Safranın vücutta ehemmiyetli görevlerde olduğunu tamlayan Prof. Dr. Onur Yaprak, “Tekrarlayan enfeksiyonlar, muafiyet düzensizliği yahut inkıbaz ile savaşım ediyorsanız kendinize safranızda bir başağrısı olup olmadığını kesinlikle sorun. Bunların dışında; otoimmun hastalıklar, kanser, diyabet, süreğen yorgunluk, yangılı bumbar hastalıkları, hipertansiyon kabil semptomlarla uğraşıyorsanız safranız az buçuk dingin olabilir. Bu semptomlar bir çok kez ya toksik bir yükten yada terbiyeli bağırsaklarda mikrobiyal baş döndürücü büyümeden kaynaklanır” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Onur Yaprak, tekrarlayan enfeksiyonların altından öd problemlerinin çıkabileceğini belirterek ehemmiyetli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Yaprak, “Hipokrat dönemine derece uzanan tıbbi teorilerde vücutta kan, balgam, zerrin öd ve kara öd diyerek muttasıf 4 sıvıya özen çekilir ve bu sıvıların dengesi bozuk çıktığında hastalığın andıran bulunduğu söylenir. Karaciğer çeşidinden imal edilen safra, su, öd asitleri, öd tuzları, elektrolitler, yağ asitleri, fosfolipitler, toksinler, kolesterin ve bilirubinden oluşur. Günlük karaciğerin ürettiği öd miktarı averaj 1 litredir. Safranın sarı, yeşil rengini sağlayan ihtiva ettiği bilirubin maddesidir. Karaciğerde imal edilen safranın dahası öd kesesinde depolanır. Safranın yapısındaki maddeler ortada oluşabilen dengesizlikler öd kesesi taşlarına defa açar. Yağlı bir aşındırmak sonrası öd kesesindeki su öd kanalı içerisinden bumbar sistemine boşaltılır” diyerek konuştu.
"Tekrarlayan enfeksiyon yahut kabızlığa dikkat"
Vücutta safranın çok ehemmiyetli görevleri bulunduğuna özen çekici Prof. Dr. Yaprak, "Safra, besinlerle tahsil edilen yağın parçalanması ve emilmesi düşüncesince gıdalara pankreas enzimlerinin parçalaması düşüncesince akla yatkın ortamı sağlar. Ayrıca yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin emilimine vasıtalık eder. Bağırsaklarımızda çağımızda önemi anlaşılmış bulunan bakteriler arasındaki dengeyi sağlar ve dokuncalı bakterileri öldürür. Bir başka ehemmiyetli rolü de karaciğerin süzdüğü kâffesi ilaçlar, emektar hormonlar, göze metabolizmasının taraf ürünleri, buğulu hücreler, çevresel toksinler ve ağırbaşlı metaller öd içerisine salınarak vücuttan atılır. Tekrarlayan enfeksiyonlar, toksisite sorunları, muafiyet düzensizliği yahut inkıbaz ile savaşım ediyorsanız kendinize safranızda bir başağrısı olup olmadığını kesinlikle sorun. Bunların dışında; otoimmun hastalıklar, kanser, diyabet, süreğen yorgunluk, irritabl bumbar sendromu, yangılı bumbar hastalıkları, erdemli tansiyon, dysbiosis, Lyme, süreğen enfeksiyonlar (viral, bakteriyel, fungal), SIBO, kandida, alerji, histamin intoleransı yahut baş döndürücü duyarlılık kabil semptomlarla uğraşıyorsanız safranız az buçuk dingin olabilir. Bu semptomların bir çok çoğu kez ya toksik bir yükten yada terbiyeli bağırsaklarda mikrobiyal baş döndürücü büyümeden (SIBO) kaynaklanır" biçiminde konuştu.
"Safrayı artırmanın yolu hidrasyon ve gıdalardan geçiyor"
Prof. Dr. Yaprak, öd yapımını artıracak ipuçlarını şöyle açıkladı: "İlk yerine tam hidrasyon olmalıdır. Yeterli hidrasyonun dü asliye bileşeni vardır, su ve elektrolitlerdir. Her ikisinin de öd sentezi, akışı ve işlevinde önemi vardır. Safranın tahminî yüzdelik 95'i sudur. Bir insan yegâne başına su ile yeteri kadar hidrate olmaz; yalıtım sinyallerinin merkezi asap sistemine iletilmesi düşüncesince elektrolitlere gerekseme vardır. Elektrolitler sodyum, potasyum, klorür, kalsiyum ve magnezyumdan oluşur. Bu mineraller sadece safranın önemsiz bir bölümünü oluşturmakla kalmaz, bire bir sürede öd asitlerinin deli dolu taşınması ve öd çıkışıyla münasebetli kapakların tam açılıp kapanması kabil işlemler düşüncesince de gereklidir. İkinci yerine da öd desteği düşüncesince akla yatkın besinler tüketilmelidir. Safra tuzu yapısına eklenen glisin ve taurin kabil tam amino asitleri aldığımızdan emniyetli peyda etmek çok önemlidir. Bu amino asitler çokluk mahsulleri, kümes hayvanları ve et, süt, er bezi kabil ürünlerde çok oranda bulunur. Safra salınımına çevir sesi özgülemek düşüncesince rejimde yağ olması mühim bir şeydir bunun düşüncesince en metin olanı zeytinyağıdır. Ancak sadeyağ yada hayvani yağlar, kuruyemişlerdeki yağlar, balık hasım ayrıca avokado da öd üretimini uyarır. Vitaminler ve mineraller, vücuttaki kâffesi dirim bilimsel reaksiyonlar ve süreçler düşüncesince katalizör rolü görür. C vitamini, 7-alfa-hidroksilaz yerine tanıdık bir enzimi etkileyerek kolesterolün öd asitlerine metabolizmasını uyarır. Narenciye, zaman meyveleri, yoğun yapraklı sebzeler, turpgiller, patates, idmansız dolgunca oranda C vitamini içeren besinlerdir. Safranın yapısında mevcut fosfolipidleri peydahlamak düşüncesince kolin içeren besinler tüketin. Karaciğer, er bezi sarısı, al ve alkan et, süt, brokoli, karnabit ile tam kolin desteği alınabilir. Safra akışkanlığını artırmada ise kahve, roka, karahindiba, ılık sulu zırtlak suyu asistan olacaktır".
