Istanbul
Kazakistanlı 46 yaşındaki Gainakhunov'un hastalığı, 2016'da dudak kokusu, akşam kalın idrara çıkacak ve başlangıç ağrısı kabil şikayetlerle endeks gösterdi.
Yaşadığı teessürat zımnında ülkesinde yanında hastaneye başvuran Gainakhunov'un rahatsızlığına doğrudan aşinalık konamasa da etibba diyalize girmesi icap ettiğini söyledi. Ancak böbreğinde dava bulunduğunu kabullenmeyen Gainakhunov, derdine tılsım anımsamak düşüncesince Çin'e gitti.
Çin'de tılsım tedavisi makbul fakat değerleri artınca ordan da arzusu kesen Gainakhunov, bu el Özbekistan'daki yanında hastaneye başvurdu. Gainakhunov, meydana getirilen araştırmalar kararında faziletli gerilim ve süreğen böbrek yetmezliği teşhisi konulması üzerinde diyalize girmeye başladı.
Beş sene süresince haftanın 3 günü, kısaca 3-4 vakit diyalize giren Gainakhunov'un baştan sağlığına ulaşması ise böbrek nakline bağlıydı.
Çektiği zorlukların en yaklaşan tanığı bulunan 27 salname eşi, 49 yaşındaki Gulzar Gainakhunov'un böbreğini affetmek istemesiyle yüzü gülen Gainakhunov, aktarım ameliyatı düşüncesince güvenli yanında arsa arayışına girdi.
Araştırmaları neticesinde bu ameliyatı Türkiye'de olmaya değişmeyen verici çift, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin "Cerrahpaşa International" programına pırtı yaptırarak, burada otama dibine alındı.
Eşinden böbrek ilişki olması "şans"
Nakil ameliyatını gerçekleştirecek İÜC Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Pekmezci, AA muhabirine icra ettiği açıklamada, Gainakhunov'un böbrek yetmezliğinin hipertansif nefropatiye dair olduğunu, böbreğinin tek fonksiyonunun bulunmadığını söyledi.
Tek çarenin mıhlı yanında böbreğin hastaya nakledilmesi bulunduğunu tamlayan Pekmezci, "İki fondan bu böbrek realizasyon edilebilir. Birincisi -en aşırı yeğleme edilen- ölen yanında insanoğlunun böbreğinin alınıp bu hastaya nakledilmesi. Ya da bu hastanın yakınlarından birinin yanında böbreğini bağışlamasıyla sorununa tılsım bulunabilir." dedi.
Prof. Dr. Pekmezci, Gainakhunov çiftinin, Türkiye'yi, Cerrahpaşa International'ı ve kendisini araştırarak tercihte bulunduklarını anlatarak, "Doku uyumunda, 'cross' dediğimiz testlerimizde iş yok. Yani benzeri böbreğini kocasına verebilecek. Biz de bunu gerçekleştireceğiz. Biraz elan ayrıntılı araştırmalar yapacağız. Esas sonucu konseyde vereceğiz." niteleyerek konuştu.
Kronik böbrek yetmezliğinde en şişman probleminin yaşamın makinalara dair idame ettirilmesi bulunduğunu aktaran Pekmezci, "Haftada 3 kez, günde 3-4 vakit devam eden diyaliz seanslarına dönüşmek zorundasınız. Su kısıtlamanız olur, doya doya su içemeyebilirsiniz. Kronik yanında kansızlık gır mevzusudur ve hastalar tez yorulurlar, halsizdirler. Renkleri soluktur. Normal avlu fonksiyonlarını adına getirmeleri enine boyuna zordur. " ifadelerini kullandı.
Pekmezci, böbrek yetmezliği hastalarının diyalizle levent boylu seneler yaşayabildiklerini fakat avlu kalitelerinin aktarım bulunan hastalarla karşılaştırılamayacak derece çirkin bulunduğunu dile getirdi.
Gainakhunov'un eşinden böbrek almasını "büyük şans" şekilde niteleyen Pekmezci, karı bireyleri, yakınlarına aza özgülemek isteseler de rastgele devir bu uyumun sağlanamayabildiğini kaydetti.
Organ naklinin peşi sıra Gainakhunov'un birtakım hususlara nazarıitibar etmesi gerekeceğine yer veren Pekmezci, "Özellikle kendisini enfeksiyondan korumalı. Burada pedagoji bilimi veriyoruz. O mevzuyla ilgilenen hususi hemşirelerimiz var. İlaçlarının dozlarını ekibimizdeki arkadaşlarımız ayarlıyor. Sürekli araştırmaları var. Hayatları böbrek yetmezliği sürecinden aşırı elan nitelikli oluyor. Yani alışılagelen yanında insanoğlunun yapabileceği aktiviteleri gerçekleştirebiliyorlar." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye aza nakli ameliyatlarında yeğleme edilen yanında ülke
Prof. Dr. Salih Pekmezci, aza nakli ameliyatları düşüncesince emlak dışından hastaların Türkiye'yi yeğleme etmesine dair ise şunları söyledi:
"Türkiye'de tababet dalında Avrupa düzeyinde pedagoji bilimi veriliyor. Çok kalburüstü talim üyelerimiz, hekimlerimiz var. Bir de yasal sıfır işler Türkiye'de katı yapılmıyor. Çünkü bunlar eninde böylecene medyaya yansıyor. Türkiye'yle ilişik tek hakeza yanında gıybet duymazsınız. Çok münferit 1-2 görüngü vardır. O da kişiseldir. (Yapılan nakillerin) Sonuçları da epey bir iyidir. Dolayısıyla yeğleme edilen yanında ülkeyiz. Sadece örgen nakli değil, gayri bölgelerde da Türkiye güzel ve yeğleme edilen iklim konumunda. Fiyat politikası da bunu az buçuk etkiliyor sanırım. Biz de bundan ongun oluyoruz."
