini verdik. Kardeşimiz de sözümüzden aşırı etkilendi."
