Istanbul
Beylikdüzü'nde canlı ev kadını Nilüfer Doğaner ve mimar Muammer Mert Doğaner çifti, dirim bilimsel 2 eş çocuğun arkası sıra esirgeyici ailesi oldukları Suriyeli Rana ile mütebeddil hayatlarını AA muhabirine anlattı.
Nilüfer Doğaner, 2 çocuğunu dünyaya getirdikten sonraları emek vermeyi bırakarak onlarla ilgilenmeye başladığını ve çocuklarını büyüttüğünü söyledi.
Bir çağ televizyonda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının esirgeyici ailelik ile ait yayınladığı amme spotunu gördüğünü aktaran 50 yaşındaki Doğaner, "Bebekler beşiklerdeydi. Kamu spotunda 'Hepsinin müşterek aileye hakkı vardır.' diyordu. Ondan baş döndürücü etkilendim. Çocuklarım da büyümüştü artık. Evdeyim, çalışmıyorum da. Bir bebek alıp, onun geleceği düşüncesince müşterek şeyler etme fikri bana baş döndürücü elleme geldi." sanarak konuştu.
Bu mevzuyu benzeri ve çocuklarıyla paylaşınca elleme tepkiler aldığını dile getiren Doğaner, "Eşim istemeseydi hakeza müşterek bilinçlilik yapamazdım. Çocuklarım da baş döndürücü elleme karşıladı. Benden ahi istiyorlardı zaten." dedi.
"Resmini görür görmez 'Çok diyabet hastalığı müşterek kız' dedik"
Nilüfer Doğaner, etraflı evlatların aileyle yaşamaya hakkı olduğunu, bu düşünceyle Rana'ya yuvalarını açtıklarını söyledi.
Koruyucu ailelik düşüncesince "e-devlet"ten müracaat yaptığını kaydeden Doğaner, süreci şöyleki anlattı:
"Başvuru yaptıktan müşterek müddet sonraları beni aradılar, 'Başvuru düşüncesince gelin' diye. Gittik, bizlerden kimi evraklar istediler. Evraklarda yalnızca şifahane bölümü az buçuk başağrısı oluyor. Çünkü büyüklük hastanesinde hepsi bilmiyor bu yazanak onama etme sürecini. O sebepten az buçuk başağrısı yaşadık fakat üstesinden geldik. İlk ilkin bizlere Rana'nın resmini gönderdiler. Resmini görür görmez 'Çok diyabet hastalığı müşterek kız' dedik. Biraz utana sıkına Suriyeli bulunduğunu söylediler. Çünkü birtakımı aileler almak istemiyormuş fakat bizim düşüncesince uğur boncuğu ayırt etmiyor. İngiliz, Alman, Suriyeli uğur boncuğu ehemmiyetli değil, neticede o müşterek çocuk. Bir de kız çocuğu. Biz de onama ettik. Bir hafta süresince değme çağ yuvaya gittik, geldik. Rana'yla sayaç geçirdik.1 hafta böylelikle eve getirdik."
"Hayatımıza hareket, cümbüş geldi"
Doğaner, Rana'yı yanlarına aldıklarında 2 yaşlarında olduğunu, 9 aydır esirgeyici ailelik yaptıklarını belirtti.
Koruyucu anne Nilüfer Doğaner, kızlarıyla mütebeddil yaşamlarını, "Hayatımıza akıntı geldi. Çok matrak müşterek çocuk. Eskiden hepsi odasına çekilip oturuyordu. Şimdi bundan hakeza çoğumuz salonda Rana'yla oynama hevesiyle beraberiz. Aileyi birleştirdi doğrusu Rana. Bayağı müşterek canlı ve baş döndürücü cin fikirli müşterek çocuk. Her şeyi elden kapıyor. Bizimle yaşamaya başlayalı 9 ay oldu. Konuşmaya başladı, bundan hakeza değme şeyi anlatabiliyor. Her şeyi baş döndürücü acele kavrıyor. İnanılmaz cin fikirli müşterek çocuk." laflarıyla dile getirdi.
Koruyucu eş olmaya değişmeyen verdiklerinde yakınlarından müspet yorumlar aldıklarını kaydeden Doğaner, çocuğun Suriyeli olması zımnında birtakımı dostlarının eleştirdiğini fakat bunu önemsemediğini anlatım etti.
