Eskisehir
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana mevrut depremlerden etkilenen Hatay'da yaşadıkları apartmanın enkazından 101 ahit sonraları babasıyla çıkarılan ve Adana'daki tedavisinin peşi sıra Eskişehir'e mevrut 8 yaşındaki Tanem Safiye Okur, doktor edinmek istiyor.
Defne ilçesi Armutlu Mahallesi'ndeki evlerinin enkazından babası Cem Okur ile kurtarılan Tanem Okur, Adana kent Hastanesi'ndeki tedavisinin peşi sıra Eskişehir'e geldi.
Annesi ve babasıyla Sivrihisar ilçesinde Gençlik ve Spor Bakanlığının yurduna yerleştirilen ve Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü kabilinden görüşme edilen Tanem, buradaki günlerini toy dostlarıyla geçiriyor.
Tanem Safiye Okur, AA muhabirine, şu anda kendisini elleme hissettiğini söyledi.
Enkazda yaşadıklarını aktaran Tanem, araya sıkışan birlikte kara kara tahta parçasının, tavanın kırcı kendisiyle babasının üstünde düşmesini engellediğini anlattı.
Babasından ayrı uyuyamadığını dile getiren Tanem, şu şekilde bitmeme etti:
"Tavanın üzerimize akıllıcasına düştüğünü anladım. Babam beni eğlendirmek ve susuzluğumu bertaraf etmek düşüncesince benimle 'taş kağıt makas' oynadı. Çok ziyasız bulunduğu düşüncesince babamı göremiyordum. Onun yüzünü değerlendirmek düşüncesince yalvarıyordum. Babamın bulmuş bulunduğu gül suyuyla ağzımı çalkaladık. Babam birlikte feryat figan attı, bizi duydular. Babam ekiplere 'Kapıyı dağ bayır gir' dedi fakat bap yoktu. Kapı kayboldu. Hiçbir obje yoktu."
Enkaz altındayken babasının beraberinde olmasının kendisini cesaretlendirdiğini tabir fail Tanem, geldikleri yurtta değme gündüz dostlarıyla oyunlar oynadığını belirtti.
Tanem, "Arkadaşlarım okula gitti. Ben de okula başlayacağım. Büyüyünce doktor edinmek istiyorum. Çünkü müşterilerini idare etmek ve ıslah etmek istiyorum." dedi.
"Onun daim oyunu kazanmasını sağladım"
42 yaşındaki ata Cem Okur da Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğündeki hareket esnasında kızının üstünde kapandığını, enkazda 101 ahit süresince da kucağında yattığını belirtti.
Kızının, enkazda ayırt etmiş bulunduğu önemsiz birlikte boşluktan soluk almasını sağladığını dile getiren Okur, şu şekilde konuştu:
"Annem de çökme altındaydı. O da bana seslendi. Tavanla aramızda sıhhatsiz metreden hâlâ az birlikte resmiyet vardı. Dayanacak gücümüz kalmamıştı. Dua ettik. Tanem, enkazda kaldığımız önceki sıhhatsiz ahit süresince susadı. 'Kızım birazdan su vereceğim' demeye başladım. Tanem'e erinç çelimli olmalıydım. Enkaz altında sesimizi yaymak düşüncesince efor harcama ettik. Daha sonraları Tanem ile daim oynadığımız 'taş kağıt makas' oyunu aklıma geldi. Özellikle öğüt yaparken aşırı oynardık. Karanlık bulunduğu düşüncesince de o bana ne göstergesi yaptığını söyledi. Ben de cevap verdim. Onunla rollendirirken bahtiyar evet ve değme şeyi unuttu. Onun daim oyunu kazanmasını sağladım."
Okur, kızına çökme altında masallar da anlattığını belirterek, dubara ve masallarla bu süreyi geçirdiklerini kaydetti.
Kurtarılma anlarına bağlı Okur, şu şekilde dedi:
"Ne devir ki Allah'a doğrulama olduk, haricen 'Cem ağa orada mısın?' sesini duydum. Daha sonraları bizi çıkarttılar."
"Çalışıp hayatımızı sisteme oyulgamak istiyorum"
Depremde konutlarını kaybettiklerini tabir fail Okur, canlarını kurtardıkları düşüncesince şükrettiklerini söyledi.
Okur, "Tanem benden su istedi. Ben veremedim. Keşke dört başı mamur malımı verseydim de birlikte şişe su alabilseydim. O gündüz birlikte şişe suya 3 evi üstelik satardım. Allah bizlere toy birlikte avlu verdi. Bu yaşamı aşırı dobra ve bembeyaz yaşamaya lakırtı verdim. Berberlik yapıyordum. Devletimiz değme ihtiyacımızı karşılıyor. Çalışmak ve hayatımızı sisteme oyulgamak istiyorum." niteleyerek konuştu.