Gainakhunov'un Türkiye'yi yeğleme etmesinin emniyet duymasıyla ilişik olduğuna dikkati çekici Pekmezci, "(Kazakistan) Orada da yapılmaktadır bu işler. Ama hastamız Türkiye'yi başta de Cerrahpaşa'yı yeğleme etmiş. Cerrahpaşa International aracılığıyla da bize ulaşmış. Bundan devlet duyuyoruz." dedi.
Prof. Dr. Pekmezci, Türkiye'nin canlıdan aza nakli fail devletler ortada dünyada az elan önceki sıralarda bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Biz esasi organı kadavralardan, doğrusu ölen hastaların organlarının arazi olması adına bağışlanarak 7-8 insana dirilik vermesi, avlu vermesinin taraftarıyız. Öldükten sonraları rastgele şeyimizle arazi olacağız fakat bağış yaptığımızda organlarımız apayrı bedenlere dirilik verecek. Şu anda 230 bin yöresinde böbrek nakli muntazır pestil var. Yıllık müteaddit aktarım yapıyoruz? 2 bin 500 ila 3 bin arası. Ülke şekilde aza bağışına ciddiyet verip bu rakamları yukarılara çekmemiz lazım. Kadavra nakillerde dereceye girmemiz lazım, deli dolu vericilerde değil."
Böbreğini alacağı eşinin kırıklık yaşamadan dünyasına bitmeme etmesi en şişman isteği
Yalkunzhan Gainakhunov, 5 sene evvela gerilim yüksekliği, el ve kadem titremesi kabil şikayetlerle hastaneye başvurduğunu fakat sorununa doğrudan kişileştirme konamadığını, yanında doktorun namına diyalize girmesi icap ettiğini dediğini anlattı.
Böbreğinde dava olduğuna inanmadığı düşüncesince diyalize girmeyi onama etmediğini aktaran Gainakhunov, "Muhtemelen apayrı yanında sorunum olacağını düşündüğüm düşüncesince Çin'de de inceleme yaptırayım niteleyerek oraya gittim. Çin'de birtakım vitaminler verildi. Daha da kötüleştim. Kreatinin değerlerim elan da yukarı seviyeye çıktı. Oradan Özbekistan'a gittim. Kesin kişileştirme koydular. 'Böbrek yetmezliğin var, böbreğin çalışmıyor.' dediler. Kreatinin değerlerim 2,2 yöresinde bulunduğu düşüncesince çabucak diyalize girmem gerekiyordu." niteleyerek konuştu.
Gainakhunov, diyalize girmiş bulunduğu süreçte sağlığın ne derece ehemmiyetli bulunduğunu anladığını dile getirdi.
Diyalize girmesine üzülen eşinin namına böbreğini özgülemek istemesi üzerinde aktarım işlemleri düşüncesince araştırı hazırlamaya başladıklarını kaydeden Gainakhunov, Türkiye'yi ne yeğleme ettiklerini şu laflarla anlattı:
"Kazakistan'da tanıdığım Türk arkadaşlarım vardı. Dostlarım Prof. Dr. Salih Pekmezci'yi tanıyordu ve bana kaynak ettiler. Tedavimin elan dobra olacağına inandığım düşüncesince burayı yeğleme ettim. Her yandan araştırdım. İnternetten baktım. Birçok ülkede örgen nakli yapılmaktadır fakat Türkiye'nin elan dobra bulunduğunu internetten okudum, çevremden duydum. O nedenden dolayı aktarım yaptırmak düşüncesince Türkiye'ye geldim. Burada cerrahi müdahale olacağımız düşüncesince aşırı seviniyoruz. Benim düşüncesince en önemlisi eşimin rastgele yanında kırıklık yaşamadan alışılagelen dünyasına bitmeme etmesi. Ben de böbreği aldığım düşüncesince emektar yaşantıma dönebilirsem ne mutlu. İkimizin de mıhlı olmasını dilek ediyorum. Eşimden böbrek ilişki iktisap etmek ayrımlı yanında duygu. Ama eşim de benim 5 sene neler çektiğimi gördü. Bana etüt görevlisi iktisap etmek için, Allah razı olsun böbreğini verdi."
"Tek arzum böbreğimi alsın, sıkıntılardan kurtulalım, bahtiyar halde yaşayalım"
Gulzar Gainakhunov da eşinin maraz ve diyaliz sürecinde nice sıkıntıyla karşılaştıklarını, dobra ve çirkin eyyam yaşadıklarını söyledi.
Bunun hakeza bitmeme etmesini istemediği düşüncesince eşine böbreğini bağışlamaya değişmeyen verdiğini dile getiren Gainakhunov, şunları kaydetti:
"Tek arzum böbreğimi alsın, sıkıntılardan kurtulalım, bahtiyar halde yaşayalım. Bu sıkıntıları yaşayınca, kocam bana sormadan, böbreğimi ona kendim özgülemek istedim. Sonra araştırdık. Astana'da yanında el 'cross match' testi yapıldı. Türkiye'de bu işlerin elan dobra olacağını düşündük. Sonrasında yanında tanıdığımız aracılığıyla Prof. Dr. Salih Pekmezci'nin dalında aşırı dobra yanında bilirkişi olduğunu, onun da Cerrahpaşa International'da çalıştığını duyarak buraya otama iktisap etmek düşüncesince geldik. Ameliyattan ahir en şişman arzumuz, erkeğimin diyalize girmeden mıhlı halde yaşaması. Bir oğlumuz var. evladımız ve torunlarımızla beraberce bahtiyar halde yaşam sürmeyi istiyoruz."
