Bursa
Bursa'da canlı Özden Dalkılıç, bir sene evvela KOSGEB yardımı ile açmış olduğu atölyede hem eş ekonomisine ulama sağlamaktadır bununla beraber seramiğe dikkat duyan hanımlara terbiye veriyor.
Yaklaşık 10 sene matbuat sektöründe muhabirlik yaptıktan sonradan 5 sene evvela evladı olunca mesleği bırakan 42 yaşındaki Dalkılıç, uğraşı gayeli seramik kurslarına gitti.
Zamanla hobisini mesleğe tahvil etmek düşüncesince harekete sabık Dalkılıç, KOSGEB'in girişimcilik kursunu tamamlayarak almış olduğu bağış yardımı ile fırın ve çömlekçi tornası edinerek seramik atölyesi açtı.
Atölyesine oğlunun adını sağlayan avrat girişimci, hem ilkin debbağ ve bardak kazanmak neredeyse ayrışık seramik mahsulat yaparak satıyor bununla beraber bu sanata dikkat duyanlara terbiye veriyor.
Özden Dalkılıç, AA muhabirine, hâlâ evvela göstergeç muhabirliği yaptığını, çocuğuyla alakadar kazanmak istediği düşüncesince sektörden ayrıldığını anlattı.
Ahşap boyama, hulliyat dizayn kabil hobileri denediğini fakat seramiğin yerinin kendisi düşüncesince ayrı bulunduğunu tamlayan Dalkılıç, "Seramikle çabalamak rastgele daim içimde vardı. Bebeğim 1-2 yaşına vardığında seramik kurslarını araştırmaya başladım. Belediyelerin verdiği kurslara bitmeme ettim. hususi hocalardan seramik derslerimizi aldım. İstanbul'da bazısı atölye çalışmalarına, eğitimlere katıldım. Kendimi beklenir olduğunca geliştirmeye, eğitmeye çalıştım." niteleyerek konuştu.
Dalkılıç, aklında rastgele daim bir atölye açılış düşüncesi bulunduğunu dile getirdi.
Kovid-19 salgınının geçmiş günlerinde atölyesini hazırladıklarını vurgulayan Dalkılıç, şöyleki bitmeme etti:
"İnşaatından dekoruna, boyasına denli rastgele şeyini eşimle yaptık. Çıkma bir kapıdan masa, ağaçtan raflar yaptık. Hepimizin evde kalmış olduğu günlerde atölyenin dekorasyonunu ve ön hazırlığını yapmış olduk. Seramik atölyesinde en ehemmiyetli gereç fırındır. Fırın ilişki param yoktu. Ne yapabileceğimi araştırmaya başladım. KOSGEB düşüncesi aklıma geldi. Kadın girişimcilere sunulan destekleri araştırdım ve başvurdum. Bunun düşüncesince bir tedarik süreci oldu, müşavir atandı. KOSGEB eğitimleri aldım. Çok şükür projem ve hibem onaylandı. Fırın ve çömlekçi tornası aldım."
"En aşırı istediğim şey, dünya dışına açılmak"
Dalkılıç, lansman ve adanmış amacıyla içtimai iletişim araçları hesabı açmasının peşi sıra ürünlerine ilginin arttığını vurguladı.
Sosyal medyanın bu konudaki etkisine dikkati çekici Dalkılıç, şunları kaydetti:
"Kuveyt'ten caba mevrut müşterilerim oldu. Başka şehirlerden siparişler almaya başladım. En şişman destekçim, içtimai medya. Zamanla 'bize de öğret' diyenler oldu. Her sabık devir bu arzu arttı. İlk başlangıçta on paralık mevrut revan yoktu. Tanındıkça, akıbet 4-5 aydır bu atölye, rastgele devir dolu, rastgele devir kesinlikle bazıları geliyor. Öğrenmek, boyamak düşüncesince gelenler, evde yapmış olup fırınlatmaya gelenler var. Hayatıma bir güruh dünkü insanoğlu girdi. Belki bir güruh dünkü seramikçi doğuyor. Çok dörtköşe gidiyor. İşimi bayıla bayıla yapıyorum. En aşırı istediğim şey, dünya dışına açılmak. İnternet sitelerinden dünya dışına marketing ve adanmış hazırlamaya başladım. Bu sitelere verim yüklüyorum. Yavaş ağır dünya dışına adanmış da olacak inşallah."
Özden Dalkılıç, istihsal düşüncesince en herşeyden ilk olarak kil ve sudan oluşan balçığa elleriyle biçim verdiğini, 950-980 derecelik fırında kısaca 24 saatlik pişirme süresinin peşi sıra ürünün "bisküvi" durumuna geldiğini aktardı.
Desenleme, boyama, sırlama yaptıktan sonradan ürünü esasen 24 zaman fırınlayarak süreci tamamladığını bildiren Dalkılıç, "Meşakkatli bir şey. Kesinlikle gıdaya akla yatkın esrar kullanıyorum. Bulaşık makinesinde yıkanabiliyor güçlükle kullanma ömrünün derinlemesine olması düşüncesince elde yıkama başvuru ediyoruz. En aşırı ürettiğim şeyler, debbağ ve bardak. Bunların formu manzara gücünüze kalmış. Sınırı yok." ifadelerini kullandı.