"O da bizim evladımız, onlar da bizim evladımız"
Doğaner, küçük kızdan "anne" kelimesini duyduğunda şişman kut yaşadığını dile getirerek, "Rana'dan başkalık eylemek baş döndürücü değişik oldu. 'Annen kim?' sanarak sorduklarında beni gösterdiğinde emniyetsiz bahtiyar oldum. Bizi kabullenmesi, baş döndürücü aşkın bahtiyar etti." dedi.
Doğaner, dirim bilimsel analık ile esirgeyici anneliği karşılaştırırken, "Bunu bu derece kestirim etmiyordum fakat hakkıyla uğur boncuğu ayırt yok. O da bizim evladımız, onlar da bizim evladımız. Aynı halde çocuklarım da kardeşi kendisine o derece acele benimsediler ki uğur boncuğu farkı yok." değerlendirmesini yaptı.
Kızının ağabeylerini baş döndürücü sevdiğini dile getiren Doğaner, "Onlarla dubara oynuyor. Okuldan geldiklerinde kapıyı kesinlikle açacağını şaşırıyor. Çok baş döndürücü seviyor." ifadelerini kullandı.
"Çok elleme müşterek yetişek alması düşüncesince elimden geleni yapacağım"
Rana'nın büyüyünce hekim edinmek istediğini dediğini aktaran Doğaner, "Rana'nın baş döndürücü elleme müşterek yetişek alması düşüncesince elimden geleni yapacağım. En ehemmiyetli bilinçlilik eğitimi. Bir kız çocuğu düşüncesince baş döndürücü aşkın önemli. Hangi mesleğini seçeceğini bilmem fakat elleme müşterek dizge sahibi olmasını baş döndürücü istiyorum." sanarak konuştu.
Nilüfer Doğaner, esirgeyici ailelik sürecine değgin deneyimleri şöyleki paylaştı:
"Çok heyecanlı, leziz ve keyifliydi. Rana'yı önceki gördüğümüz an resmini gönderdikleri an, baş döndürücü keyifliydi. Sanki müşterek imge gibiydi, alamayacakmışız üzere geliyordu. Aldığımıza baş döndürücü aşkın bahtiyar olduk. Yani 9 ay karnınızda taşımayabilirsiniz fakat ona siz bakıyorsunuz. Hasta olduğunda başlangıcında bekliyorsunuz. Yemeğini yediriyorsunuz. Ağladığında siz susturuyorsunuz. Hiç ayırt etmiyor. Maddi içsel gücü bulunan herkes, müşterek bebek sahibi olmalı. Orada uğur boncuğu bebek kalmamalı. Devlet bakımında bitmiş elleme bakılıyorlar fakat müşterek eş birlikte edinmek baş döndürücü farklı. Rana'daki değişim işlemi de gördük, baş döndürücü aşkın farklı."
"Beni kapıda karşılıyor, babacığım, babacığım..."
Koruyucu baba Mert Doğaner, kız evlatları bulunmadığı düşüncesince ilkin müşterek kız çocuğuna esirgeyici ailelik gerçekleştirmek istediklerini anlatım etti.
Hayatlarında baş döndürücü şeyin değiştiğini tamlayan Doğaner, "Önceden hepsi odasına kapanıyordu. Şu an hepsi Rana'yla birlikte. Herkese değişik muhabbet gösteriyor. Olacak müşterek bilinçlilik değil. Çok mutluyum. Kız babası olmayı Rana'yla tattım. Bana hâlâ baş döndürücü değgin üzere geliyor. Evde müşterek de kedimiz var. Çocuklar büyüdükten sonraları ufaklıklara ve kadına nükte yapıyordum 'Evde müşterek yegâne pisik beni seviyor artık' diye. Şimdi Rana beni kapıda karşılıyor, 'Babacığım, babacığım' diyerek. İnanılmaz. İşe o gönderiyor, el sallıyor. Eve geldiğim andan itibaren yanımdan ayrılmıyor." dedi.
Her insanoğlunun çocuğunun olmayabileceğini, bunun Allah'ın takdiri bulunduğunu kail Doğaner, "Özellikle çocuğu olmayanlar şayet müşterek nebze maddesel güçleri de yetiyorsa esirgeyici ailelik düşüncesince başvurmaları lazım. Herkese hızlı salık ederim. Orada bebek kalmasını ego de istemem. Çünkü din, dil, ırk, bunlar ayırt etmez. Çocuk çocuktur. mühim bulunan topluma kazandırmak. Mademki Türkiye'ye mevrut bu aileler, müşterek halde bizim de dayanak noktası vermemiz lazım. Bunu kılıç gücümüz nispetinde bu halde yapabildik fakat değişik boyutlarda da olabilir." değerlendirmesini yaptı.
