İstanbul
Atamert, Atatürk'le kesinlikle tanıştıklarını, o günlere ilişkin anılarını ve vefatının arkası sıra yaşadıklarını, AA muhabirine anlattı.
Babası Daniş Karabelen Paşa, 1929-1932 yıllarında Atatürk'ün koruması ve reji kolcusu subaylığını özne Atamert, bu sayede beş altı defa Atatürk'ü yakından görüp muarefe fırsatı yakaladığını söyledi.
1929 senesinde İstanbul'da doğan Atamert, ilerleyici yaşına karşın hala çocukluğundaki o anın coşkusunu yaşadığını dile getirdi.
Atatürk'ü geçmiş gördüğünde 4 yaşlarında bulunduğunu kail Atamert, o hatırat baş döndürücü ıvır zıvır bulunduğu düşüncesince görüntü kadar anımsadığını fakat ilerleyici senelerde Büyük lider ile ek diyaloglarını ve anılarını henüz kupkuru hatırladığını kaydetti.
"Atatürk bana bakıp, 'Öyle mi çocuk' niteleyerek saçımı okşadı"
Atamert, o yıllara ilgilendiren anılarını şu şekilde aktardı:
"İkinci gördüğümde Atatürk, Fenerbahçe stadyumuna geliyordu, bizim de evimiz stadyuma yakındı. Dedem beni kucağına aldı. Yoğurtçu Parkı tarafında bariz birlikte otomobildeydi Atatürk. Araba giderken çoluk çocuk otomobile tutunmuş ilerliyordu. Bando ekibi 10. Yıl Marşı'nı çalıyordu. Üçüncü görüşümde, Fenerbahçe'de Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlanıyordu. O, Ertuğrul yatıyla geliyordu. Atatürk'e el sallıyorduk. O da bizlere parafin mendilini salladı. Bir ahir görüşümde ise babam bizi birlikte devir Florya'ya götürmüştü. Florya'da Atatürk'ün genç, akbaba demeden beraberce bu arada denize girdiğini, yüzdüğünü gördüm. Daha sonra, Atatürk Çelik Palas'ı ayırmak düşüncesince Bursa'ya vardığında ego 5 buçuk yaşındaydım. Biz Setbaşı'nda oturuyorduk. Ağabeyim gelip, 'Atatürk geliyor' niteleyerek seslendi. Biz dallar elden Atatürk'ü görmeye koştuk. Atatürk bizlere seslendi, 'Nasılsınız çocuklar' niteleyerek sordu. Yanımızda babamın teyzesi vardı, Atatürk'ü kıymetlendirmek düşüncesince elini güneşe dulda etmiş bakıyordu. Atatürk de 'O er selamı sağlayan eş kim?' niteleyerek sordu. Ben de yanıt vererek, 'Babam ona büyükanne diyor, tığ de büyükanne deriz' dedim. Atatürk bana bakıp, 'Öyle mi çocuk' niteleyerek saçımı okşadı. Ben de elden elini tuttum. Atatürk, 'O biçimde bu şişman kadına esenleme verelim' dedi ve büyükannemize 'Akşam şerifleriniz hayır olsun' niteleyerek lafa başlayarak konuştu."
"Atatürk'ün olgunlaşmamış gözlerine yakından baktım"
Atatürk'ün büyükannesiyle ve kendisiyle birlikte müddet geveze ettiğini, henüz sonraları da zımnında bitmeme ettiğini özetleyen Atamert, şunları kaydetti:
"Atatürk'ü birlikte ahir görüşüm ise birlikte Cumhuriyet Bayramı gecesiydi. Bursa'daydık tığ de. Bütün dallar oradaydık. Birden Harmandalı çalmaya başladı. Atatürk, 'Harmandalı oynayacak kimesne bulunmayan mu?' niteleyerek sordu. Bunu der demez, kardeşim Erdoğan Karabelen çıktı, dizlerini yere vurarak Atatürk'ün karşısında sarhoş oynadı. Atatürk'ün baş döndürücü hoşuna gitti. Sonra yanına çağırdı bizi. Kardeşime, 'Bak çocuk, büyüdüğünde öğreteceksin ve oynayacaksın bunu' dedi. Atatürk'ün olgunlaşmamış gözlerine yakından baktım, unutamıyorum. Bu hatırat unutulmazdı benim için."
10 Kasım 1938'de Atatürk'ün ölüm haberini ana ve babasının radyo haberlerini dinlerken duyduğunu tamlayan Atamert, o devir ağladığını tabir etti.
Özcan Atamert, "Atatürk'ü 7-8 defa gördüm, elimi tuttu, saçımı okşadı. Atatürk çocukluğumda beni baş döndürücü etkiledi. Bizim onu kıymetlendirmek düşüncesince koşmamız, onun bizlere 'Nasılsınız çocuklar?' niteleyerek sorması, unutulmazdı. Çocuklarla daim birlikte arada olurdu. Çok iyi konuşan, bireylere bedel sağlayan baş döndürücü alımlı birlikte insandı." niteleyerek konuştu.
Atatürk'e türkü yazdı
Atatürk düşüncesince yazdığı 'Atatürk'üm' ünlü şiiri paylaşan Atamert, şu mısraları okudu:
"Türk ulusu özlemle anbean seni anıyor,
Her 10 Kasım sabahı eflak fark ağlıyor,
Atamızdın, babamızdın, kurtarıcımız, canımızdın,
Uygarlığa taraf verdin, Türk hanımını yücelttin.
Hala bizi gözetliyor, koruyorsun Ardahan Damal dağlarında,
İnanılmaz birlikte görüntü, dirlik veriyor insana...
Bir mucizesin Atam, Anadolu'mun, yurdumun kucağında,
Yurtta sulh, dünyada barış sözlerinle,
Dünyaya enerji verdin, muhabbet verdin, barış verdin.
Sevgi sana tamamı kalplerden, hürmet sana şişman Ata'm."
Atamert, 4,5 yaşlarındayken 1935 senesinde Türk havacılık tarihinin en ehemmiyetli isimlerinden Vecihi Hürkuş ile bu arada tebahhur fırsatı yakalamıştı.
