Karabük
"UNESCO çilingiri" unvanlı Özdemir, dayanıklı aşırı uygarlığa ev sahipliği yapan, ilkin Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, güreşçi köprüsü ve konaklarla öne çıkan üç bin salname geçmişe cemaat Safranbolu'daki zamanı Demirciler Çarşısı'nda 16 yaşlarında mesleğe şakirt adına başladı.
Zamanla kendisini geliştirerek anahtar mesleğinde ustalaşan Özdemir, 44 senedir hanuman başlangıcında çekiç sallayarak zamanı evlere anahtar üretiyor.
Mesleğinin akıbet temsilcisi, meydana getirdiği kilitlerle zamanı konakların kestirmece dört metreyi bulan şişman ve desenli kapılarını adeta süslüyor.
Türkiye'nin nice sahasında restorasyona tahsil edilen UNESCO'ya ilgili çatı ve sit alanlarının esrar işlerini de fail Özdemir'in kilitleri, yerel ve ecnebi ziyaretçilerden dikkat görüyor.
"İşime geldiğim devir bahtiyar oluyorum"
Özdemir, AA muhabirine, demircilik mesleğinin çocukluk imgesel bulunduğunu anlattı.
İşini sevilmiş olduğu düşüncesince mesleğine dört kolla sarılarak çelimsiz müddette kalfalık ve ustalığa yükseldiğini aktaran Özdemir, "44 sene oldu, 'Yoruldun mu, bıktın mı?' Hayır. İşime geldiğim devir bahtiyar oluyorum. İnsanlar bahtiyar olmak, dinlence gerçekleştirmek düşüncesince uzaklara giderler, ego abat kazanmak düşüncesince işime geliyorum." dedi.
Özellikle anahtar yapımına eğildiğini tamlayan Özdemir, şu biçimde bitmeme etti:
"Türkiye'nin nice sahasında UNESCO'ya ilgili yapılar, sit alanları var. Bu taşınmazlarda devir hin yenileme oluyor. Bunların esrar işlerini yapıyorum. Ecdadımız, vaktiyle uygulayım bilimi yokken bu taşınmazların esrar aksamlarını atölyelerde tokatlayarak yapıyorlarmış. Demiri tavında tokatlayarak biçim veriyorlardı, kapıdaki anahtar ve reze denli metalleri yapıyorlardı. Şimdi restorasyonlarda kapılardan ne sökülüyorsa aynısını leffetmek zorundasın. Biz de bu işin yabancısı değiliz. İçinde bulunduğumuz demirciler arastası 1796 tarihli. O zamanki ustamız ne yaptı, kılıç de deminden aynısını yapabiliyoruz. Çünkü dededen toruna sabık ustaca geldik bugünlere."
"Cenab-ı Allah ne derece hayat verdiyse yapacağım"
Kapıların boylarına gereğince anahtar yaptığını vurgulayan Özdemir, şu biçimde bitmeme etti:
"Konak, eğlek kapıları, kapıların ebatlarına göre, hiç kanat, koşa taraf anahtar yapıyoruz. Kilitleri hurdadan yapıyoruz. Hiçbir etabında teknoloji, işletme ve araba kullanılmadan kaburga ve ateşle yapıyoruz. Eskiden günde üç anahtar yapıyorken bu ikiye ve bire düştü. İki günde bir, haftada biricik de yapsam isteyerek yapıyorum, işimde bahtiyar oluyorum. Cenab-ı Allah bana ne derece hayat verdiyse yapacağım."
Özdemir, işini doğacak kuşaklara aktarma etmek istediğini dile getirerek, "Gönül anca istiyor ki mesleğimiz ayrımsız biçimde bitmeme etsin. Ama gençlikte şu anda hakeza birlikte eğilim yok. Gençlik emeksiz mülk peşinde. Gençlik sanat bellemek mecburiyetinde ve zat işini kurmalı. Kendi kendisini yönetmesi lazım." diyerek konuştu.